Aralık Ayı ile İlgili Mülahaza

Aralık ayı, Türk-İslam tarihinde önemli münevverlerimizin vefatıyla birlikte, çok acı fakat bir o kadar da şerefli sayfalarla doludur.

Abone Ol

Aralık ayı, Türk-İslam tarihinde önemli münevverlerimizin vefatıyla birlikte, çok acı fakat bir o kadar da şerefli sayfalarla doludur.

22 Aralık 1914 de başlayıp,15 Ocak 1915 de biten acı destanımız Sarıkamış Harekatı ile, 21-25 Aralık 1963’te, Kıbrıs’ta Rum çeteleri tarafından soydaşlarımıza yapılan katliamlar karşısında Kıbrıs Türkünün verdiği şanlı direnişi ve bu ayda şehadetle ve eceli ile hakka yürüyen değerlerimizi Fatihalarımızla analım ve yeniden anlamış olalım.

İnsanlık tarihine “Kanlı Noel” olarak geçen 21-25 Aralık 1963’te, Rum çeteleri eliyle yüzlerce sivil, masum Kıbrıs Türkü; çocuk, kadın, yaşlı denilmeden katledildi.

Bu vahşet tarih sayfalarına silinmez bir kara leke olarak “Kanlı Noel” adıyla geçmiş, Türk-İslam dünyası başta olmak üzere dünyanın bütün iyi insanlarının vicdanında derin yaralar, unutulmaz acılar bırakmıştır.

“Kanlı Noel” saldırıları sırasında 20 bine yakın masum silahsız sivil Türk göçe zorlanmış,

103 köy yakılıp yıkılmış, kan donduran vahşetle karşı karşıya kalmıştır.

24 Aralık 1963 gecesi kan içmeye doyamayan Rum Çeteleri, görevde olan ve Rum hastalara da baktığı herkesçe bilinen, Dr.Bnb.Nihat İlhan’ın, Lefkoşa’nın Kumsal semtindeki evini basarak,6 yaşındaki Murat’ı, 4 yaşındaki Kutsi’yi ve sadece 6 aylık olan Hakan’ı ve anneleri Mürüvvet hanımı saklandıkları banyo küvetinin içinde kurşun yağmuruna tutarak şehit ettiler.

Bu katliamın yaşandığı o ev “Barbarlık Müzesi” olarak düzenlenmiş olup, bütün insanlığa ve gelecek nesillere, Rum çetecilerin işlediği insanlık suçunu unutturmamak için dünya döndükçe açık kalacaktır.

Kıbrıs Türk Halkı’na, karşı, çeşitli tarih dilimlerinde, Rumların yaptığı onca zulüm ve katliamlara rağmen, Kıbrıs Türkü yediden yetmişe her zaman olağanüstü bir direniş ve mücadele ortaya koymuş ve yüzlerce yıldır bu topraklardaki varlığını sürdürerek, Türkiye’nin de yardımı ile şimdi, kıyamete kadar var olacak kendi egemen devletleri olan KKTC’ni kurmuşlardır.

Acı olduğu kadar, şanlı destan olan diğer bir tarih sayfamız ise, 22 Aralık 1914'te başlayıp,

15 Ocak 1915'te sona eren, dedelerimizin, bizlerin istiklali ve istikbali için gözlerini kırpmadan şehadete yürüyerek kardan kefen giyip, kanları ve canları ile yazdıkları Sarıkamış Destanımızdır.

Yine bu ayda, 1 Aralık 1939

Çanakkale’yi geçilmez yapan unutulmaz kahramanımız Koca Seyid’in, 2 Aralık 1888

Vatan ve Hürriyet şairi Namık Kemal’in, 4 Aralık 1958 Kırım mücadelesinin önderlerinden Dr. Ahmet Özenbaşlı’nın, 5 Aralık 1941 Can Azerbaycan’ımızın yetiştirdiği Türk Dünyasının büyük şairi

Hüseyin Cavid’in, 5 Aralık 1979 komünist katiller tarafından bürosunda şehit edilen ülkücü ağabeyimiz Av.Hüseyin Cahit Aküzüm’ün, 11 Aralık 1975 “Bin cihana değişmem Şu öksüz Türklüğümü” diyen Atsız Hoca’nın, 12 Aralık

2003 ‘Biz bir millet, iki devletiz" diyen Can Azerbaycan’ımızın Umummilli lideri Haydar Aliyev'in, 17 Aralık 1995 Doğu Türkistan davasının yılmaz savunucusu İsa Yusuf Alptekin'in, 27 Aralık 1979 Ülkücü Hareketin Başbuğu Alparslan Türkeş’in "Ercüment... Aslan gibi bir yiğitti. Benim elimde yetişmişti; çok severdim. Pırıl pırıl bir çocuktu. Annesi balkondan Ercüment'i yolcu ederken hainler, anasının gözü önünde şehit ettiler. Mezara indirilirken başındaydım. Mezara bile sığmadı yavrum..."

Dediği ağabeyimiz, ülküdaşımız Ercüment Yahnici’nin, 27 Aralık 1936 İstiklal Şairimiz Mehmet Akif Ersoy’un, 27 Aralık 1941 ömrünü Türk Dünyasının birliğine, bağımsızlığına adayan Kazak devlet ve siyaset adamı Mustafa Çokay’ın, 31 Aralık 1961 DP hükümetlerinde eğitim, kültür-sanat, ulaştırma ve bayındırlık alanında yaptığı icraatlar ve MTTB başkanlığındaki fikri duruşuyla tarihimizin şeref sayfalarına not düşen, 27 Mayıs Cuntasının Müebbet hapse mahkum ettiği, Ahmet Tevfik İleri’nin, 31 Aralık 1988 Türk-İslam ülküsünün başöğretmeni Seyyid Ahmet Arvasi’nin  Hakk’a yürüdükleri günlerdir.

Tarihimizin her döneminde ve günümüzde, İstiklal ve istikbalimiz için canını veren şehitlerimize rahmet, gazilerimize sağlık ve esenlikler diliyor, ömürlerini birlik ve dirliğimize vakfeden tüm münevverlerimizin manevi huzurlarında saygıyla eğiliyoruz.

Allah’ın huzurunda, tarihin şahitliğinde, şehid ve gazilerimize kahramanlarımıza ve münevverlerimize layık olacağımıza ve onlara layık nesiller yetiştireceğimize, canımız pahasına, istiklal ve istikbalimize, vatanın, milletin ve devletin bölünmez bütünlüğüne sahip çıkacağımıza söz veriyoruz.

2023 senesinin, başta Türk-İslam Dünyasına ve tüm insanlığı barışı ve esenlik getirmesi dileğiyle, Allah vatanımızı, milletimizi, devletimizi korusun, kollasın ve yüceltsin İNŞALLAH.

Yalçın Topçu

Cumhurbaşkanı Başdanışmanı