BENİMLEYİM MAVİ BİR SABAHTA!
Denizi oturak, gökyüzünü siper, yıldızları yüreğime sığdırarak kendi cennetimde, kırlarda yaşıyorum.
Burada benim kurallarım, kendi ektiğim çiçekler, en sevdiğim canlılar, sevdiklerim var…
Ama lal olmuş diller, söylevler yok!
Ya da kapatıyorum bütün kirli seslere...
Konuşmuyor kimse, herkes huzurlu. Sessizlik var…
Ne kimseyle hesabım ne de kırılmışlığım, kırgınlığım var.
Hoşgörünün sınırsız tabiatındayım; ruhumun sınırlarıyla, şifresi yüreğimin iznidir.
Çok kolay giriliyor sanılır, aksine derinlerime inmek zordur;
çarparsın dalgakıranına…
Kolay gibi görünür her şey.
Yaşamın her basamağında bir çiçek kondurdum yaşadıklarıma.
Sorun dediğiniz karmaşalarda Zümrütüanka oldum.
Her seferinde ağlamadım acılarıma; aksine onlardan güç aldım, büyüdüm her seferinde.
Hep güldüm, hep güleceğim de…
Ruhumun zincirlerini sevgiyle, bitmeyen enerjimle kırdım.
Kendini bilmez, hadsiz, aymaz insanlardan hep kaçtım.
Dostlarımın sorunları ise her zaman yanı başımda, başımın üstünde.
Çözemesem de uğraş verdim.
Kendimle o kadar mutluyum ki!
En güzel alışkanlığım kitaplarım.
Kitap gibi donanımlı dostlarım, sevdiklerim var. Ne mutlu bana!
Okumanın zaman içinde bir anahtar olduğunu çözdüm.
Hoşgörüm, anlayışım, algıda seçiciliğim, bakış açım, perspektifim…
Hatta şiirlerimi yazarken beslendiğim duygular çıkıyor karşıma.
Bugün de kendimle baş başa kaldım;
denizimle, gökyüzümle, hatıralarımla,
lodosun tatlı esintisiyle, ruhumun cennetiyle...
Yine kendimi çok sevdim bugün de.
Ne demiş şair:
“Kendini sevmeyenin, beni sevdiğine inanmam.”
Hadi Kıymet, kalk!
Sana sunulmuş bu güzel hayatın kahvesini içelim.
Masmavi manzaramız sürprizlerle dolu!
En sevdiğim portakallı çikolata da yanında sürprizi olsun.
KIYMET ŞAHİN
05 Kasım 2025