Dünya   pandemi   bahanesiyle,  uluslar  arası  iletişimsizliğin faturasını  çıkartmakta.

Biz ülke turizminin gidişatını, Avrupa’nın  siyasi  ve  ekonomik  yanlışı olarak görüyoruz. Suçlu  bize  turist  göndermeyen,  Avrupa,  Rusya, Baltık  Asya, vs. deyip kimse kurtulamaz. Bana göre suçlu  tamamen biziz ve işleyişteki yanlışlarımızı  irdeleme  zamanı  çoktan geçmiş. Meclis  işlerinden  anlamam  gerekmiyor  fakat,  ülke  yararına  çalışmak  için ne yapılması  gerektiği  fikrimi  söyleyebilirim.  

Dünya  meclislerindeki  vekillere,  muhalefeti  ve  hükümetiyle   vekillerimizin   ulaşması  zor  olmasa  gerek.!.   Muhalefet   ve  hükümet  ile  millet  vekillerinin,  ortak  yurt  dışı  lobi  faaliyetlerinde  çalışması  imkansız mı.!.  Siyaset demek ; halkın  içinden  soyutlanıp,  kişisel  egolarının tatmin edildiği  yer olmasa gerek. Demem o dur ki pandemi  döneminde  dünyada  lobi  faaliyetlerimizin,  Avrupa  ve diğer ülkelerde,  yeterince  yapılamadığı. !. Vekillerin  ikili  ilişkilerle, uluslar arası  arenada  lobiciliği  başaramadığı  ortaya  çıkmıştır. Pandemi  dönemin  başlayışıyla   gelinen noktada, hiç kimsenin özeleştiriye açık olmadığını gözlemliyoruz.!.  Turist göndermeyen ülkelerin  nedenleri  ve  siyasi bağlantıların güvensizliği, hizmet kalitesi, virüs vs.  bahsedip, faydası olmayacak  yorumları  okumaktan  bir  gına  geldi….

Almanya da ve Avrupa da bunca acente  ve tur operatörleri var mı var. Aklımın ve mantığımın almadığı  yurt  içinde laf üretmekten başka bir şey yapamıyor fakat , bahane üretiyoruz. Anladık biz bunu zaten her zaman yapıyoruz  ve  sorun da yok. Peki Avrupalıların kendileri hakkında  yapılan yorumları Türkiye’den alıp yayınlamalarına ne demeli. Üzüm üzüme bakarak kararırmış. Bize baka baka Avrupa da bizleşmiş görünüyor. 

Gelelim çözüm önerileri ve geleceğin şekillenmesinin nasıl olması gerektiğine. Çağın en büyük gücü dijital, görsel ve yayınsal olduğunu bilip kabul ediyoruz. Avrupada  Turizm adına oluşturulacak  platform, Türkiye’ye devamlı gelen ve aynı otele yıllarca gelen misafirlerle iletişim kurulabilir. Dünya devi BİLD dergisinde hükümete baskıcı çağrı yapılıp  Türkiye ye gitme özgürlüğümüze engel  koyamazsın Sn. Merkel  dedirtmek çok mu zor. Platformlara Avrupalı basın asla kayıtsız kalmaz. Meydanlarda valizli  misafirlerin toplanması haber oluyor  fakat, basında alman vatandaşına haber yaptırılamıyor.  Madem  lobi faaliyeti yapamadık bari Alman halkına Türkiye sevdalılarına tatil verilerek yaptıralım. Hangi otelci bu çalışmaya katılmak istemez ki.!

Nihayetinde laf salatalığını bırakıp lütfen icraatın içinde olalım. Ne siyasi, ne de bahane üreterek  geçirilecek zaman değil. Zaman Turizm gönüllülerin elinde mevcut imkanlarla fikirlere açık olsun. Elini taşın altına sokmadan akıl fikir kimseye vermesin. Çünkü parası olmayanda fikir çok fakat akrep yoksa cebinde mantıklıysa öneri çözümün içinde var olur.  Lütfen varlığımızı ses var görüntü yok, görüntü var ses yok tarzında bozuk tv oyunundan vazgeçelim. Şimdi yaz gitti bari sonbaharla kışı kurtaralım.

Turizm gönül dostlarının yapmış olduğu dualar, verilecek maddi desteğin gücünü hissedelim. Sezona dair  imkanlarımız dahilinde mutlu birlikteliklere  kitlenelim. Misafirlerimizle ilişkilerimizi sıcak tutup, her an geleceklermiş gibi basınla, baskı yaptırtalım. Sevgi selinde can simidi atılıncaya kadar, boğulmadan  hayatta  kalmaya devam edelim. İnanıyorum ki çabalarımızın karşılığında, son gülen biz oluruz.

Sevgi ve saygılarımla,

Haydar  ÇETİN

Genel Yayın Yönetmeni         www.turizmgunlugu.net

Noble Palace Hotel                  Genel  Müdür.