“Çok da Bir Beklentim Yoktu Aslında…”

Bazı insanlar vardır, dünyadan çok şey beklemez. Ne şöhret, ne servet, ne de ihtişamlı bir hayat... Benim de öyleydi beklentim bu fani dünyadan.

Abone Ol

“Çok da Bir Beklentim Yoktu Aslında…”

Bazı insanlar vardır, dünyadan çok şey beklemez. Ne şöhret, ne servet, ne de ihtişamlı bir hayat... Benim de öyleydi beklentim bu fani dünyadan.
Bahçesinde üç beş çiçeği, bir gülü, bir böceği olan küçük bir gecekondu yeterdi. Bacası tütse, penceresinde pembe panjurlar olsa, sabahın serinliğinde çayın buharı tüterken kuşlar ötse… Hepsi buydu hayalim.

Zor da olsa, mutluluk dediğin şeyin aslında bir tebessümden ibaret olduğunu çok erken anladım.
Ne büyük sofralar ne de alkış dolu salonlar istedim. Sadece birinin içten gülümsemesini, “İyi ki varsın.” deyişini duymak isterdim.
Ama o da bazen çok görüldü. Avuçlarım hep boş kaldı.

Kaderden istediklerim pahalı değildi.
Yüreğim gibi bir yürek, yüzüme gülerken arkamdan kuyu kazmayan dostluklar...
Bana bir adım gelene koşarak gideceğimi bilen arkadaşlar...
İstediğim, içtenlikti sadece.
Birine “canım” diyorsam, o da gerçekten canımdan bir parça olsundu.
Arkamı döndüğümde hançer değil, dua bulayım istedim.

Felekten de büyük bir pay istemedim; bir tutam huzurdu dileğim.
Gökyüzünün altında, başımı yaslayabileceğim güvenli bir omuz…
Bir servet değil, bir yalan şöhret değil, sadece samimi bir “iyi ki”...

Belki de en büyük zenginlik buydu:
Azla yetinmeyi bilen bir kalbin, sade mutluluklara sığınması.
Bir damla sevgi, bir tutam vefa…
İşte bütün istediğim buydu.
Ne hırs, ne ihtiras, ne gösteriş…
Sadece insan kalabilmekti tüm davam.