Ellili ve altmışlı yıllarda doğanların fikir kaynakları fısıltı gazetesiydi. Bu gazetenin sahibi kimdi, köşe yazarları kimdi, başyazarı kimdi?.. Bilmezdik... Mustafa Kemal Paşa'nın Anadolu'ya Vahdettin'in emri ile gittiği, İskilipli Atıf'ın boynuna yağlı urgan geçirilecekken ruh olup uçtuğu, İngiliz prensinin gizli Müslüman olduğu heyecanla anlatılırdı. Hatta bazı uyanıklar fısıltı gazetesinin yaydıklarını kitap haline getirip satarlardı. İslamcılar, Ülkücüler bu kitapları kapış kapış alıp okurlardı.

Türkiye'yi 20 yıldır fısıltı gazetesi mezunları yönetiyor. Eğitimin, ahlakın, adaletin yerlerde sürünmesi, israfın, şatafatın, görgüsüzlüğün tavan yapması da bu yüzden.

Fısıltı gazetesi, hatta yazılı basın da devrini tamamladı. İnternet çağında bilginin önündeki bütün duvarlar kalktı. İnsanlar eskisi kadar kolay kandırılamayacak, çok değil on yıl sonra Türkiye'yi internet mezunları kuşağı yönetecektir. Yaşadığımız çirkef dönem "Kubbede kalan kötü bir seda" olarak tarih sayfalarında yerini alacaktır.