Ateş böceklerinin mezarı, Adıyaman'da depremde hayatını kaybedenlerin anıt mezarı olmaz.
Resmi kayıtlara göre 8561, şehirde yaşayanlara ve o kıyamet sabahından sonra hayatta kalanlara göre on binlerce ( 30.000 ila 50.000) insanın hayatını kaybettiği bir bir yokoluşun anıtını gitmek öyle sanıldığı kadar kolay bir iş değildir.
Bunu Kahramanmaraş'ta ya da Malatya'da yapmanız mümkündür.
Hepsi isim isim tespit edilmiştir çünkü. Ve şükür ki isimlerin toplamı bir anıt mezara yazılacak kadardır.
Ama Adıyaman'da depremde hayatını kaybedenlerin isimlerinin yazılacağı bir anıt mezarın yapılması, ikinci kez kıyametin kopması demektir.
Kısa zamanda anıt mezarda yakınlarının ve sevdiklerinin ve dostlarının isimlerini göremeyen binlerce insan, o isimlerin neden olmadığını sorgulamaya başlayacaktır.
Bir kez sorgulama başladıktan sonra gerçekten depremde kaç vatandaşımızın hayatını kaybettiği daha net bir şekilde ortaya çıkacaktır.
Aile mezarlıklarına defnedilenler, Samsat / Kahta merkez ve köylerine defnedilenler,
İlçe belde ve mezralara defnedilenler, şehir dışına götürülenler tamamen değilse bile büyük bir oranda ortaya çıkacaktır.
Bunu kimseye bir şey kazandırmayacağını bilmiyorum. Yani depremde hayatını kaybeden Vatandaşlarımızın sayısının on bin ya da 50.000 olması bir şeyi değiştirmeyecektir.
Değişecek olan tek şey Adıyaman'ın yaşadığı kıyametin farkına varılması olacaktır belki de.
Hani biz şehirde yaşayanlar biliyoruz ki İsias oteli'nde yaşanan felaket olmasa Adıyaman 6 Şubat depremi ile hiç gündeme gelmeyecekti belki de.
Adıyaman'da 6 Şubat kıyametini yaşayanlar için en büyük anıt mezar, mezarlıktır.
Mezarlığı ziyaret edenler orada dünyanın en büyük anıt mezarını göremiyorsa, işin hamaset, gösteriş ve eğlence tarafında demektir.
Yan yana dizilen anneler, babalar, oğullar ve kızların mezar taşlarından onun kıyamete kadar unutulmayacak bir anıt olduğunu göremeyenler, bir ayağı düğünde, bir ayağı taziyede, bir eli mikrofonda, diğer eli oyunda oynaşta olanlardır.
7'sinden gün almamış yüzlerce çocuğun mezar taşlarının başına bırakılan, yağmurdan ve güneşten lime lime olan ve rengi solan minik ayakkabılarından, oyuncaklarından bir elbiselerinden daha büyük mezar anıtı mı olur!
Adıyaman'da bir mezar anıtın olmasını isteyenler ve buna çanak tutanlar o kıyamet sabahını hiç yaşamamışlar demektir.
Ama bu şehir biliyorsunuz aynı zamanda 'amatör eğlendirmeye' son derece müsait bir şehir.
Neyi ne amaçla dile getirdiğini bilmeyen insanları eğlendirmek de oyalamak da kandırmak da hayal dünyasında yüzdürmek de sanıldığı kadar zor olmasa gerektir.
Depremde hayatını kaybedenlerin isimlerinin yazılacağı bir anıt mezar yapılacaksa, bu, mezar taşı şeklinde depremde hayatını kaybedenlerin defnedildiği alana yapılmalıdır.
Ki bu da dünyanın en büyük mezar taşlarından biri olarak tarihe geçecek ve belki de çok kısa bir zamanda aynı ebatta ikinci bir mezar taşı yapılmak zorunda kalınacaktır.
Neyi kaybettiğini bilmeyenler kaybettikleri şeyi hep yanlış yerlerde ararlar.
Kaybettiklerimiz keşke sadece evlerimiz, iş yerlerimiz, caddelerimiz, sokaklarımız, ve parklarımız olsaydı.
Onların yeniden ve belki de daha güzel ne şekilde yapıldığını hep birlikte görüyoruz.
Ama gelin görün ki ev sahibi olmakla yuva sahibi olmak çok farklı şeylerdir.
Ama gelin görün ki insanın caddesiz ve sokaksız kalmasıyla dostlarından ve sevdiklerinden ayrı kalması çok farklı şeylerdir.
On binlerce insanın soğuktan ve donarak ve günlerce enkazlar altında çığlıklar atarak can verdiği bir şehirde anıt mezar konusu propaganda, hamaset, reklam ve benzeri ucuz şeylere kurban edilemez.
Böyle bir derdi olanlar bilirler ki en büyük anıt mezar, halihazırda binlerce insanın kepçelerle kazıldığı çukurlara ağaç fidesi gibi yan yana dizildiği mezarlıktır...
Bunun dışında yapılacak bir anıt mezar gösterişten ibaret taştan betondan ve demirden ibaret bir şey olur. Bu da sadece işin eğlence tarafında olanlar için 3-5 günlük bir dedikodu malzemesi olur.
Bu şehrin anıt mezarı da, ruhunun gömülü olduğu yer de, eğer alınacaksa ibret alınacak yeri de soğuktan ve donarak ve günlerce yardım bekledikten sonra bütün düşleri ve gülüşleri enkazlar altında kalan on binlerin gömülü olduğu yerdir. O yer, yeni mezarlıktır.