Ramazan ayı içerisin de İdlib'de bombalarla öldürülen "İnsan" sayısı 140.
İçin de çocuklar ve kadınlarda var..
Yeryüzün de savaş ve çatışma bölgelerinde 400 Milyon çocuk yaşıyor. Savaş ve çatışmaların yaşandığı ülkelerin neredeyse tümü Müslümanların yaşadığı coğrafyalar...
Televizyon spikeri, İdlib'te yaşayan, yüzü, atılan bombaların çıkardığı toz, toprağa bulanmış çocuğa soruyor "Bayramda ne olmasını isterdin?"
Çocuğun yüzün de hafif bir tebessüm! Acı ve çaresizlikle, zora ki beliren tebessümün de "Acaba olabilirmi ki" türünden, çocukça bir umut...
Cevap veriyor ama, gözlerine düşen nem vereceği cevaptan önce düşüyor yanağından, dudağına,
"Babamı isterdim..."
Babası, bir yıl önce kör bir kurşuna ya da kalleşçe atılan bir bombaya yenik düşerek göçüp gitmiş oysa ki!..
Bir başka çocuk kaybettiği annesini, bir diğeri kardeşini istiyor bayramda...
Tüm bu hengame de yitip giden çocukluğunu, yaşayamadığı sevincini, umursuzca koşabilme hakkını, savaşlardan uzak güvenle gökyüzüne bakabilme özgürlüğünü ve belki de bir yıldıza bakıp dilek tutabilme ayrıcalığını istiyor bütün çocuklar...
Tıpkı Berlin'de, Paris'te, Newyork'ta yaşayan hemcinsleri gibi!
Tıpkı, saçlarını okşarken, telini incitmekten korktuğumuz bizim çocuklarımız gibi...
Çok mu şey istiyorlar?
İstedikleri şey ne kadarda masum bir arzudur halbuki! Ne kadar ucuz şeyler...
Bir an kendi çocuklarınızı onların yerine koyduğunuz oldu mu?
Saçları toz topraktan sararmış, benizleri açlıktan beyazlamış, yanakları birbirine geçmiş...
Atılan her bomba sesinde, korku için de sağa sola koşuştururken düşündünüz mü yavrularınızı?..
Hele o korkudan ağlaşmasını hiç tahayyül ettiniz mi?..
Etmelisiniz, etmeliyiz!...
Suriye'de, Libya'da, Irak'ta, Somali'de, Yemen'de ve bilcümle bütün İslam topraklarında öldürülen, yetim bırakılan, aç bırakılan bütün çocuklar bizim çocuklarımız değilse madem, Allah'ın Resulü, niçin "Bütün müslümanlar kardeştir!" Demiş ola ki?
Biri bayram mı, mübarek mi, ola mı dedi?...
Merhamet! Merhamet! Merhamet!