Eskiden göstermelik de olsa Avrupa ve dünya devletleri, İsrail'i, Filistinlilere karşı yaptığı zulüm dolayısıyla kınardı. Şimdi bırakın kınamayı utanmadan destekliyorlar. Fransa, Avustarya, Sırbistan, Hıvatistan gibi ülkeler İsrail bayrağını çekiyorlar hükümet binalarına. İsrail'in katilliğine, caniliğine, soykırımına ortak olduklarını söylemiş oluyorlar. (Aslında bu tutum adı konulmamış bir savaşın ayak sesleri. Tarafların belirginleşme anı...) Bu ülkeler gavur siyonist İsrail'in bayrağını göndere çekerek taraflarını belirtirken, Müslüman ülkeler derin bir suskunluğa gömülmüş, adeta dut yemiş bülbüle dönmüşler.

Hz İbrahim ateşe atılırken gagasında bir damla su taşıyıp Nemrut ateşine bırakan kuşun hikayesini bilirsiniz. Ona bu eylemi sorulduğunda "maksat dostluğum/tarafım belli olsun" cevabını vermiştir. O kuşun cesaretinden yoksun İslam dünyası ile karşı karşıyayız. Bir tek ses çıkaran Türkiye onun da gücü yok! Gücü olsa zaten bir saate durdurur. Aydın ve avamımızla birlikte hamaset yapmaktan ileri gidemiyoruz. Kudüs, Mescidi Aksa şiiri ve edebiyatı dahi artık tat vermiyor. Öldürülen çocuklar, evlerine gömülen kadınlar ve bombalanıp parçalanan gençleri gördükçe şiir de slogan da anlamını yitiriyor. Bir yerde oluk oluk kan akarken şiir durdurmaz o kanı. Bir yerde bombalar ev yıkarken ağıtlar duyulmaz. Bir yerde insanlık onuru ayaklar altına alınırken medeni ve insani bir dünyadan bahsedilemez. İnsanlık ölmüştür! Dün Bosna'da ölmüştü bugün Filistin'de, Gazze'de. Golgotya/Zeytindağı'da bu defa Gazeli çocuklar İsa yerine çarmıha gerilmiştir. Moria dağında İsmail/İshak yerine Gazzeli çocuklar kurban edilmiştir. Ağlama duvarına bulaşan kanı Yahudiler bin yıl geçse de temizleyemezler. Gazze'de insanlık ölmüştür. İnsanlığın öldüğü yerde ne din, ne vicdan, ne iman var vardır. Geçmiş olsun hepimize! Geçmiş olsun ey medeni dünya!