(Küçük şeyler büyük şeylere gebedir!)

VEDA!
-Dedim,madem ki! Benden çekip gidiyorsun,al içimdeki SENİ de yükle-Kendinle götür!
-Dedi ki, Bendeki-SENİ de içime sarıp-Kendimle götürüyorum..

SANIYORUM Kİ!                                                                                                                                  “Dünya’yı Erdemliğiyle(Akıl ve izanıyla,ilim ve irfanıyla-Vicdanıyla)imar,inşa ve ihya edecek olan da, onu zulmüyle(Nefsiyle,gaflet Ve delâletiyle-Şeytanıyla batıracak olan da ancak ve Ancak;İnsan olacaktır..

DÜNYA?

Dünya bir tezatlar yurdu-adeta; Eğer öyle olmasaydı,"Melek'le şeytan, İyilikle doğruluk, Aşkla nefret, Hasretle hicran" bir arada durur muydu hiç?

DOST?                                                                                                                                            -Biz seninle “kırk yıllık dost gibiydik"dedim,
-Başını eğdi Ve;"Ben seninle kırk yıldır dostum"dedi..

KANDİL?
İnsan önce içindeki-KANDİL'E "İnsanlık Kandiline" bakmalı;Yanıyor mu/Sönüyor mu? diye.

SEVGİ?
-Seninle Kalmasam da "beni sev" derdi;Oysa,Sevgim ‘Onunkinden’ beslenirdi..

OSMANLI/ARAP MÜLKÜ?
"Bu şehr-i Stanbul ki bi'misl-ü behâdır;
Bir sengine bütün Acem mülkü fedâdir!"(
Nedim)

Evet..
1.Dünya savaşında, Arap Halklarını Osmanlı İmparatorluğuna karşı kışkırtıp/İsyan ettirerek, “TOPRAKLARIYLAberaber-Bizden koparmayı başaran-Büyük Britanya/İngiliz asıllı Arabistanlı Thomas Edvard LAWRENCE savaştan sonra "İngiltere Lortlar Kamasında" yaptığı konuşmada;"Tüm 28 Arap Eyaletinin tamamı-insanlarıyla beraber tek bir İngiliz askerinin canı etmez!"demiş..
İşte!
Batı "EMPERYALİZMİ" tam da budur;Önce  sarıp/kucaklayarak-Okşayıp ısıtır,sonra da kanlı elleriyle çakıp yaktığı öfke "ATEŞİNI" ellerine tutuşturup-KANDIRDIĞI gafil/hain insanları, sonra ONLARI-Örgütleyip;Kendi elliyle devşirdiği sanal “DÜŞMANLARINA” saldırarak-Ülkesiyle beraber yakıp tarumar ettirerek,bir daha asla "IFLÂH" olmayacak adi bir paçavra gibi-TARİHİN DERİN ÇÖPLÜĞÜNE ATARAK” gömer..

Ve işte ne garip bir tecellidir ki!
Biz,tam da (1.Dünya savaşından 100 Yıl)sonra yine bu Arap Alemiyle, bu kez de "Onları" (güya)Batı Emperyalizminden kollayıp/korumak adına-Yine;Aynı coğrafyada ve (güya) Onların "TOPRAK" bütünlüğünü sağlamak üzere sanal/suni “DÜŞMANLARINA KARŞI" cebelleşip duruyor ve gün geçtikçe de nerdeyse her gün canımız ve ciğerimizden dökülen "KAN"'la,gönül gözümüz ülkemizin aziz evladı-göz Nurumuz/Ruhumuz-Gururumuz-olan yiğit "ASKERİMİZ'DEN" de ne yazık ki sürekli "CAN" Ve de "CANLAR" veriyoruz. NE YAZIK Kİ!?

Ve bu nedenle!
Ben de diyorum ki!"Bütün Arap-Acem-İngiliz Ve de Rus-ABD Ve AB'nin Mülkü-insanıyla yani(KRALLARINI,ŞEYHLERİNİ,PRENS,SULTAN VE BAŞKANLARINI)Ve de sahip oldukları servetlerini(Dinarı,Doları,Riyali,Avrosu,Sterlin Ve Rublesiyle) beraber toplasak, tek bir kahraman “Mehmetçik/ASKERİMIZİN";Sadece“tek bir damla/KAN'I" etmez..

Yani!
Henüz daha "İngiliz mi/Arap mı?" olduğu bile belirsiz/tartışmalı olan "LAWRENCE" gibi insanlıktan nasip almamış(nesli,soyu bozuk)birinin/Kanı;Bizimki gibi,"BAYRAKLARA" bayrağımıza/Türk Bayrağına- nakşolarak(MİLLETIME) timsal olmuş "KANIMIZDAN" daha mı kırmızı ki-Yani!?
Evet!
Kim olursa olsun-Herkes "HADDİNİ" Bilmeli;Eğer bilmezse-günü geldiğinde "ONLARA" da “Haddi Ve hakkı “ bildirilir,ki bundan; Artık “ARAPLARIN” da bir “İBRET” alması gerekir.

Yani bu işler,artık öylesine “Gafletle,Hainlikle,nankörlükle” falan olmuyor;Arap Milleti de bundan böyle “Kendini Rabbini,halkını,hakkını ve haddini” bilmek zorunda-Yoksa batılı  Emperyalistlerin başlarına musallat ettirdiği bu “ÇÖL MAÇLARI” bu sanal “Petro/RANT” savaşları asla bitmeyecektir..

