Türkçe karşılığı olan sözcükler yerine Arapçalarını kullanan Türk Milliyetçileri dizi dizi, tabur tabur, alay alay...

"Genellikle" varken "umumiyetle" diyorlar,
"Önemli" demiyor "mühim" diyorlar,
"Örnek" dururken "misal" kullanıyorlar,
"Sonuç" varken "netice" diyorlar,
"Kurum" varken "müessese" diyorlar,
"Eğilim" varken "temayül" kullanıyorlar
"Salgın" varken "pandemi" diyorlar,
"Olay" varken "vaka" diyorlar
"Sorun" varken "mes'ele" yazıyorlar,
"Tanık" varken "şahit" diyorlar
...
Daha böyle onbinlerce örnek verebilirim.
Şunu herkes biliyor: Türkiye'de siyasal İslamcılar Arapçı ve de Türk düşmanıdır.

Peki Türk Milliyetçisi Türklere ne oluyor böyle?

Savunmalar şöyle başlıyor:
"Her dil başka dillerden sözcük alıp verir. Arapça sözcükler bizim dil hazinemizdir."

İyi de Arap aydınları Arapça'dan Türkçe sözcükleri silip süpürüp atmışlar, Farslar atmışlar, Almanlar "televizyon" sözcüğünü bile Almanlaştırıp "Fernsehen" yapmış...

Türkiye'de siyasal İslamcıların Arapçılığını Türk Milliyetçileri de dil konusunda devam ettiriyor. Bin yıllık Türkçe sözcüklere bile karşı çıkıyorlar. Örnek mi istersiniz?.. "Tanık" sözcüğü Yunus'un şiirlerinde var ama Türk milliyetçileri "şahit" diyorlar, "yanıt" sözcüğü Divanü Lügatit Türk de var, cevap kullanmaya devam ediyorlar.

Sadece siyasal ümmetçiler değil Türk Milliyetçileri de Arapça'yı "Kutsal dil" olarak görüyor, sonra da "Biz Arapçı değiliz" diyorlar.

İslamcıların Türkleşmesi konusunda umudum yok ama Türk Milliyetçileri de "Dilde Türkleşme"ye direniyorlar.

Türkçe karşılığı olan sözcüklerin yerine Arapça, Farsça ve İngilizcelerini kullanan Türklerin dilini eşek arısı soksun!..