TRT'ye  yeni  bir yönetim kurulu atandı. İçlerinde MHP'ye yakın bir isim var mı bilmiyorum, ama bir dönem Öcalan'ı göklere çıkaran bir isim var.

Çözüm sürecini hatırlayın, Hilal Kaplan diye bir yazar vardı. O tarihlerde; "Apo başkan, PKK şampiyon" "Kırmızı,sarı, yeşil" gibi paylaşımlar yapıyordu. Yazılarında, futbol kulüplerinin bayrağı var, Kürtlerin de bir bayrağı olmalı diyordu.

Terör örgütüne yönelik operasyonları eleştirirken; "devlet katil değil, seri katil," diyordu.

Şimdi seri katil dediği o devletin radyo ve televizyonunun yayın politikalarını belirleyecek yönetim kurulu üyeliğine atandı.

Bahçeli istediği kadar HDP üzerinden ucuz milliyetçilik yapsın, AKP budur. O hiç değişmedi. AKP her zaman etnikçilerle çalışmayı milliyetçilere tercih etti. AKP ile HDP arasındaki geçişkenliğin arkasında da bu ideolojik yakınlık var.

AKP ve onu yönetenler de milli/ulus devlete karşı,HDP ve uzantıları da. Çünkü ulus devlet kabileleşmeye, etnikleşmeye müsaade etmiyor.

AKP ve onu yönetenler de Atatürk'e karşı, HDP' de. Çünkü, Atatürk milli devleti kurarak ayrılıkçıların, din istismarcılarının hayallerini yok etti.

AKP de ortamı bulduğunda eyaletleşmeden bahsediyor,HDP'de. Çünkü ikisi de amacına ancak üniter yapıyı dağıtarak ulaşabileceğini biliyor.

AKP karşıtlığını ümmetçilik ve din perdesi altında yapıyor, HDP demokrasi kisvesi altında. Onun için bu tip atamalara çok da şaşırmamak gerekiyor. AKP'de HDP ile aynı çözüm önerilerini savunan onlarca milletvekili var. Daha dün dediğimiz bir tarihte PKK ile masaya oturmadılar mı?

CB Erdoğan,Diyarbakır'da yaptığı konuşmada çözüm sürecini biz bitirmedik, HDP bitirdi, dedi. Bu,HDP bitirmeseydi çözüm sürecinin devam edeceği, bazı başka düzenlemelerin daha yapılacağı anlamına geliyor.

Bitmeseydi acaba PKK'yı memnun etmek için daha ne yapılacaktı?

PKK'nın üç talebi hariç, bütün talepleri yerine getirildi. Geriye kalanlar,Öcalan ve PKK'lıların affı, ana dilde eğitim ve kendi kendini yönetim, yani özerklik,  yani  devlet olmaktı. Geriye kalanlar için de alıştıra alıştıra formülü düşünülüyordu. Yandaş medya yoluyla sosyal mühendislik yapılacak, vatandaş  Kuzey Irak tipi bir yapılanmaya ikna edilecekti. Alıştıra alıştıra Türkiye'yi çözmenin aşamaları ise önce eğitim, sağlık, yerel güvenlik(Emniyet) gibi alanlarda yetkinin valilere devredilmesi, sonra da bu yetkilerin belediyelere aktarılması idi. Süreç tamamlandığında müfredattan, eğitimin diline, polis alımlarından, öğretmen atamaya kadar her şey HDP'li belediyelerin elinde olacaktı. AKP'nin çözümü buydu.

Süreç, Suriye'de PKK'nın alan kazanması sonucu kazandığı öz güvenle aynı başarıyı Türkiye'de de sağlayacağını düşünerek, Devrimci halk savaşı başlatmasıyla bitti. Yani aslında PKK zorla almaya kalkışmasa muhtemelen bu düzenlemeler de yapılacaktı. Öcalan, zaten yakında hapis mapis kalmayacak, sekreterlerim bile olacak demiyor muydu?

CB Erdoğan, süreci HDP bitirdi derken aslında kendileri açısından bitmediğini ifade ediyor, bir süre önce Kürt sorunu bitmiştir dediği sözünden, yeniden bitmemiştir sözüne dönüyordu. Siyaseten zayıfladıkça da Kürtlerin desteğini almak için,  bitmemişi bitirmek için yeni hamlelerin gündeme gelmesi mümkündür. Hilal Kaplan gibi Öcalan meddahlığında en uç noktaya gitmiş birini TRT yönetim kuruluna atamak önümüzdeki dönemde neler olabileceğinin belirtilerinden biridir. İktidar hep muhalefeti HDP ile iş birliği yapmakla suçladı. Aslında HDP, AKP'nin içinde, ittifak yapmasına gerek bile  yok.