Geçen yıl dijital olarak başlatılan, ‘Avrupa’nın Geleceği Konferansı’ ile ilgili, bu köşede iki ayrı yorum paylaşmıştım. Söz konusu yorumlar, “Avrupa’nın Geleceği Konferansı ve Avrupa Türkleri” ile Avrupa’nın Geleceği Konferansı üzerine eleştiriler” başlıklarıyla yayınlanmıştı. Konferans başlayalı, dokuz ay oldu. Bu süre içinde söz konusu konferansa 4 milyonu aşkın Avrupa vatandaşı katıldı.

Konferansın şimdiye kadar ulaştığı hedeflere geçmeden önce, geçen yıl yayınladığım yorumlardan kısa iktibaslar yaparak, konferansın amacını tekrar hatırlayalım.

Birinci yorumda genel olarak, konferans hakkında şunları ifade etmiştim: Konferans, 9 Mayıs günü, yani ‘Avrupa Günü’nde, Avrupa Parlamentosu’nun Strazburg’daki binasında düzenlenen törenle başladı. Bir yıl boyunca, 2022’nin baharına kadar, Avrupa Birliği vatandaşları, görüşleri, teklifleri, projeleri ve düşünceleriyle AB’nin geleceğine katkıda bulunabilecekler. Bu çerçevede, Avrupalı Türkler de, içinde yaşadıkları Avrupa Birliği’nin geleceği ile ilgili görüşlerini sunabilecekler.”

İkinci yorumda yani “Avrupa’nın Geleceği Konferansı üzerine eleştiriler” yorumumda da şu cümleleri kullanmıştım: “Konferansla ilgili uzmanlarca yapılan en önemli eleştirilerden birisi, konferansın 200 milyon avroya mâl olacağı ve Avrupa’ya fazla fayda getirmeyeceğidir… Konferans teklifi alttan yani halktan gelmeyip, üstten geldiği için, sonucunun da belli olduğunu söyleyen bazı uzmanlar, konferansın Avrupa’nın geleceğine fayda sağlamayacağını savunuyorlar.”

Konferans, her ne kadar devam ediyor olsa da, geçici sonuçları ile ilgili bilgiler medyada yer almaya başladı. Öncelikle, Konferansı organize eden, Avrupa Parlamentosu, Avrupa Komisyonu ve AB Konseyi, vatandaşın katılımından oldukça memnun görünüyor. İki büyük savaş sonrası hayata geçirilen Avrupa Birliği Projesi, bir yıl süreyle, katılımcı demokrasinin bir örneği olarak, Avrupa vatandaşlarını, onların gündelik hayatlarını da ilgilendirecek konularda karar sürecine çekmek istiyor. Vatandaşların teklifleri, görüşleri, AB Projesinin gelecek on yıllarına yön verecek, etkileyecektir.

Konferansın, geçici neticeleri hakkında, Euronews'e görüşlerini anlatan Avrupa Komisyonu’nun, Demokrasi ve Demografiden Sorumlu Başkan Yardımcısı Dubravka Suica, ilk etapta olumlu bir sonuç sergiliyor. Dubravka Suica’nun açıklamalarına göre, pandemi sürecine rağmen, vatandaşlar 24 ayrı Avrupa dilinde konferansa katılıp, isteklerini, eleştirilerini, düşüncelerini, korkularını, beklentilerini dijital olarak iletiyorlar. Konferansa katılımın, ‘dijital Avrupa’ oluşturduğunu belirten Suica, konferansa dokuz ay içinde 4 milyon vatandaşın katıldığını belirtiyor.

Konferansa katılımın daha çok Almanya, Fransa, Belçika ve İtalya’dan olduğuna dikkat çeken Suice, konferansın en can alıcı geçici sonuçlarından birisinin, “katılımcıların çoğunun Avrupa ve Avrupa kurumları hakkında fazla bir şey bilmediklerini söylemeleri” olduğunu belirtiyor. Okullardaki müfredatta Avrupa ve Avrupa kurumlarının fazla yer almadığının da görüldüğünü belirten Suice, “Avrupalılar, Avrupalı kimliğinden yoksunlar ve bence bu, ama aceleci davranmayacağım, bu konferansın sonuçlarından biri olabilir” yorumunu yapıyor. Bu durumun, “biz, politika yapıcılar ile vatandaşlar arasındaki bu boşluğu mümkünse daraltmak” mesajını verdiğini söylüyor Dubravka Suica.

Avrupa Birliği tarihinde ilk kez, üç kurumun ortaklaşa bir konuda birlikte çalıştığı bu projenin, başlangıçta iki yıl sürmesi düşünülmüştü. Ancak, pandemiden dolayı, proje bir yılla sınırlandırıldı.

Avrupa’nın Geleceği Konferansı projesinin ara raporuna göre, Avrupalıların Avrupa Birliği ve kurumları hakkında yeterli bilgiye sahip olmadıkları ortaya çıktı. Durum böyle olunca, Avrupa’daki göçmenlerin ve Avrupa Türklerinin de Avrupa Birliği kurumları hakkındaki bilgileri üzerine bir fikir yürütmek zor olmasa gerek.

Veyis Güngör
7 Şubat 2022