AK Parti Genel Merkez Disiplin Kurulu Başkanı ve Adıyaman Milletvekili Av. Ahmet Aydın, Plan Bütçe Komisyonunda tütüne ilişkin bugüne kadar yapılanları anlattı.

"Tütün tabakası taşımak yasaktı"

Milletvekili Ahmet Aydın yaptığı konuşmada, yaklaşık 15 senedir işin içinde olduğuna işaret etti.

Tütün konusunun Adıyaman'ı ve bölgeyi ilgilendiren bir konu olduğunu ifade eden Aydın, “Bu konunun doğru bir şekilde, doğru bir zeminde tartışılması, konuşulması gerekiyor. Zira, bu gerçekten bölgenin önemli bir ekonomik girdisi, çiftçimizin el emeği, göz nuru ve bu anlamda da tabii ki yöresel gerçeklikleri de dikkate alarak çözüm geliştirmek gerekiyor. Tütün ile ilgili olarak tarihî sürecinin de çok iyi bir yere konması lazım, ortaya konması lazım. Elimizi vicdanımıza koyalım, bu tütün nedir? Tütün ile ilgili aşamalar neler olmuştur? Getirdiği merhaleler neler olmuştur? Tütün geçmişte, tabii, bölgede çok ciddi bir ekonomik girdi olarak üreticimizin kazanç kapısıydı. Fakat 1969'lı yıllardan başlayan yasal düzenlemelerle, belli periyotlarla kısıtlamalar ve yasaklar getirildi. İlk düzenleme 1969, daha sonra tabii kıyılmış tütünle ilgili olarak da bunun devlet tekelinde olduğu, serbest olmayacağı, yasak olduğu çok net bir şekilde ilgili tüzüklerle de yasal tüzüğünde de belirtilmişti.” dedi.

“2001 yılında ilk defa 200 kiloyla sınırlandırılmıştı”

Gelinen aşamada tütünü asıl dinamitleyen nedeni aktaran Aydın, konuşmasını şöyle sürdürdü:

“Tütünü sınırlayan öncelikle 2001 yıllarında rahmetli Ecevit'in de Başbakanlığı döneminde TEKEL'in özelleştirme kapsam ve programına alınmasıyla oldu. Akabinde yine aynı dönemde meşhur Kemal Derviş yasaları vardı. Hatırlarsınız o tarihlerde 4733 sayılı Yasa getirildi ve bu Meclis’ten geçti. O yasa neyi getiriyordu biliyor musunuz? O yasa o kıyılmış tütünü bulundurmak dahil, ikametgâhında dahi yakalansa 1 yıl ila 3 yıl arasında hapis cezası getiriyordu. Satış zaten yasaktı, ikametgâhında dahi bulundursa böyle bir ceza vardı. Yine, yaprak tütünle ilgili olarak da o yasada ilk defa 200 kiloyla sınırlandırma getirilmişti, kotaya bağlanmıştı.

Yine, tütün tarım destekleri kapsamında o yasayla çıkartıldı. Dolayısıyla geçmişte TEKEL'in özelleştirme kapsamına alınması, 4733 sayılı Yasa'yla bir taraftan sözleşmeli üretimi yapılan yaprak tütünle ilgili üretim çok ciddi sınırlamalara maruz kaldı, akabinde kıyılmış tütünle ilgili olarak da zaten belirtiğim gibi bulundurmak dahi yasaktı. Bunu içenler bilir, bizim bölgedeki insanların hepsi bilir. Burada tütün tabakası dediğimiz tabakalar var, sadece içmek için paket gibi cebinde taşır, sarar, içerler. O tütün tabakasının dahi yasak olduğu dönemlerdi, tütün tabakasını taşımak. Tütün tabakasını yakaladığında üreticiyi bırakın, içenin dahi kafasına âdeta o tabakayı indirirlerdi. O günlerden bugünlere geldi.”

