DİN VE KUR’ANIN TEMEL KAVRAMLARI?

Abone Ol

“İSLAM dini selam,barış Ve kardeşlik dinidir;KUR’AN Selamın(sağlık,esenlik,huzur,mutluluk veren)kutlu yüzünün tefsiridir;Mutluluk ALLAHIN Emir Ve Yasaklarına uymaktır;O da her iki dünya hayatının-Vazgeçilmez “KURTULUŞ” reçetesidir..”

HİKMET..

Hikmetin "İBRETİ" şudur ki!

1)ALLÂH'TAN başka "İMAN VE BİAT" etmeye ,(inanmaya,güvenmeye,sığınmaya), Ve de tapınmaya "İTAAT Ve İBADET" etmeye, "YARDIM" dilemeye layık asla hiç "İLÂH" yoktur;elbet yegane "TEK/İlâh" ancak ve ancak sadece ALLÂHTIR..

2)MÜLK, Üstündeki "MAHLUKATI Ve NİMETİYLE" beraber ancak hiç eşi/benzeri Ve ortağı olmayan "ALLAH'A" aittir..

3)ALLÂHİN Mülkünde,O'na asla "ŞIRK" koşmamak, “TAKVA VE İHLÂSLA” yaşamak (Ondan sakınmak/ONU takdis,takdir,tasdik) etmek,Kimseye “HAKSIZLIK” yapmamak, "MÜLKÜ Ve NİMETİ" kendinde toplayarak gasp etmemek, "ADALETLE" hükmetmek Ve TOPLUM yararına;Çalışarak,Üreterek katma "DEĞERLER" yaratmak Ve Paylaşmak esastır..

4)SÂLAT VE ZEKÂTA önem vererek(Sosyal Yardımlaşma,Destekleşme ve Dayanışmayı yaygınlaştırmak),içinde yaşanılan doğal ve sosyal çevreyi yani "TOPLUMU" emin,mutlu, huzurlu ve güvenli,sağlık,afiyet ve umut içinde yaşamasını sağlamak üzere;Her "İNSANIN" kendinden artan "NİMETİ" bedelsiz "İNFAK" etmesi gerekir,ki "SÂLAT VE ZEKAT" da aslında bundan başka bir şey değildir..

5)Bu güzel "HASLETLER" aslında,”ALLAHIN” Kulları için-Kitabı/KÛR'ÂN ile murat ettiği-temel kavramları olup-Onlara;CENNET Kapısını da açan-vazgeçilmez bir "İMKÂN ve İHSAN" erdemliğidir.

Bu manada!

CENNET,Yeryüzünde kurulması muhtemel olan (Sınırsız,Sınıfsız,Sömürüsüz,Saldırısız Savaşsız) bir sevgi,şefkat,muhabbet,Barış ve Kardeşlik yurdudur ama,İNSANLAR gaflet ve hainlikleriyle onu “ CEHENNEME" çeviriyorlar..

Ne mutlu "ONU" bu şuurla anlayanlara;Ne mutlu "ONA" akıl,iman,ihsan Ve "VİCDAN" bütünlüğüyle aşkla ulaşanlara..

Mülkün yegâne "TEK" sahibi ALLAH'TIR, Nimeti veren-O'DUR Ve KİŞİNİN nasibi de-İnsanın Vicdan "EHLİYETİ" (Akıl,Güç, Emek Ve Yeteneği) kadardır,ki onun da-ŞARTI;Herkesin "KENDİNDEN" artanı, Muhtaç olanlarla "İNFÂK" etmekle "görevli ve sorumlu' olmasıdır..

BİZ DAĞILDIKÇA ALLAH BİZİ TOPLAR MI?

Bir dostumuz/FACEBOOK’TA..

Biz Dağıldık! Sen,"RÂHMAN Ve RAHİM" sıfatının hayrına Ve de mazlum ve masumların hatırına;"TOPLA BİZİ ALLAH'IM!" diye yazıp/paylaşmış..

Ancak!

