Bugünkü Batı medeniyeti maddi bir medeniyettir. Tek kanatlı kuş gibidir.

Bu yüzden teknik boyutta yüksek manevi boyutta zayıftır. Çünkü Metafiziği yoktur. Bu yüzden hayata dünyevi açıdan bakar. Onu maddi ve tek boyutlu olduğu için eleştiririz.

Maddi medeniyetini oldukça yükselten Batı, manevi boyutunun zayıflığını kanun ve hukukla desteklemiştir. Kanun, ahlak ve etik değerlere uyan insan ve toplum inşa etmiştir. Haklı olarak bu yönüyle de dünyaya model olmuştur. Maddi Batı medeniyeti, Doğu toplumlarının çürümüşlüğüne bakıp kendi medeniyetleriyle övünürler. Haklıdırlar. Çünkü Batı medeniyeti hırsızlığı, yolsuzluğu, eşitsizliği, tecavüzü, ötekileştirmeyi, işkenceyi, cinayeti, cehaleti kadere, Tanrı'ya, dine değil hukuk ve kanunlara havale etmiştir. Ortak müşterekte birleşmişlerdir. Örneğin devletin yolunu yapan müteahhit malzemeden çalınca yalnızca kendisi değil, kendisiyle birlikte o işin kabulünü yapan mühendisi de cezalandırılır. Hatta çalınan malzemenin ücreti mühendisten de tahsil edilir. Bu yönüyle Avrupa insanını din veya Tanrı değil hukuk terbiye etmiştir. "Tanrı affeder ben affetmem" sözünün anlamını bulduğu yer Avrupa medeniyetidir. Doğu medeniyetinde ise, bu saydığım suçların cezası nedense devletten daha çok Allah'a havale edilir. İnsan ihmallarinin suçu kadere kesilir. Kader doğu toplumlarında suçluların tutunduğu can simididir. Kader konusunu bir iman meselesi yapan Emevi İslam'ına, Müslümanlar ne kadar dua etse azdır....

Bugün Doğu toplumlarında "çalıyor ama iş de yapıyorlar" anlayışıyla hırsızlığı meşru gören bir zihniyet oluşmuştur. Bu zihniyet toplumsal çürümenin dibini göstermektedir. Allah kutsal kitabında bunlara çok ağır cezalar kesmiştir. Toplum dindar olmasına rağmen yine de bu suçları çok rahat işlemektedir. Yolsuzluk, hırsızlık, rüşvet, eşitsizlik, zina ve cinayet başını almış gitmektedir.Fuhuşun çoğaldığı toplumun ahlak anlayışı, intiharın çoğaldığı toplumun inanç damarı zayıflamıştır. Doğu toplumlarında büyük suçların/günahların büyük cezası nedense ahirete havale edilir. Bu dünyadaki karşılığı küçük cezalarla geçiştirilir. Rüşvet yedirilir hukuk askıya alınır, af çıkarılır hırsızlar ve caniler serbest bırakılır... Hukuk yalnızca kağıt üzerinde vardır. Bugünkü özgürlükçü yasalar, içimizden gelerek değil, Avrupa'nın dayatmasıyla hazırlanmıştır. Buna rağmen kendimize toz kondurmaz, büyük bir medeniyet olduğumuzu utanmadan söyleriz. Avrupa insanı beşeri kanunlarla ahlaklı ve kuralcı olmuştur. Doğu 1400 yıllık ilahi ve hukuki kanunlarla yönetilmesine rağmen ne din biliyor ne ahlak, ne de hukuk tanıyor ne inanç! Toplumsal çürümemizin boyutuna bakınız maneviyat olarak nerede durduğumuzu görürsünüz. Keşke biz de Avrupa gibi maddi medeniyet olsaydık da manevi medeniyetle bu denli çürüme yaşamasaydık...