FİKİRLER DUYGULARI YÖNLENDİRİR

Abone Ol

Fikirler, uygun ortam ve durum ile karşılaştığında virüslerden çok daha hızlı yayılır... 

Bir fikrin benimsenmesi, samimiyet ve ihlasla gönüllerin aydınlanması suretiyle, tohumların filizlenmesi ve yeşermesi gibi hayat bulur.

Fikirler, duyguları yönlendirir ve zamanla eyleme dönüştürür. Bu yüzden fikrimizin iktidar olmasını isteriz. Benimsenmesi ve kabul görmesi noktasında hemfikir olmak, bizler için önemlidir çünkü ortak hareket etme güdüsü ve insanların toplumsal düzeyde duygusal ve düşünsel kabulü kendilerini güvende hissettirir. 

Kendini güvende hisseden birey de kendisini güçlü hisseder ve  bu özgüven ile atılımlar yaparak kendisini ve toplumu geliştirir.

Pozitif yönde bir gelişim için inandığımız değerlerin saf ve temiz kalabilmesi adına toplumsal olarak ahlâkî ve vicdani yönden kabul görmüş fikirlerin, fikirleri yansıtan kelimelerin, kavramların anlamlarını içselleştirmek toplumun bir ve bütünlüğü bakımından son dere önemlidir.

İstismar edilen, yanlış yönlendirilen ve bedbaht fiillerin üstünü örterek masum kavramları akıllarda, fikirlere ve vicdanlarda sömüren bir zihniyetin egemen olması demek yönetim zafiyeti hastalığına düçar olmuş bir Milletin can çekişmesi demektir.

Toplumu ayakta tutan ve gelişimini sağlayan İdeal fikirler bilhassa oldukça kırılgan bir noktaya ve çökmeye maruz bırakılmış, çürük bir zemin üzerine taşınmaya çalışılmaktadır. 

Milleti birbirine bağlayan köprüleri yıkmak suretiyle fitne ve kaostan beslenen, menfi olarak hareket eden sistemin bir parçası olan zavallı yoksunları bertaraf etmenin yegane yolu ilmi ve bilmi manevi ve beşeri tüm konularda aklı ve vicdanı erdemli bir duruş ile adalet ve hak ekseninde yaşamaktan geçmektedir.

Bireyden topluma topyekün bir değişim gerçekleşmedikçe toplumu yöneten ve bireylerden oluşan devlet ve millet mekanizmalarının da değişmesi mümkün değildir. Toplumu oluşturan, bireyler düzelmedikçe mevcut düzenekdeki yönetim de yönetim anlayışı da değişmez.

İyi güzel doğru ahlaklı ve vicdani ölçüde adaletli fikirlerin yayılması pozitif anlamda benimsenmesi ve özümsenmesini engellemek adına yürütülen bilinçli çalışmalar müspet fikirlerin fiilde anlamını yitirmesini amaçlamaktadır. 

Her ne kadar, kim, nerede ve nasıl, özünde saf ve temiz olan inanışları, duygu ve düşünceleri değiştirip kirletmeye kalkarsa kalsın fikirler ölümsüzdür, aslına muhakkak rücu eder. 

Zamanı geldiğinde karanlık bir toprak altında kalan kuru bir tohum, yapan yağmur ve güneş vesilesi ile kabuğunu çatlatır, o karanlıktan kurtulmak için yükselir ve yeşerir... 

Peki ilkeli, samimi ve yürekten inanan kimselerle bu fikirlerin ve kavramların yeniden yapılandırılması ve özündeki manaları taşıyabilmesi bakımından sahip çıkılarak yaygınlaştırılması tüm engellemelere ve karşıt çalışmalara, önyargılara rağmen hala bu fikirleri savunması bizler için bir vazife meselesi değil midir? 

Vatan, Millet, Bayrak, Din, akıl , fikir, vicdan ve merhamet gibi müspet fikirler, kavramlar menfi yönde kullanılamayacak kadar kutsal ve bir o kadar kadimdir. 

Binlerce yıldır hatta insanlık tarihi boyunca çeşitli zamanlarda kirletilmeye, unutturulmaya, yok edilmeye çalışılsa da her zaman yeniden temiz yüreklerde ve zihinlerde daima yeşerecek ve gelişecektir. 

Seçimini iyilik ve adaletten yapan her şahsın vazifesi bu kavramları yok etmeye çalışan her kim olursa olsun karşısında mutlak direnç göstermek suretiyle korumak ve sayca artarak yaymak olmalıdır.

Aksi halde bugün yaşanan durumda olduğu gibi inancını yitirmiş, harap ve bitap düşmüş, çaresizlik sözleri ile uyutulmuş ve şuurunu kaybetmiş bir Milletin vicdani sorumluluğunu taşımayan bir yönetim zihniyetine maruz kalmaya devam eder.

İnsanların insanca yaşayabilmesi adına geliştirilen her fikrin yayılarak, eyleme dönüşmesi, zaman zaman saldırılara maruz kalsa da kaçınılmaz bir sondur, çünkü insan özünde iyiliği bekler ve ister. 

Seçimini iyilikten yana kullanan ilkeli ve erdemli kişilerden beklenen özümüzü ifade eden kavramları yansıtan kelimenin, mana olarak ihtiva ettiği fikirlere inanarak, gereğince sahip çıkılması ve gelecek nesillere aktarılmasıdır...

Güneş Altuner