"Tütün ile ilgili ilk önergeyi ben verdim"

2008 yılında tütün ile ilgili ilk önergeyi kendisinin verdiğini belirten Aydın “Cumhurbaşkanımız o zaman Başbakanımızdı. AK Parti grubumuzla istişare ederek konuyu  ilgili bakanlıklarımızla ilettik ve dedik ki: Bu yasak bir ürün, zaten yasak kıyılmış tütünle ilgili. Gelin, bu tütün bu bölgenin bir gerçeği, buna bir düzenleme getirelim. 50 kilograma kadar nakil, taşıma, içme, bulundurma; bütün bunları koyduk ve 50 kilograma kadar serbest bırakan önerge benim şahsımın önergesidir, yıl 2008. 2008'den bu yana çeşitli düzenlemeler yaptık.” diye konuştu.

“Akabinde 1 gram ve 1 ton tütün arasında cezalar bakımından fark yoktu” diyen Aydın, şöyle devam etti:

“Onu da düşürdük, kademelendirdik. Düzenleme sonrası baktık 50 kilogramın çok çok üstüne çıktı. Adıyaman’ın marka değeri olan tütün nereden geliyor, nereye gidiyor, kim tarafından nasıl satılıyor? Çeşitli ülkelerden ve ülke içerisinde bazı bölgelerden getirilen kaçak tütünlerin bu işin içerisine girmesiyle piyasada Adıyaman tütün kapasitesinin çok çok üzerinde tonlarca tütün ortaya çıktı.

O haklı olarak şunu söylediler bize: ’Ya, kusura bakmayın, Adıyaman'ın ekili alanı belli, hepsine, damınıza dahi tütün eksek bu kadar tütün Adıyaman'dan çıkmaz.’ Bu, dikkat çekti, buna yasal bir düzenleme getirmemiz gerekirdi. Bizim derdimiz biz üreticiyi nasıl koruruz? Üreticiyi kayıt altına alarak yasal zeminde bu işi nasıl yaparız? Daha sonra, 2017 yılında şimdi konuştuğumuz, uzatacağımız kanun bir kanun getirildi.

Bu kanunun ilk hali biraz farklıydı, üretim bile izne bağlanıyordu. Bizler de grubumuzla görüştük, sağ olsunlar, ikna ettik, o zaman Maliye Bakanımız Naci Ağbal tütünle ilgili ne kadar paydaş varsa, ziraat odaları, ilgili üreticiler, üretici birlikleri, hatta Sayın CHP Adıyaman Milletvekili Tutdere, o zaman Tütün Platformu sözcüsüydü, hepsini topladık; Ankara'da toplantılar yaptık, Adıyaman'da toplantılar yaptık. Arkadaş, biz bu tütünü nasıl özgürlüğüne kavuştururuz, nasıl yasal bir zemine çekeriz? Zaten yasak ve tütüne orada, burada el konmaya başlandı ve zaten şu anda cezası yine var. Dolayısıyla nasıl bir formül geliştirebiliriz diye bütün paydaşlarla HDP, CHP, AK Parti demedik bu, yörenin bir gerçeği, bunun üzerinden siyaset yapmayalım, oturalım, bu tütünü yasal bir zemine kavuşturalım dedik.

Hepsinin ortak önerisi kooperatifçilik üzerinden, üretici kooperatifleri ki dışarıdan değil, mutlaka tütün üreticisi olacak. Bu kooperatif üzerinden bunları kayıt altına alalım, üreticinin kendi kooperatifi olsun ve kendi kooperatifi üzerinden bunu kayıt altına alarak yasal bir zeminde bunu piyasaya sunalım dedik. Yasal düzenlemeyi bununla birlikte yaptık. Daha sonra dendi ki: "Tabii ki bu yasal zemin içerisinde hareket etmeyenlerle ilgili de caydırıcı bir ceza olsun ki kooperatifçiliği faal hâle getirelim." Tabii, yönetmelik haklı olarak geç yayınlandı. Dolayısıyla, kooperatiflerinin kurulma süreci biraz gecikti.”

