DÜNYA KADINLAR GÜNÜ (8 MART)

Türk kadını, Türk tarihinin her sayfasında, Türk erkeğinin yanındadır. Türk erkeği de, her dönemde kadına önem vermiş, desteklemiş ve korumuştur.

Kadın olmak, anne olmak, eş olmak, evinin kadını olmak, tarlada, bahçede kısacası kadın, hayatın her safhasında etkin rol oynamış, gücünün yettiği kadar her işin üstesinde gelmiş ve başarıyı elde etmiş, gelenek göreneğine bağlı Türklüğüne yaraşır eşine hep yardımcı olmuş.

Türkler İslamiyet’i kabul ettikten sonra, kadın hakları daha netlik kazanmış ve dinimizin kadına gösterdiği önemi de özümleyerek kadına geleceğin annesi olarak, kadının üstünlüğünü, kadına baş tacı olarak değer vermişlerdir.

Kadın anne, kadın bacı, kadın yar, kadın eş işte bu vasıflar kadını farklı kılmış ve değerini de yükseltmiştir. Kadının yüklendiği birçok rol, yaşamdaki yerinin zorluğu kadına saygınlık kazandırmıştır.

Her başarılı erkeğin arkasında başarılı bir kadın vardır, sözü bize hep eşine her konuda yardım eden, sorunlarını paylaşan, başarısına katkıda bulunan ve eşini yönlendirerek desteğini eksik etmeyen bir kadının emeğini, sabrını, bilgisini ve anaç yapısını ortaya koymaktadır.

Türk kadınının fedakârlığı, dünyadaki hiçbir millette yoktur. Eşine, çocuğuna, evine, annesine, işine, kayınvalidesine, memleketine, ulusal olan her konuda gösterdiği fedakârlığı tartışılmaz bir değerdedir.

Dünyanın kurulmasıyla ilk kadın, Havva anayla kadınlar, çoğalmış, kendini yetiştirmiş ve günümüze kadar gelinmiş ve aldığı roller artmıştır.

Atatürk, kadının Türk toplumundaki yerini daha farklı kılmış, kadına verilen hakları artırmış.1926 yılında Medeni Kanunun kabulüyle kadınlarımız medeni haklarına kavuşmuş, kadın erkek eşitliği toplumumuzda yer almış, siyasi hak ilk, 3 Nisan 1930’da Belediye Kanunu ile Belediye Meclisine üye seçmek ve seçilmek hakkı tanınmıştır.

26 Ekim 1933’de köy muhtar ve heyeti seçimlerine girme hakkı,

5 Aralık 1934 yılında yapılan anayasa değişikliği ile milletvekili seçme ve seçilme hakkı tanınmış.

1935 yılında yapılan milletvekili seçimlerinde,18 kadın milletvekili seçilmiş, TBMM’de göreve başlamış.

“Dünyada her güzel şey kadının (ananın)eseridir. Kızlarını (geleceğin analarını) okutmayan milletler oğullarını manevi öksüzlüğe mahkûm etmiş demektir” demiş Atatürk. Ne yazık ki günümüzde kızlarını okutmak istemeyen, bilimden, edebiyattan, sanattan kısacası aydınlığın yolunu kapatan aileler var. Bile bile yavrusunu manevi karanlıklara mahkum ettiriyorlar. Hiçbir Türk kızı cahil kalmamalı, aydın, dil bilen, sanattan, edebiyattan, politikada kısacası hayatın hiçbir alanından mahrum olmamalı, toplumsal her alanda etkin olmalı, başarılı olmalıdır.

Kurtuluş savaşında kadınımız da, erkeğimiz gibi savaşın kazanılmasına emek vermiş, Nurullah Ataç gibi bilinçli aydın Türk kadını önderlik yapmış ve diğer kadınları yönlendirmiş ve zaferin elde edilmesine orduya yardım etmiş ve savaşmışlardır.

Atatürk derki: “ Kimse inkâr edemez ki bu harpte ve ondan evvelki harplerde milletin kabiliyetini tutan, hep kadınlarımızdır. Çift süren, tarlayı eken, ormanda odunu, keresteyi getiren, ürünleri pazara götürerek paraya çeviren, aile ocaklarının dumanını tüttüren, bütün bunlarla beraber sırtı ile kağnısını ile kucağındaki yavrusu ile yağmur demeyip, kış demeyip,sıcak demeyip, cephenin mühimmatını taşıyan hep onlar, hep o ulvi, o fedakâr, o ilahi Anadolu kadınları olmuştur. Bundan dolayı, hepimiz bu büyük ruhlu ve büyük duygulu kadınlarımızı şükran ve minnetle, ebediyen aziz ve takdir edelim.” Herhalde dünyada kadına en güzel vasıfları yakıştıran en büyük devlet adamı bizdedir… Türk kadının, çalışkanlığını, becerisini, fedakârlığını, koruyuculuğunu ve aziz vatanına verdiği sevgiyi ve bu sevgiden doğan gücün emekle birleşerek başarılara imza atmıştır.

Günümüzde birçok alanda kadınlarımız çok başarılı, gerek siyasette, gerek sanatta, gerekse bilim teknikte… Her mesleği başarıyla üstesinden gelen kadınlarımız daha güzeline layık, daha özelini hak eder. Şu an Türkiye’nin en zengin aileleri den, biri olan Sabancı ailesi Güler Sabancı’nın bir iş kadını olarak Uluslararası ve Türkiye’deki çalışmaları gurur verici, onur verici…

Kadınlarımızı yalnız 8 Mart’larda değil her zaman anmalıyız, kadınlarımıza gereken değeri vermeliyiz, eğitimine titizlik göstererek, geleceklerine emin adımlarla hazırlamalı ve her konuda desteklemeliyiz. Eğitimli bir eş, eğitimli bir anne, eğitimli bir kadın her zaman çevresine ışık saçar, sevgi saçar ve karşılaştığı sorunlarla başa çıkmayı bilir…

Atatürk’ümüzün bakış açısıyla kadına yaklaşılmalı, eğitimine destek olunmalı, saygı duyulmalı, gelecekleri için gereken yapılmalı…

Fatma Özger Bilgiç

KADIN CANDIR

Kadınlar şiirdir ruhu okşayan

Huzuru yüreğe hemen dokuyan

Özverisi, sabrı takdire şayan

Kadın can canandır sizi okuyan...

Kadınlar şifadır derdine ilaç

Sever üzmezseniz yuvaya anaç

Güven inan ona sev içini aç

Toparlar o seni yüreğe uyan…

Kadın gül bahçesi mis gibi kokar

Rengârenk oluyor gülüşü yakar

Mutlu ederseniz o şaha kalkar

O bütün hisleri en önce duyan…

Mertlik asalettir kadına hastır

Yuvası üzgünse yüreği yastır

Özger derki kadın bir elmas taştır

Kadınlar ışıktır güzellik yayan…

07.03.2018

Fatma Özger Bilgiç