Galiba bu Dostumuz ALLÂH'IN,Bizi-Akılla,nefisle donatarak Ve dini/kitabı-KUR’ANI Ve PEYGAMBERİ ile desteklemek/irşat etmek-Yol gösterme adına-DÜNYA'YA;"KENDİ KENDİMİZİ" bilmek/tanımak Dinimizi  "AHLAK VE AMELİMİZİ" derleyip toplayarak "TAMAMLAMAK",onunla da dünya sınavına tabi tutulmak Ve KADERİMİZİ yaşayarak Sınavdan başarıyla geçmek için gönderdiğini,Ya unutmuş ya da asla hiç fark etmemiş ki, dağılan bizi "TOPLAMAK" işini "ALLAH'A" havale etmiş..

Evet!

Sen "Dağılan" kardeşim, eğer yeniden "Toplanmak" istiyorsan,bilesin ki "Allah" bunun "Reçetesini" Sana doğumunla beraber peşin olarak sunmuştur ki o da;Her bir şeyin sahibi olan Allah'ın kitabı/Kûr'ân ahkamı ve Resulünün(ass) sahip olduğu sünneti(Ahlak ve Ameli)olmak gerekir,ki onu da ancak-ALLAH'IN SANA PEŞİN OLARAK BAHŞETTİĞİ-Maddi Ve Manevi gücün (aklın,izânın ve vicdanın beden kuvvetin)kadar çalışarak,üreterek "YARARLI Ve FAYDALI" katma değerler yaratarak, "ONUN RIZASINA UYGUN" biçimde içinde yaşadığın toplumla paylaşarak "DAĞITTIĞIN" zaman,belki o zaman Sen "SENİ" aslında (Allahın Sana verdiği güç ve iradeyi)yeniden kendinde "TOPLAMIŞ" olabilirsin..

Eğer istersen!

Ondan sonra da "ALLÂH'A" dua eder;Sana peşin verdiği nimet "AKIL VE BEDEN GÜCÜN" için 'ONA' Kulluk borcuna karşılık "ŞÜKRÜNÜ" de sunarsın..

Belki!

"BANA NE'Yİ,NE ZAMAN,NEDEN VERDİ Kİ!",Diye merak edersen-Sana "ONU" da hatırlatayım:

1)Seni "TOPRAKTAN" yaratırken;Bedenini onda var olan "SU,HAVA,GAZ,NEM VE CEVHERLERLE" donatarak-Güçlendirip zenginleştirdi ve ayrıca onu "SANA" beslenip-yararlanacağın sürekli bir "RIZIK" mecra ve mezrası yaptı,ki "ONUNLA" aynı zamanda "YERYÜZÜNÜ" tüm Mahlukatıyla beraber "İMAR,İNŞA VE İHYA" edebilesin diye de emrine amade ettirerek "SENİ" de ona 'HALİFE" yani muhatap, müessir ve mümessil (etkilenen/etkileyen) bir "BAKICI/İDARECI" yaptı..

2)Seni "TOPRAKTAN" yarattıktan sonra,"ONU" ve de "SENİ" Ve Seni (imar,insa ve ihya) etmekten görevli ve sorumlu tuttuğu toprağı(DÜNYA VE MAHLUKATINI) bilesin, tanıyasın,anlayasın ve Sana yüklenen "GÖREV Ve SORUMLULUĞUNUN" rol ve misyonunu eksiksiz olarak ifa edesin diye de "ALLÂH" kendi ezeli/ebedi "İLMINDEN' Senin cansız "BEDENİNE" canlı/canlandırıcı -cevval kadim/kavi bir "RUH ve HİKMET (Bilgi)yani İmkan Ve İrade ("AKIL,İZÂN ile NEFİS/ŞEHVET) gücünü yükledi..

Ve de onunla beraber-Her birisi binlerce mana ve eylem içeren sayısız "ISM-AZAMININ" cüzi iradesini "RUHUNA VE BEDENİNE" nakşederek giydirdi..

