SANKO Üniversitesi’nde İstiklal Marşı’nın kabulünün 100’üncü yıl dönümü nedeniyle Ortak Dersler Birimi, Türk Dili Birimi Öğretim Görevlisi Didem Karayakupoğlu’nun danışmanlığını yaptığı Edebiyat Kulübü tarafından “On Kıta Bir Vatan, İlelebet İstiklal” konulu online söyleşi düzenlendi.

Sunuculuğunu Hemşirelik Bölümü 2. sınıf öğrencisi ve Edebiyat Kulübü Üyesi Alican Yıldız’ın yaptığı program, saygı duruşunda bulunulması ve İstiklal Marşı’nın okunması ile başladı.

Rektör Prof. Dr. Güner Dağlı, etkinliğin açılışında yaptığı konuşmada, “İstiklal Şairimiz Mehmet Akif Ersoy’u edebiyat alanından bir hocamızdan dinleyeceğiz. Allah bu millete bir daha istiklal marşı yazdırmasın inşallah." ifadelerini kullandı.

Gençlerin İstiklal Marşı’nın her bir dizesinden çıkaracakları görevler bulunduğuna işaret eden Prof. Dr. Dağlı, “Allah gençlerimize bunları unutturmadan geleceklerini planlamalarını nasip etsin. Söyleşimizin konuğu Gaziantep Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Mehmet Soğukömeroğulları’na teşekkür ederim.” diye konuştu. 

Konuşmasına, “İstiklal Marşı herhangi bir kişinin yazacağı bir metin değil, ancak Mehmet Akif Ersoy gibi o süreçleri yaşayan şahsiyet abidelerinin yazabileceği bir metindir. Çok önemli vasıfları olan kişilerin başaracağı bir iştir” diyerek başlayan Gaziantep Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Mehmet Soğukömeroğulları, İstiklal Marşı’nın ruhu ve Mehmet Akif’e ilişkin değerlendirme yaptı.

"Münevver aydınlar toplumun sorunlarına çözüm üretmiştir"

Mehmet Akif gibi münevver aydınların toplumun sorunlarını görerek bu sorunlara çözüm üreten aydınlar olduğuna vurgu yapan Doç. Dr. Soğukömeroğulları, şunları kaydetti:

“Bunları yaparken Türk gençliğine ve Türk milletine olumlu öğretiler sunuyorlar ve çözüm ürettikleri için de doğru sözler ifade ediyorlar. Çözüm olarak tembelliğe karşı çalışmayı, cahilliğe karşı eğitimi, ümitsizliğe karşı ümidi öneriyorlar.”

İstiklal Marşı’nın yazılmasının nedenleri

Milli marşın yazılmasında iki temel neden olduğunun altını çizen Doç. Dr. Soğukömeroğulları, sözlerini şöyle sürdürdü:

"İstiklal Marşı’nın yazılmasının ilki siyasi sebeptir. 23 Nisan 1920’de Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin açılmasıyla birlikte savaşın ortasında Türk milleti kendi bağımsız devletini kurdu. Dünya devletleri arasında bağımsız bir devlet olmanın temel şartı İstiklal Marşıdır, yani milli marştır. Cumhuriyet dönemine kadar her padişah kendi adına marş okutmuştur. Bunları da genellikle batılılar yapmıştır.  Ankara hükümetinin kendini bağımsız devlet olarak gösterebilmesi için milli marşa ihtiyacı vardı.

İkinci neden ise toplumsal ve ruhidir. Milli Mücadelenin destanının yazılma ihtiyacı vardır. Türk milletinin batılı güçlere karşı, İstiklal Mücadelesinin azmi, ümidi ve heyecanı buna ihtiyaç duyurmuştur. Türk milletinin ümidini, heyecanını, azim ve kararlılığını diri tutması için böyle bir marş yazma zarureti doğmuştur.”

"İstiklal Marşı sıradan kişilerin yazacağı bir metin değil"

Doç. Dr. Soğukömeroğulları, Mehmet Akif Ersoy’un İstiklal Marşı yarışmasına katılma süreciyle ilgili olarak ise şu bilgileri aktardı:

"1920 yılında milli marş yarışması açılır ve para ödülü konduğu için Mehmet Akif Ersoy yarışmaya katılmaz. Hatta Hamdullah Suphi Tanıröver’in mektubu da Mehmet Akif’i yarışmaya katılmaya ikna etmez. Bunun üzerine Hasan Basri Çantay, Mehmet Akif’i milli marş yazmaya ikna etmeye çalışır. Hasan Basri Çantay’ın söz verdiğini söylemesi üzerine Mehmet Akif Ersoy, İstiklal Marşı’nı yazar.

Gazi Mustafa Atatürk’ün reisi olduğu Türkiye Büyük Millet Meclisi, Mehmet Akif Ersoy’un şiirini Türk İstiklal Marşı olarak seçmiştir.

İstiklal Marşı herhangi bir kişinin yazacağı bir metin değil, ancak Mehmet Akif Ersoy gibi o süreçleri yaşayan şahsiyet abidelerinin yazabileceği bir metindir. Çok önemli vasıfları olan kişilerin başaracağı bir iştir. Milletini tanıyan, O’nun değerleriyle bütünlemişmiş, söylediklerini yaşayan samimi, fedakar, mütevazı, sağlam karakterli ağlayan, ağlatan, hisseden ve söyleyen bir sanatçının böyle bir metni yazabilmesi mümkündür. İşte bu başarı Mehmet Akif Ersoy’a nasip oluyor. Akif’in başarısında sanatçı kimliğinin de önemini vurgulamak gerekiyor.”

“Milletimizin tarihinde 2,500 yıl boyunca görülebilecek tek şey sadece istiklaldir” diyen Doç. Dr. Soğukömeroğulları, konuşmasında şu görüşlere yer verdi:

“Bundan dolayı da Türk milleti hür ve müstakil yaşamaya alışmıştır. Devletin çeşitli tarifleri olsa da ilk özelliği istiklaldir. Çünkü onu bağımsız kılıyor. Milli marşımızın adı tesadüfü değildir. Yazıldığı yıllardaki şartları da düşünürsek sadece şairin ümit ve temennisinden de ibaret değil, çünkü Türk milleti çok zor şartlar altında büyük bir savaş veriyor. Özellikle korkma ile başlayan mısra ve ebediyen sana yok, ırkıma yok izmihlal ifadeleri Türk milletinin azmini, imanını ve ifadesini yeniden bulduğu ifadelerdir. Onun için İstiklal Marşı bir milletinin ölüm kalım çağının destanıdır.”

Etkinliğin danışmanlığı yapan Didem Karayakupoğlu da 2021 yılının İstiklal Marşı’nın kabulünün 100. yıl dönümü olması nedeniyle TBMM tarafından “İstiklal Marşı Yılı” olarak ilan edildiğini söyledi.

“Allah milletimize ilelebet bir daha İstiklal Marşı yazdırmasın” diyen Karayakupoğlu, program yoğunluğuna rağmen zaman ayırıp söyleşiye katılan Doç. Dr. Mehmet Soğukömeroğulları’na bu anlamlı günde yanlarında olduğu için teşekkürlerini iletti.

Kaynak:PHA

Editör: TE Bilişim