"Bu yasayı biz 3 “kez uzattık"

Konuşmasının devamında 2017’de getirilen yasanın kabul edildiğini yine bu süreçte cezaların 3 defa uzatıldığına dikkat çeken Aydın, “Pandemi koşullarından dolayı kooperatifleşme modelini tam olarak sağlayamadık. Kooperatifler, evet 6 aydır kurulmaya başlandı, tesisleri kısmen kurmaya başladılar. Pandemi var, haklı gerekçeler var ve biz bunu yılsonuna kadar uzatalım, 6 ay daha müsaade edelim. Bundan sonraki süreçte de gene yapılabilecek bir şeyler varsa Meclis açıldığında tekrar ele alalım. Çünkü 1 Temmuz’da yürürlüğe girdi, acilen bunu 6 ay uzatalım istedik.  Bununla ilgili çalışmalarımızı biz yaptık.” dedi.

"Kooperatifleri teşvik ettik"

Kooperatifçilikle ilgili de maliyetleri çok minimum seviyeye çektiklerinin altını çizen Aydın, “Bir defa, en az 250 tütün üreticisi bir araya gelip bir kooperatif kuracak ve şu anda bizim orada bile 16 civarında kooperatif kurulmuş, en düşük üyesi olan 251; 300, 500, 600 üyesi olanlar var. Şu anda yetki belgesi alan, Batman'dan, Adıyaman'da ve Hatay'dan toplam 10 tane kooperatif tütün ticareti yetki belgesi de alınmış. Mevcut durumda bile, açık artırma yoluyla sözleşme ya da sözleşme dışı tütün alıp satabilecek yani yasal zemine kavuştu. Burada ÖTV, yüzde 63, yüzde 67'ler civarındaydı. Biz, aynı kararnameyle Cumhurbaşkanımızdan Allah razı olsun diğer tütün ürünlerinde yüzde 80 ÖTV çıkarken, bu kıyılmış tütünde ÖTV'yi de yüzde 40'a çektik, aşağı çektik. Yine, bu kooperatiflerle diğer kooperatiflere oranla ciddi avantajlar sağladık. Hizmet bedellerini onda 1'e düşürdük yani başka bir kooperatif kurulmasına 100 bin lira eğer para gidiyorsa, bu kooperatifte 10 bin liraya düşürdük; yani hizmet bedellerini onda 1'e düşürdük.” ifadelerini kullandı.

“Tütünü tekrar tarım ürünü olarak değerlendirdik”

2001 yılında 4733 sayılı kanun ille getirilen kısıtlamaya karşın, o kısıtlamaları kaldırdıklarına dikkat çeken Aydın, şöyle konuştu:

“Tütünü tekrar tarım ürünü olarak değerlendirdik ve bundan sonraki süreçte bu kooperatifler ve bunların tesisleri tarımsal desteklerden, kırsal kalkınma desteklerinden, hibe programlarından istifade edecek dedik.

Bu kooperatifler için yeni teknoloji kanununu da gerekiyordu, yeni sanayi, yeni makine gerekiyordu. Milyon dolarları bulan bir yapıydı. Bu yeni teknoloji konusunu da  bir önceki kanunla ortadan kaldırdık. İkinci el makinelerle, daha düşük, daha minimum maliyetlerde bu tesislerin kurulabileceğinin önünü açtık. Bu anlamda da daha önce sadece OSB'lerde bu tesisler kurulabilecekken, OSB dışı da bu tesislerin kurulabileceği hükmünü getirdik. Asgari bin metrekare kapalı alan şartı varken, bunu da 750 metrekareye düşürdük. Dolayısıyla, bu tütün kooperatiflerini faaliyete sokmak için, yasal ve legal anlamda bu işi yapmak için kooperatifleri teşvik eden çok ciddi düzenlemeler yaptık. Buna rağmen yine dedik; işte, pandemi, kooperatifler eksikliklerini gidersin, tesisleşme yoluna biraz daha mesafe, zaman ayıralım ve bu manada da bu hapis cezasının yürürlüğe girmesini bir 6 ay daha öteleyelim. Buradaki düzenlemenin amacı da budur.”