3)Sonra da "SANA",Seni sınamak için donayıp gönderdiği "İMTİHAN" dünyasındaki "KADER" yolculuğundaki sınırlı ömrünle "KENDİNİ VE YOLUNU" dosdoğru seçip bulman için;"DİNİNİ/KİTABİNİ(KÛRANINI) VE PEYGAMBERİNİ(ass)İRŞAT EDİCİ,DOĞRU YOL VE YÖNTEM GÖSTERİCİ BİR REHBER ÖĞRETİCİ VE EĞİCİ (Okul Ve Öğretmen)OLARAK GÖNDERDİ.

Yani!

4)Sen şu fani imtihan dünyasındaki hayat/kader yolunda yürürken,muhatap/muhassar olduğun "KAZA BELALAR" karşısında her "DAĞILDIKÇA" kendini "SENDE" yeniden "DERLEYİP TOPLAMAN" için,ALLÂH SANA LÂZIM OLACAK HER BİRŞEYİ TAM VE EKSİKSİZ OLARAK "Peşinen" VERMİŞ BE KARDEŞ;Bilmem ki "SEN" daha "NEYİ,NEDEN Ve HANGİ HAK VE DE YÜZLE " istersin ki!?

Ve Yani!

"ALLÂH,Seni dahil-her şeyi eksiksiz ve kusursuz yaratarak-Mahlukatıyla beraber "SANA" muhatap ve muhassar ettirerek emanet etmiş;Kendinle beraber Onu "DAĞITAN" da "SEN" olacaksın Ve Onu sürekli "TOPLAYACAK" olan da yine ancak "SEN" olacaksın-ALLÂH (Hâşa)Senin Yaverin ya da Kahyan mi ki,gafletinle her kırıp döktüğünü, sağa/sola atarak "DAĞITTIĞINI" Ve  kirlettiğin hayatını "TOPLAMAK" işini "O'NDAN" istiyorsun?

O halde!?!?!?

Evet!

Şüphesiz ki,"DUA" et ve iste, lakin;Ne zaman?

Çünkü!

Dua,"Teklifin tedbiri değil” ,belki "Tedbirin" teklifidiŕ” DUADIR,ki o da;Elbet her İşin teklifinden önce değil, tedbirinden sonra arz-u sena edilmelidir..

SON/SÖZ;

"Önce aklınla işinin mahiyetini takdir ederek(ölçüp,biçerek) tedbirini al,sonra tedbirinin takdirini Ona dilinle(arz ve şükrünle) beraber ilet..!"

Yani!

Önce Sen "SENİ" Yüce ALLAH’IN verdiği akıl ve izanınla "TOPLAYACAKSIN" sonra da "SANA "verdiği güç "AKIL VE İZAN" için dönüp;ALLAH'A HAMD EDECEKSİN..

MÜMİN-MÜNAFIK,MÜŞRİK VE MÜLHİT?                                                                                                Şüphesiz ki!

ALLAH İLE İNSANLAR arasındaki "İMAN Ve AMEL" ilişkisini (4 Adet) Karakteristik Eylem "SIFATI" belirler,ki bunlar "ITİKAT" sırasına göre;

1)MÜMİN,

2)MÜNAFIK,

3)MÜŞRİK ya da KAFİR,

4)MÜLHİT ya da ATEİST şeklindedir..

Evet!

Şimdi de ne anlama geldiklerine bakalım..

1)MÜMİN,Yüce ALLÂH'A Ve Onun indirdiği "DİNİNE,Kitabina/KÛR'ÂNINA-PEYGAMBERİNE Ve HESAP GÜNÜNE" Ruhen Ve kalben inanmış, güvenmiş,Lisanen Ve Bedenen de takdis ve tastik ederek, "MADDİ VE MANEVİ" Varlığıyla tam,eksiksiz ve dosdoğru-HAYATA geçirmek amacıyla-ALLAH'A BİAT (Ibadet ve İtaat)etmek üzere-Ömür boyu;KÛR'ANIN-Asla Vazgeçilmez "Emir Ve Yasaklarını)KADERİNE rehber tutarak Ve Onunla "AHLÂK VE AMELİNİ" de "İRŞAT" ederek-INSANLARLA Sevgi,muhabbet,ittifak ve İNFÂK/Yardımlaşma içinde Yaşayan Ve Yaşatan samimî/dürüst bir "MÜSLÜMAN" karakterdir..

