Gazeteci Olarak Çok Katkı Sağladık
Meslek hayatımın 38. yılındayım. Yarım asra yaklaşan bu yolculukta gazetecilik benim için yalnızca bir iş değil, yaşadığım kentin ve toplumun vicdanının sesi olma sorumluluğu oldu. Kalemimle, haberlerimle, takiplerimle halkın sesi olmaya çalıştım. Gazeteciliği bir meslekten öte, toplumsal görev bilinciyle yürüttüm.
2001–2002 yıllarında Adıyaman’ın en büyük sorunlarından biri Atatürk Bulvarı’ydı. Yaklaşık 6 kilometrelik bu bulvarın altyapısı yapılmış, fakat ödenek yokluğu gerekçe gösterilerek asfaltı bir türlü tamamlanmamıştı.
Yollar çukur ve mucur içindeydi. Atatürk bulvarında toz bulutundan insanlar pencerelerini açamıyor, esnaf kepenk kapatmak zorunda kalıyordu. Kent adeta çöle dönmüş, yaşayanların sabrı tükenmişti.
Defalarca haber yaptık, ama bu bana yetmedi. Bir gazeteci olarak görevim yalnızca yazmak değil, çözüm aramak olmalıydı. Fotoğraf makinemle bulvarın halini kare kare resimleyerek belgeledim. Çektiğim 32 kare resmi ve gazetelerde yayımlanan haberlerimizi içeren dokümanları dosyalayıp dönemin MHP Milletvekili Hasari Güler’e gittim, bulvarla ilgili yaptığı çalışmaları dinledim, bende karayolları genel müdürü yerindeyse beraber yanına gidelim dedim. Bunun üzerine MHP Milletvekili Hasari Güler’le birlikte Ankara’da Karayolları Genel Müdürü Dinçer Yiğit’in makamına gittik.
Genel Müdürle tanışma faslından sonra, Atatürk bulvarının içler acısı halini genel müdüre anlattım, bulvardan çektiğim fotoğrafları tek tek inceledi. Sonra bana dönüp şu cümleyi kurdu:
“Evladım, bir kentin senin gibi gazetecisi varsa o kentin sorunları ortada kalmaz.”
Ödenekle ilgili daire başkanını makamına çağırdı bütçeyi sordu, Adıyaman ve bir yere birer milyon para ayrıldığını söyledi. Genel müdür ‘diğer yerin ödeneğini bu yıl için Adıyaman’a ayırın bu yıl Adıyaman Atatürk bulvarı bitirilsin, diğer ili’de gelecek yıl bitiririz’ dedi ve böylece Atatürk Bulvarı’na ek ödenek çıkarıldı. Asfalt çalışmaları hızla başladı ve yıllarca Adıyamanlıların ciğerini sızlatan toz bulutu böylece son buldu.
Bu örnek, gazeteciliğin yalnızca eleştirmekle sınırlı olmadığını gösteriyor. Gazetecilik, halkın derdini dile getirmek kadar, çözümün de takipçisi olmaktır. Eğer meseleye sahip çıkmaz, kapıları çalmaz, fotoğrafları masalara koymazsanız, sorunlar raflarda dosya olarak kalır.
38 yıllık meslek hayatım boyunca işte bu anlayışla çalıştım. Kentin sorunlarına ışık tuttuk, yetkilileri harekete geçirdik. Gazeteci olarak bu şehre ve bu topluma çok şey kattığımıza inanıyorum. Çünkü biz sadece yazmadık; takip ettik, mücadele ettik, sonuç aldık.
Gazeteci olarak bu kente memlekete çok katkı sağladık.