Avrupa ülkelerinde her geçen gün daha da belirgin hale gelen popülizm ve yükselen Türkiye ve İslam karşıtı politikalar, sosyal uçurumların derinleşmesini beraberinde getirmektedir. Bu politikalardan en çok etkilenenler, hiç şüphesiz Avrupa ülkelerinde doğan, büyüyen, yetişen ve geleceğini burada kurmak isteyen gençlerimizdir. Ayrıca, gençlerimizin kimlik inşasında aldıkları Türklük ve Müslümanlık referanslarının, bazı Avrupalı karar vericiler tarafından ‘öteki’ ve ‘güvenlik’ meselesi olarak değerlendirilmesi de çok talihsiz bir gelişmedir.

Gençlerin, bu gelişmeler içinde ve çok kültürlü bir toplumda bir gelecek perspektifi geliştirmelerinde aidiyet duydukları kültür ve medeniyet değerlerinin bilincinde olmaları çok önemlidir. Hatta bu norm ve değerler, gençlerimiz için bir şanstır. Onların özgüvenlerinin harekete geçmesini sağlayacaktır. İşte, o kültür ve medeniyet değerleriyle tanışma fırsatı veren faaliyetlerinden birisi de, ‘Anadolu Mektebi Yazar Okuma’ projesidir.

Peki ‘Anadolu Mektebi Yazar Okuma’ projesi nedir?

Anadolu Mektebi, başta Türkiye olmak üzere, gönül ve kültür coğrafyamızın, sanat, kültür ve edebiyatına, düşünce ve eserleriyle büyük katkıda bulunan şair, yazar ve düşünürleri, genç okuyucularla buluşturmaya yönelik bir yazar okuma programı, bir kültür-edebiyat hareketidir.

Anadolu Mektebi, 2012 yılında Tarım ve Köy İşleri eski Bakanı Prof. Dr. Sami Güçlü tarafından Sakarya’da 12 gençle başlatılan bir etkinliktir. Etkinlik, yıllar içinde Anadolu’nun farklı şehirlerine yayılmış, bir müddet sonra da ‘Anadolu Mektebi Yazar Okumaları Projesi’ haline gelmiştir. Geçtiğimiz yıllarda Türkistan ve Balkanlara açılan Anadolu Mektebi, bu yıl da Avrupa’da yazar okuma faaliyetlerini başlattı.

Geride bıraktığımız hafta sonu, bu çerçevede Yunanistan, Almanya ve Hollanda’da projeye dahil olan gençlerin, öğretmenlerin ve velilerin katıldığı çevrimiçi bir tanışma etkinliği gerçekleşti.

Anadolu Mektebi Projesinde öğrenciler şu yazarların kitapları okuyacaklar: Mustafa Kutlu, Tarık Buğra, Cengiz Aytmatov, Yahya Kemal Beyatlı, Ahmet Hamdi Tanpınar, Cengiz Dağcı, Samiha Ayverdi, Necip Fazıl Kısakürek, Mehmet Akif Ersoy, Sezai Karakoç, Cemil Meriç ve Nurettin Topçu.

'Mezun olunamayan tek mektep Anadolu Mektebi', yani ömür boyu gönüllü öğrencilik yapılabilecek Anadolu Mektebi öğrencilerinden Abdulkadir Çakır bakın neler söylüyor: “Anadolu Mektebi, gençlere özgüven kazandırıyor. Arkadaş çevresi ve grup kimliği oluşturuyor. Karakter gelişimine yardımcı oluyor. Gençliğin, bir yön tayin etmesinde yardımcı oluyor. Gençlerin topluma faydalı olmasını sağlıyor. Kısaca, gençliğe çalışkan olmayı, ideal sahibi olmayı, aileye önem vermeyi, kimseye zarar vermemeyi ilke haline getirmelerini telkin ediyor”.

Anadolu Mektebi Okumaları, bir taraftan kitaplarını okuduğunuz yazarların dünyasının içine girip, onlarla tanışma imkanı sağlarken, diğer taraftan insanın kendini tanımasına da vesile oluyor. Yazarların kitaplarını okuyan gençler, okulda ve sosyal yaşamda, yaşıtlarına göre hem özgüven hem düşünce olarak bir adım önde oluyorlar. Bir vizyon, bir varoluş ontolojisi geliştirmeye hazır oluyorlar.

İşte, böyle çok yönlü faydaları olan bir proje, şimdi Almanya’da, Yunanistan’ da, Hollanda’da hayata geçirildi. Avrupa Türkleri için kaçırılmaz bir imkân.

Anadolu Mektebi Okuma Projesi, yukarıda belirtilen faydaların yanısıra, Avrupa’da Türkçenin gelişmesine, gençlerin Türkçe öğrenmesine, konuşmasına, yazmasına ve Türkçe düşünmesine de vesile olacaktır.
İçinde yaşadığımız toplum ve ait olduğumuz topluluğa her yönüyle yardımcı olacak gençlerin yetiştirilmesi hedefleniyor bu proje ile. Sadece kitap okumuyorsunuz, aynı zamanda okudukça, düşünmeye, fikirler arası ilişki kurmaya ve en önemlisi de yazmaya başlıyorsunuz.

Gençler, bu fırsatı kaçırmayın! Yazar Okumaları faaliyetlerine katılın. Veliler, öğretmenler, din görevlileri, gençlik liderleri, gönüllü kuruluş ve medya yöneticileri, gençleri Anadolu Mektebinin yazarlarını okumaya davet edin, teşvik edin! Teşvik edin ki, gençlerimiz, referanslarımızı tehdit ve güvenlik olarak gören Avrupalı karar vericilerin ne kadar yanlış yolda olduklarını yüzlerine haykırsınlar. İnsanlığa iyilik etsinler. Faydalı olsunlar. Ama önce, gençlerimiz bir özgüven kazansınlar.

Veyis Güngör
1 Aralık 2020