2)MÜNAFIK,şekliyle,görüntüsüyle Ve diliyle bir "MÜSLÜMANDİR",ancak(Fikir,duruş ve eylemiyle Yalancılıği ve Riyakarlığıyla)Yani;Gizlese bile aşikar görünen yüzüyle "AHLAK VE AMELİYLE" bir ikilem içinde yaşayan kaypak,menfaatçı ve tahripkar bir kişiliktir,ki zaten "DİN" ile DINDAR İnsanlara da en çok "DÜNYAYA" meftun olan bu karışık "TİPLER" zarar verdiler ve hala vermeye de devam ediyorlar-ne yazık ki..

3)MÜŞRİK Ya da KÂFIRLER, Bunların da bir çokları "ALLÂH'A Ve DİNİNE" İman etmekle beraber sahip oldukları (Uydurulmuş)Atalarının sahte DİNLERİYLE(Ahlâk Ve Amelleriyle) de, ALLÂH'IN insanların sağlık ve mutluluğu için İNSANLİK ALEMİNE(indirdiği HÂK dininin bazı EMİR VE YASAKLARINA itiraz ederek ve karşı çıkarak eş koşarak-adeta HAKİKATİNİN üstünü örterek-Kafirlik yaparak kendilerine MABUT ettikleri (güç,para ve iktidar)PUTLARİ adina ORTAKLIK talep eden Ebu CEHİL gibi;ALLAHIN HÂK DİNİNDEN Sapkınlığa düşerek- "BÂTIL" Dinlerinin şirk bataklığında boğulup giderler..

Not;Kâfir,tekfir eden "GERÇEKLERİN ÜSTÜNÜ ÖRTEN KİŞİ" demektir,ki-Mesela;ARALAR hala, Tarlaya atılan TOHUMUN üstünü örten/kapatan ÇIftçilere de "KÂFİR" derler..

4)MÜLHIT ya da(yeni adıyla)ATEİST,Bunlar eğer doğru söylüyorlarsa-Asla hiç bir İLAHA Ve de Yaratıcıya İNANMADIKLARINI dillendiren açık sözlü ve bence de cesur insanlardır;Umarız ki bir gün "HAKIKATİ ferkedetek-KENDİLERINE dönerler..

Sanıyorum ki!

Bunların "HAKİKATE" inanması ve de dönmesi, Bildiğim kadarıyla MÜNAFİK/Müslümanlara göre daha kolaydır,çünkü;MÜLHİTİN içinde aç Ve de aşikar görünen çok açık bir iman boşluğu vardır,ancak MÜNAFİKTA boşluk falan yoktur ve de bir tarafı "İBLİSLIK" şerriyle LEBÂLEP doludur

Yani!

Demem o ki,İNANMADIĞİNI yalansız/dolansız açık bir şekilde ve hiç kimseyi de aldatmadan hiç kandırmadan itiraf eden bir MÜLHİT, Her yerde herkesin yüzüne karşı İNANDIĞINI açıkça ve gururla söyleyen,fakat herkesi yalan/dolanla sürekli aldatıp kandıran-riyakâr bir MÜNAFİK MÜSLÜMANDAN;Daha dürüst,daha şerefli ve daha ahlaklı bir İNSANDİR-diye düşünüyorum..

SON/SÖZ;

Ey Nefsim!

"Sanki yarın ölecekmişsin gibi "KENDİNİ" yani "AHLÂK VE AMELİNİ" düzeltmek Ve İRŞAT etmek için çalış, Ve ancak sanki hiç ölmeyecekmişsin gibi  mahlukatıyla beraber "INSANLIĞI" kollayıp/korumak,İNFÂK etmek desteklemek için çalış;Umulur ki,ALLÂH Senden razı olur.."

ÇÜNKÜ!

Çalışmak üretmek ve üleşmek ibadettir,Bu da ALLAHIN Senden yegane isteğidir...

Sevgilerimle..