10 Kasım 2019 sabah saat 7:30’da Tandoğan tarafından Anıtkabir girişine gittim. Giriş polisler tarafından kapatılmıştı. İçeri girmek için kapıda bekleyen vatandaşları içeri almıyorlardı. 20. Dönem milletvekili kimliğimi göstererek içeri girdim.  

Anıtkabir Aslanlı yol girişine gittim. Beklemeye başladım. Saat 8:30’da CHP Genel Başkanı Sayın Kemal Kılıçdaroğlu, CHP Grup Başkan vekilleri, milletvekilleri, İYİ PARTİ Genel Başkan Sayın Meral Akşener, İYİ PARTİ Grup Başkan vekilleri, milletvekilleri, MHP Genel Başkan Sayın Devlet Bahçeli, MHP Grup Başkan vekilleri, milletvekilleri, AKP Grup Başkan vekilleri, milletvekilleri, gelmeye başladılar. 

Saat 8:45’te Aslanlı Yolda yürüyüş başladık. Saat 8:55’de Atatürk’ün mezarının bulunduğu bölümün önüne geldik. Tandoğan tarafından Anıtkabir’e girmek isteyen vatandaşlar, emniyet güçleri tarafından içeri alınmazken, Anıtkabir’in Anıttepe tarafındaki girişinden 1500’e yakın AKP’linin içeri alınmış olduğunu, Anıtkabir tören meydanını (alanın) AKP’liler tarafından doldurulmuş olduğunu gördüm. 

Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ı beklemeye başladık.  Saat 9:00’da Cumhurbaşkanı Erdoğan geldi. Topluca Atatürk’ün mozolesinin (anıt mezarının) bulunduğu binaya girdik. Atatürk’e Saygı duruşunda bulunduk. Topluca dışarı çıktık.  

Topluca Atatürk’e saygının sunulduğu, defteri imzalamak için Misak-ı Millî Kulesi'ne doğru giderken, Türkiye Cumhuriyeti tarihinde bir ilk yaşandı. Anıtkabir tören meydanını (alanın) dolduran AKP’liler, “Recep Tayyip Erdoğan” “Recep Tayyip Erdoğan” “diye slogan atmaya başladılar. Anıtkabir’i Mitin alanına dönüştürdüler.  

Cumhurbaşkanın, genel başkanların, milletvekillerinin arasından ayrıldım. AKP’lilere yüksek sesle, sert sözlerle bugün burası yas alanı mı? Mitin alanı mı diye bağırdım. Kalabalık süstü. O sırada Ankara valisi yanımdan geçiyordu. Kolundan tuttum. Herkesin duyacağı Yüksek bir sesle bu kalabalık içeri neden alındı. Bu kalabalığın yas gününde siyasi propaganda yapmasına neden izin veriyorsunuz diye sordum.  Vali, cevap vermeden yoluna devam etti.  

Cumhurbaşkanı Erdoğan Misak-ı Millî Kulesi'ne girdi. Atatürk’e saygısını sunduğu defteri imzaladı. Dışarı çıktı. Meydandaki AKP’li kalabalık, “Recep Tayyip Erdoğan” “Recep Tayyip Erdoğan” slogan atmaya devem ettiler. Hızla Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yanına gittim. Kolunda tuttum. Sayın Cumhurbaşkanı, bugün 10 Kasım. Atatürk’ün öldüğü gün.  Burası miting alanı mı? Bu kalabalığa neden müdahale etmiyorsunuz diye sordum. Sen kimsin diye sordu. Ben Türkiye Cumhuriyeti yurttaşıyım cevabını verdim. Çekil kenara dedi. Yürüyüşüne devam etti.  

Bu eylem ve davranışıma, törene katılan Sayın Kemal Kılıçdaroğlu, Sayın Meral Akşener, Sayın Devlet Bahçeli, CHP, İYİ PARTİ, MHP Grup Başkan Vekilleri ve milletvekilleri tanıktır.  

Tören sonrası, CHP Milletvekilleri ile birlikte merdivenlerden inerken, sivil giyim bir kişi geldi. Siz kimsiniz dedi. Kim olduğum sizi neden ilgilendiriyor diye sorum. Ben 20. Dönem CHP Adıyaman Milletvekiliyim dedim. Kişi bir şey söylemeden çekti gitti.   

CHP Ankara Milletvekili Murat Emir, Abi buradan nasıl gideceksin. Araban var mı diye sordu. Arabam yok dedim. Gel beraber gidelim dedi. Beni arabasına aldı. Kızılay’da bıraktı.  

10 Kasım 2019 tarihinde Anıtkabirde yaşanan bu olaylar ve gelişmeler, aynı gün televizyonlarda haber yapıldı. 11 Kasım 2019 günlü gazetelerde genişçe yer aldı.   

Atatürk’ün olduğu gün olan 10 Kasım günü,  

Türkiye Cumhuriyeti’ni din kurallarına göre yeniden yapılandıracağını söyleyerek siyaset yapan MİLLİ GÖRÜŞ ÖĞRETİ ile yetişmiş olan AKP Genel Başkanı Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın yönlendirmesi ile, 

Anıtkabir’de yaşanan bu uygulama, 

Erdoğan’ın Atatürk’ü, Cumhuriyet’in kuruluş felsefesini, devrimleri hafızalardan silme ve yok etme düşünce ve projesinin somut göstergesiydi.