"Bir gram satışı yasaktı"

Geçmişte bir gramının dahi yasak olduğunu vurgulayan Aydın, “Bir gramı satışı dahi yasak olan tütünü, kıyılmış tütünü tamamen yasal ve legal ortama getiriyoruz. Çerçevesini çiziyoruz, üretici, rahat bir şekilde üretecek ürettiğini ve rahat bir şekilde, bir baskı olmadığından. Osmaniye'de tütün yakalanıyor. Arabanda yakalanıyor, her gün onlarca yerde yakalanıyor çünkü bu tütünü satmak yasak. Dolayısıyla, arkadaşları hep arıyoruz, aman aman, göz yumalım diye, göz, belli bir yere kadar... Bu yasağı işte sizler getirdiniz yani geçmiş zihniyet getirdi, biz getirmedik. Bizim yapmaya çalıştığımız bu tütünü yasal bir zemine getirmek, tamamen serbest hâle getirmek. Tütün konusunu siyaset üstü bir mesele olarak görelim. Yapılabilecek ne varsa da elimizden geleni yapalım. Yaprak tütünle ilgili olarak da özellikle bir rakamı ifade etmek istiyorum. Şu anda sigaralarda kullanılan toplam tütün ürünü tütün mamullerinde yaklaşık 112 milyon kilogram. Bunun yaklaşık 100 milyon kilogramı ithal ediliyor, yüzde 11 civarında ancak yerli tütün var ve bir zorunluluk da yok. Biz geçtiğimiz dönem bir yasa çıkardık; sigara başta olmak üzere tütün mamullerinde kullanılan tütünün en az yüzde 30'unun yerli tütün olması zorunluluğunu getirdik; Cumhurbaşkanı kararnamesiyle bu oran yüzde 45'e kadar çıkabilecek.” diye konuştu.

"Tütün üretimi AK Parti döneminde arttı"

Milletvekili Aydın, “2011'de üretici sayısı 2.111 iken tütün üreticisi sayısı toplamda toplam üretilen tütün miktarı da 1,5 milyon kilogram civarında. Şu anda en son aldığımız rakamlar; 2020 yılında üretici sayısı 7 bin 900 küsura çıkmış 950 artı 2020 sonu itibarıyla üretilen tütün miktarı 15 milyon kilograma yani üretici sayısı 3 kat artmış tütün miktarı 10 kat artmış. Bir de bu yüzde 30'un devreye girmesiyle bu oran çok çok daha fazla olacak. Dolayısıyla tütünün önünü açmaya çalışıyoruz.” dedi.

Öte yandan bahse konu olan yönetmelik kapsamında üretim merkezilerinde kurulan kooperatiflerin  işleyişi ile ilgili önemli bilgiler de veren Aydın, sözlerini şöyle tamamladı:

“Kooperatiflere, müracaatları halinde Tütün Ticareti Yetki Belgesi (TTYB) verilir. Kooperatiflere uygunluk belgesi bedeli ile vize bedeli onda bir oranında uygulanması, bu oran diğer gerçek ve tüzel kişilere 2021 yılı için 72 bin 330 TL uygulanmakta iken anılan Kooperatiflere ise 1/10 oranında yani 7 bin 233 TL olarak uygulanmaktadır. Bununla birlikte; sarmalık kıyılmış tütün mamulü üretim tesisi kurmaları halinde ek avantajlar sağlanmıştır.

Kurulacak sarmalık kıyılmış tütün mamulü üretim tesislerinde, tam ve yeni teknoloji ile tesisler kurmaları şartının aranmaması, Kurulacak sarmalık kıyılmış tütün mamulü üretim tesis yerlerinin, organize sanayi ve sanayi alanı dışında da (konut alanı, ticaret alanı ve tarım alanları hariç) kurulması, kooperatifler tarafından kurulacak sarmalık kıyılmış tütün mamulü tesislerinin, en az bin m2 yerine 750 m2 kapalı alana kurulması, alınan hizmet bedellerinin kooperatifler için onda bir oranında sağlanacaktır.”

Editör: TE Bilişim