ALEYNA TİLKİ SİZSİNİZ
Ekonomi meselesini Meryem Gayberi’ye sordunuz.
Dış politika konusunda Tuğçe Kazaz’a danıştınız.
Ülkenin her önemli meselesinde Nagehan Alçı’yı koşturdunuz.
Kürt meselesini Orhan Gencebay’la, Hülya Koçyiğit’le, İsmail Türüt’le çözme yoluna gittiniz.
Kendi seçtiğiniz akil adamları tukaka ilan ederek çoğunu tutuklama yoluna gittiniz…
Dombra’dan başka müzik, Uğur Işılak’tan başka sanatçı tanımadınız.
Haktan, hukuktan, barıştan, adaletten, vicdandan bahseden kim varsa meydanlarda yuhalatıp işinden, ekmeğinden ettiniz.
Ne gazetelerde ne televizyonlarda bu halkın vicdanı olabilecek kimseye nefes aldırmadınız…
Hasan Cemal, Çengiz Çandar, Nuray Mert, İsmet Özel, Sezai Karakoç nerdedir, ne düşünür, ülke meseleleriyle ilgili bir fikirleri var mıdır hiç merak etmediniz.
Yüreği bu ülke için atan bütün güzel insanları bir el işaretiyle hainlikle suçladınız…
Ne televizyonlarda konuşacak, ne gazetelerde yazacak, ne konferanslar verecek kimseyi bırakmadınız.
Ülkenin kanını emen ne kadar ahlaksız, ne kadar vicdansız, ne kadar soyguncu varsa sizin gibi düşündüğünü açıkladığı için baş tacı ettiniz.
Bugün Adıyaman’da konser veren Aleyna Tilki üzerinde utanmadan bir de ahlak dersi vermeye kalkıyorsunuz.
Bugün sizinle aynı düşüncede olmayan sanatçı ve yazarlar konser verecekleri salon, konferans verecekleri otel odası, yazı yazacakları gazete bile bulamıyor.
Önceden ayarlanmış salonlar görülen lüzum üzerine iptal ediliyor. İptal edilmeyenler tarafınızdan protesto ediliyor, taşlanıyor, dışlanıyor, analarından emdikleri süt burunlarından getiriliyor.
Kitaplarıyla, fikirleriyle, düşünceleriyle büyüdüğünüz insanlar sırf sizi vicdanlı olmaya davet ettikleri için tutuklandığında horon teptiniz.
İnsanı insan yapan bütün değerleri ayaklar altına almaktan hiç haya duymadınız.
Bu ülkeyi, yazarsız, şairsiz, düşünürsüz, sanatçısız bıraktınız…
Lanetlediğiniz, ötekileştirdiğiniz, kafirlikle, hainlikle suçladığınız güzel insanlardan geriye, bir Aleyna Tilki, bir Tuğçe Kazaz, bir Nahegan Alçı, bir Erkan Tan, bir Yiğit Bulut, bir İsmail Türüt, bir Necati Şaşmaz ve avaneleri kaldı…
El birliğiyle vicdansız, ahlaksız, adaletsiz, haksız, hukuksuz, şiirsiz, sanatçısız, yazarsız, düşünürsüz bıraktığınız bu ülkede geriye kala kala bir Aleyna Tilki kaldı.
Aleyna Tilki sizsiniz; aynada bakınca ondan başkasını görüyorsanız utanma denen şeyin ne olduğunu bilmiyorsunuz demektir…
Eserinizle övüneceğiniz yerde, bu ahlaksızlığı başımıza kim sardı diye bir de şikâyet ediyorsunuz…
İyi insanlar güzel atlara binip gittiler, onlardan geriye kurtlar, çakallar bir de tilkiler kaldı…
Bir de hepsinden daha kurnaz olan sizler...
16 Aralık Pazar 22.53