AKIL, NEFİS,VİCDAN VE DİN?
AKILLA NEFİS-İnsana,merak edip sorgulamak(okumak,bilmek,anlamak)Anladığını "VICDAN" mizanından tartarak/anlamlı kılmak üzere;Uygulamak ya da vazgeçmek için verilmiştir.Ki buna da, yüce "ALLÂH'IN” insanlara bahşettiği-kendi "KADERİNI" özgürce "SEÇMEK VE YAŞAMAK" hakkı denir-bu hak;İnsanın dünya imtihanını da belirleyen-Vazgeçilmez bir haktır..

Bu manada!

Yüce ALLAH/KUR’AN’DA,İnsanlara hitaben;”Siz hiç akletmez misiniz,Siz asla hiç düşünmez misiniz,olan/biteni hiç merak etmez misiniz,Anlamaz mısınız?” diye seslenerek-İnsanlara Aklın yolunu, işaret ediyor-yani (İlmi merak etmeyi,aramayı, araştırmayı,sormayı,öğrenmeyi,bilmeyi,öğretmeyi,uygulamayı,yaşamayı ve onu yaşatmayı )öğütlüyor..

Çünkü!

Merak etmeden,aramadan,sormadan-Hiçbir şey;Asla Öğrenilmez..

Bu nedenle de!
AKLI olmayanın "DİNİ" Sorumluluğu yoktur,ki Onlar;Elbet Dinden de muaf "Masun, mazlum ve masumdur" denilmiş..

Efendim!

ALLAH(haşa), asla kata merak edilip- sorgulanmazmış; Neden, ama kendisi “Bizzat” (merak edin,arayın,sorun/soruşturun) ”SORGULAYIN” (gerçeği öğrenin,öğrendiğinizi hayatınıza/KADERİNİZE uygulayın) demiyor mu-Yüce KİTABI/KUR’AN’DA?

Sizi, dünyaya “İMTİHAN” için gönderen ve de “her bir şeyin de sahibi,banisi ve hamisi olan  yüce bir “RAB”,neden (merak etmeyin,aramayın,sormayın,bulmayın,doğruluğunu öğrenmeyin ve hayatınıza geçirmeyin) desin ki-Hem der mi?

Çünkü!

SENİ, vazgeçilmez “HAYATİ” bir imtihanla muhatap ve mükellef tutan çok mazbut ve makbul/BİLGE bir ÖĞRETMEN, nasıl ki-ONA çok iyi /doğru ve eksiksiz hazırlanman için –SANA her türlü soru ve sorunlarının/DOĞRU cevabını bulman adına-var olan  her türlü bilgi,bulgu ve belgeyi tamamen serbest bırakır ve bırakmak zorundaysa-Elbet ÖĞRETMENLERİN en adili,en doğru,en bilge,en donanımlı,en şefkatli, merhametli, en Ecmel ve Mükemmel bir “MÜDDEBİRİ” olan Yüce ALLAH da hiç şüphesiz ki; SANA bütün ilimlerinin kapısını sonuna kadar açarak-nazarına sunacaktır,ki-SUNMUŞ da..

Ve çünkü!

Varlığı bilinen,görünen ya da görünmemekle beraber hissedilen-Bir şeyi merak edip aramadan,yaklaşmadan,bakmadan ya da bir bilene sormadan,araştırmadan,okumadan öğrenmek mümkün değilse;Bütün varlıkların sahibi,yaratıcısı ve kollayıp/korunan olan Yüce ALLAH’I da bir bilenden(KUR’AN,PEYGAMBER,ALEM Ve ALİMLERDEN) sormadan,yaklaşıp(görmeden,açmadan,bakmadan,okumadan,bütün isim ve sıfatlarıyla ve vasıflarıyla beraber öğrenmeden,anlamadan)Onu tamamıyla kavramak,kabul etmek, tasdik etmek,teslim olmak,sığınmak Ve iman etmek de mümkün değildir..

Bu manada!

ALAH’A BİAT(İman,ibadet ve itaat)de ancak;Kişinin-akıl ve izanı kadar-merak ederek “AKLEN”  bilerek,isteyerek “TAHKİKEN” bizzat yapmış olduğu;Aramak,Araştırmak, sormak ve soruşturmak eyleminden doğan kalbi bir “KABUL,TASDİK VE TESCİLİN” sonuç ve tezahür biçimi olmak gerekir,ki o da “TAHKİKİ BİR İMANLA” mümkündür.

SON/SÖZ;

Eğer HAYATTA vazgeçilmez bir “İMTİHAN” varsa-İmtihana hazırlanmak için-elbet Onun SORU/SORUNLARININ makul/müspet doğru “CEVABINI” da merek ederek sormak/sorgulamak üzere gidip ANA KAYNAĞINDAN araştırmak(Aramak,bulmak, okumak,öğrenmek)gereğini  DOSDOĞRU bir fikir,düşünce duruş ve eylemle beraber “HAYATA” uygulamak esastır,ki O esasın “HAK VE HAKİKAT KAYĞI da hiç şüphe yoktur ki;Ancak Yüce ALLAH’IN ilahi,medeni ve evrensel mesajı olan “KUR’AN ile Onun Sevgili PEYGAMBERİNİN” örnek Salih ve salim “AHLAK VE AMELİ” olmak gerekir..

Sevgilerimle..