AK Parti’nin Oy Kaybı ve Türkiye’nin İhtiyacı

Türkiye’nin geleceği, yalnızca bir partinin güçlü olmasına değil, iktidarı ve muhalefetiyle birlikte sağlıklı bir demokrasinin inşa edilmesine bağlıdır.

Abone Ol

AK Parti’nin Oy Kaybı ve Türkiye’nin İhtiyacı

AK Parti, son yerel seçimlerde önemli kayıplar yaşadı. Adıyaman, Keçiören, Şanlıurfa gibi illerde belediye başkanlıklarının kaybedilmesi, ardından İstanbul, Ankara, Adana ve Mersin gibi büyükşehirlerin muhalefete geçmesi, partinin tabanındaki çözülmenin en açık göstergeleri oldu. Ancak AK Parti seçimler sonrası bu sonuçların sebeplerini doğru okuyup, sağlıklı bir tahlil yapamadı. Kaybedilen şehirlerdeki yerel sorunlar çözülemedi, halkın beklentilerine karşılık verilemedi.

İstifalar ve Belirsizlik

Geçtiğimiz hafta 7 AK Parti il başkanının istifası, partideki sancının bir başka işaretiydi. Yerlerine atanacak isimlerin bu sorunları çözmeye gücü yetecek mi, bunu zaman gösterecek. Ancak şu açık: Genel Merkez, il başkanlarını istifaya zorladığında, önünde mutlaka bir B planı da bulunmalıydı. Görevden almanın yanında yeni il başkanları hızla atanmalı, teşkilatlarda boşluk oluşmamalıydı.

Oysa yaşanan belirsizlik, partideki heyecan kaybını derinleştirdi ve bu boşluk sosyal medyaya bırakıldı. Görevden alınan 7 ilde hiçbir başarısı olmayan, siyasette karşılığı bulunmayan, hatta fiziki-ruhsal zorluklar yaşayan kişilerin “ben il başkanlığına talibim” şeklindeki çıkışları, partinin kurumsal ciddiyetine gölge düşürdü. Bu tablo, partinin disiplinli teşkilat yapısına yakışmadığı gibi, tabanın güvenini de zedeledi hatta, Siyaseti Matrah mizah haline getirdi.

Yüzde 50+1’in Getirdiği Sınav

Yıllarca Recep Tayyip Erdoğan’a güçlü destek vermiş biri olarak bugün geldiğimiz noktada duyarlı Milliyetçi bir aydın olarak şahsen endişelerim artıyor. Yüzde 50+1 sistemi yönetimde istikrar için getirilmişti. Ancak bugünkü tabloya baktığımızda, bu sistemin istikrar yerine koalisyon arayışlarına, yönetimi yamalı bohça görüntüsüne götürme riski taşıdığı görülüyor.

Güçlü İktidar ve Etkili Muhalefet

Türkiye’nin sadece güçlü bir iktidara değil, aynı zamanda etkili bir muhalefete de ihtiyacı var. Ne yazık ki bugün, ana muhalefet CHP kendi iç sorunlarına gömülmüş durumda. Bu durum, İYİ Parti’nin yol alması için uygun bir zemin hazırladı. İYİ Parti, Müsavat Dervişoğlu liderliğinde bu fırsatı değerlendiremezse, siyasi sahnede tarihî bir fırsatı kaçırmış olacaktır.

Demokratik dengeler, iktidarın halkın taleplerini dikkate alması ve muhalefetin ülkeye alternatif sunabilmesiyle korunabilir. Ne yazık ki bugün, AK Parti kendi içinde eski günlerin heyecanını yaşatamıyor; muhalefet ise yeni Türkiye’nin ve dünyanın koşullarına uygun, güven veren bir çizgi ortaya koyamıyor.

Erdoğan Sonrası Türkiye’ye Hazırlık

Erdoğan sonrası dönemde, AK Parti’nin Türkiye için ciddi bir hazırlık içinde olması gerekiyor. Türkiye’de Hem iktidarın, hem de muhalefetin kendini yenilemesi artık bir zorunluluktur. AK Parti’nin taban kaybını durdurabilmesi için gerçekçi bir özeleştiri yapması, teşkilatlarını yeniden ayağa kaldırması ve halkın taleplerine kulak vermesi şarttır. AK parti bu yolda görevden istifa eden 7 il başkanı yerine atayacağı isimlerle yol haritasını nasıl sürdüreceğini ortaya koyacaktır.

Türk demokrasisi içerisinde bu kadar çok sayıda siyasi parti olması da tam bir handikaptır. Bu kadar kalabalık bir parti gurubu Türkiye’yi yönetmek için hangi asgari müştereklerde bir araya gelebilir? Bu sorunun karşılığı çok zor.

Türkiye’de Muhalefet kendi iç çekişmelerinden bir an evvel kurtulup ülkeye alternatif olabilecek vizyoner bir program ortaya koymalıdırlar.

Türkiye’nin sorunları çok, fakat bu sorunları çözecek olan partilerin sorunları bundan daha çok..

Türkiye’nin geleceği, yalnızca bir partinin güçlü olmasına değil, iktidarı ve muhalefetiyle birlikte sağlıklı bir demokrasinin inşa edilmesine bağlıdır.

BAŞKA TÜRKİYE YOK…