Oysa tükeniyoruz!

Geçen her lahza ömrümüzden götürüyor. Her dakika, gün, hafta, ay ve sene..

******

Totemlere bayılıyoruz. Uğur, şans getirsin diye herbişeye umut bağlıyoruz. "Şanslı gün, uğurlu sayı, uğursuz kedi"filan..

Bu yeni yıl hikayesi de öyle tuhaf bir şey! Herkes bir anlam yükleyiverir yeniden zuhur edecek zamana. Oysa "Zaman tekerrürden ibarettir" Ve her geçen süre ömürden ve ömrümüzden götürmüyor mu?

"Yeni yıl hiç kimseye ne zarar ne de yarar getirebilemez!" Tarih boyunca tapılan, medet umulan ve şans getirdiğine inanılan binlerce totem kime ne fayda sağladı ki? Yeni yıl miladi senenin döngüsüdür. Miladi yıl, hristiyan inanışına göre, hz. İsa'nın sünnet edildiği gün olarak kutlanır. Hristiyan aleminin inanışına göre haklı bir gerekçeye maliktir.

Diğer yandan,eski Roma inanışına göre "Ocak ay'ı, başlangıçlar ve geçişler tanrısı Janus'a ithaf olunduğu vechile kutlanırdı" İslam inanışı her iki düşüncede de yer almaz.

*****

Hülasa; Herhangi bir inanışa inan yada inanma, seküler manada düşünüldüğünde bile, hayatı ve zamanı anlamlı kılan "İNSAN"dır!

Yeryüzünde ki adaletsizliği, savaşları, kan ve gözyaşlarını dindirmesi gereken ve dindirecek olan bizatihi insanın kendisi olmalıdır. Ömrün den biraz daha eksilen, ölüme biraz daha yaklaşan insan, kaybettiği zamanı kutluyor ne tuhaf!

Oysa, elinden uçup giden zaman, eğer inanıyor ise Ahiret  ya da hesaba götürecek, inanmıyor ise mezara götürecektir. Bunun neyini kutlar ki insan? Acayip bir tuhaflık, bu değilse nedir?