Dünya gittikçe Çoğalan nüfus yapısı karşısında,gerek,sanayi teknoloji yatırımlarını gerekse gıda ihtiyaç teminini karşılayabilecek ve bunun sürdürülebilir olması İçin gerekli olan enerjinin üretim yollarını arıyor.
Çeşitli kaynaklar kullanılarak çeşitli yatırımlar yapılarak bu sorunu gidermeye çalışıyor.
Bu ciddi global sorunun Giderilebilmesi için ülkelerin çeşitli yolları kullandığını çeşitli Planlar politikalar geliştirdiğini bilmemiz lazım.
Bu hedefler için savaşlar darbeler vs ülke yönetimlerinin kontrol altında tutulmak istenmesi gibi uygulanan politikalar var.
Dünyada  her türlü teknolojik gelişmişliği olan ve bunu daha da geliştirmek hedefi olan ülkeler ile gelişmiş ve gelişmekte (Bizim ülkemiz gibi)olan ülkeler birbirleriyle yarışıyorlar.
Enerjinin nerede ne kadar gerekli olduğunu uzun uzun anlatmaya gerek yok.
Fakat kısaca ifade etmemiz gerekirse hayatımızın OLMAZ İSE OLMAZI diyebiliriz.
Dünya ülkeleri enerji ihtiyaçlarını doğalgaz,petrol ,
Kömür rüzgâr ve güneş panelleri yanında daha çok nükleer santraller kurarak karşılıyorlar.
Bu ülkeler nükleer santraller Uluslararası enerji ajansı dünya nükleer birliği ve Avrupa istatistik ofisi verilerine göre dünyadaki nükleer güç sahibi ülkelerin toplam santral sayısı 443
Bunun ülkelere göre durumu ise ABD:94,Fransa:56,Çin 49 Rusya 38 Japonya 33 Güney Kore 24 İngiltere 19 Kanada 18 Almanya 17 Belçika 7
olarak sıralanıyor .
Bu sıralamaya giren dünya ülkeleri arasında nükleer güç sayısı daha az olan ülkelerde var.
Halen dünya genelinde değişik ülkelerde nükleer santral yatırımları ve yapımları devam ediyor.
Doğal gaz ve petrol zengini(Belerus,BAE) gibi birçok ülkede Nükleer santral yatırımı yapıyorlar.
Ülkemize bakacak olursak maalesef ülkemiz enerjide büyük oranda bağımlı bir ülke
Onun için sanayinin gelişmesi tarım sektörü vs gelişip büyümelerin sürdürülebilir olması için ve ülke ekonomisinin genel büyüme hedefleri açısından enerji tedarik zincirinin aksamaması gerekmektedir.
Ülkemizin artan genel nüfus yapısı düşünüldüğünde her ülkenin olduğu gibi ülkemizin de sürekli enerji kaynaklarını yenilemek ve arttırmak mecburiyeti var.
Ülkemiz petrol ve doğal gaz kaynaklarına yeterince sahip olmadığı için enerji ihtiyacını karşılamak zaruretinden dolayı bu ihtiyaçlarının farklı ülkelerden satın alma yoluyla karşılama yoluna gidiyor 
Barajlar ve farklı enerji sağlayan ve bunlarla çalışan santrallere ek olarak son on yıldır rüzgârdan elde edilen enerji güneş panellerinden elde edilen enerji tedarik zincirimizin ihtiyaçlarını nisbeten karşılıyor.
Bunlardan elde edilen enerji üretimimine ek olarak HES yatırımlarınıda sayarsak Enerji tedarikinde çeşitliliğimiz yeterli olmasalar bile var diyebiliriz.
Ülkemiz hem sanayide kalkınmasını sürdürebilmek hem de vatandaşın günlük gereksinimini ihtiyacını karşılamak adına artan nüfus yapısı da dikkate alınarak sürekli enerji kaynaklarını arttırmak yenilemek altyapısını güçlendirmek zorunluluğu ile karşı karşıya demektir.
Dünyada son zamanlarda meydana gelen çeşitli birlikteliklerden oluşan yeni kutuplaşmalar ve bu kutuplaşmaların getirdiği kaçınılmaz yeni Dünya düzeni şekli ve iklim şartları 
Ülkelerin daha çok kendileri ile ilgili koruyucu politikalar uygulamasını ön plana çıkarıyor.
Bu koruyucu politikalar enerji tedarikinde gelişmiş olan ülkeler ile gelişmekte olan ülkeler ve diğer ülkelerin ilişkilerideki bağımlılığını bazen silah gibi kullanmalarınıda beraberinde getiriyor.
Her türlü enerjiye erişimi kesme tehditleri ve keyfi fiyat belirleme politikaları ve bu politikalardan kaynaklanan ciddi istikrarsızlıklar başta tedarik ve fiyat istikrarsızlığı olmak üzere Bu durum ülkeleri zor durumda bırakabiliyor.
Bu da gösteriyor ki dünyadaki enerji sorunu global bir sorun ve maalesef bu sorundan ciddi manada etkilenen bir ülke konumundayız.
Bu darboğazdan kurtulmak bu kıskaçdan çıkmak için yıllarca yapılması gerekenler yatırımlar vs planlamalar maalesef yapılmamış ya da yaptırılmamış.
Bu ülkemiz için ciddi bir sorundur ve muhakkak çözülmesi gereken bir sorundur .
Son zamanlarda enerjiye dönük rüzgâr güneş gibi yapılan yatırımlar ve HES yatırımları doğru yatırımlardır.
Dünyanın gelişmiş ülkelerinin kullandığı nükleer santraller gibi yatırımları,ülkemizdede çoğaltılarak devam ettirilmesi gerekmektedir.
Dünyada kimin nasıl neye sahip olduğunu bilmeden enerji ihtiyaçlarını nasıl karşıladıklarını görmeden
Çevre hassasiyeti bahaneleriyle ülkenin paçasından aşağı çekilmek istenmesine müsaade edilmemelidir.
Ülkemizdeki nükleer enerjilere karşı çıkmak
Enerji fakiri olan ülkemizde İyi niyetli davranışlar değildir Dünyayı ve dünyadaki enerji imkanlarının nasıl olduğunu nasıl elde edildiğini bilmek Bu davranışlardan vazgeçmenin en büyük sebebi olsa gerek 
Çevreye ve insana zararlar iyi hesap edilerek yapılacak ve dünyada geçerli olmuş her türlü enerji yatırımı ülkemiz içinde yapılması gereken elzem yatırımlardandır.
Ülkede enerjide yeterlilik
ülke bağımsızlığının kesintisiz yürüyüşünün tamamlayıcı ana unsurlarındandır.
       M.Tuğrul Türkeri