Değerli halkım,

Biliyorum beni hiç anlamadınız. Günahınızı almayayım ama belki de anlamak istemediniz. Kim bilir? Belki de ben anlatamadım.

Çünkü din, iman, adalet nutuklarıyla gelenlerin dinden, imandan, adaletten nasipsiz olduklarını size söyledim ama sesimi duyuramadım.

Fakirlik edebiyatı yapıp sizden biri gibi gözükenlerin dolar ve altın zengini olduklarını sizlere anlattım “Allah yürü ya kulum” demiş diye normal kabul ettiniz.

Mutaassıp numaralarına yatanların fıldır fıldır gözleriyle ne anasının gözü olduklarını anlatmaya çalıştım “mahallemizin çocukları” diye toleranslı davrandınız.

Dini değerlerimizi her gün tepe tepe kullananların milyonlarca Müslüman öldürülürken, ırzlarına geçilirken sessiz kalışlarını anlattım, tınmadınız.

İmanı sağlam gerçek Müslüman’ın ABD ve AB’nin gönüllü kölesi olmayacağını söyledim. Beni dinlemediniz. Alnı secdeye gidiyor diye savunmaya geçtiniz.

Ülke borç batağına sürüklenirken ilim adamı sıfatlı kişilerin ekonomiyi göklere çıkarması yüzünden size acı gerçekleri söyledim, sömürge aydını tipindeki dolarla konuşan sözde ilim adamlarına inandınız, bana inanmadınız.

Kıbrıs gün be gün elden giderken, Avrupa Birliği sevdasıyla yanıp tutuştuğundan olsa gerek sesimi bile duymadınız.

Vatan toprakları parsel parsel satılırken feryatlarımı duymadın. Hatta “ne var bunda adam sırtına alıp götürmeyecek ya” diyerek hafife aldınız.

Cumhuriyetin bütün kazanımları satılıp parası miras yedi mantığıyla harcandı feryatlarıma kulak vermediniz bön bön baktınız.

Yurdumuzda bazı hanelerde işsizlik sorunu çözüldü. Gücü elinde bulunduranların yakınları iş, güç, şirket, fabrika, gemi, villa sahibi oldular, dört beş yerden maaş aldılar. Siz ülkede işsizlik oranı azalıyor sandınız.

Anayasa delindi, hukuk çiğnendi, kanunlar kendi suçlarını suç olmaktan çıkaracak şekilde ayarlandı, zaman aşımı hırsızlık ve ihanetlerin kılıfı haline getirildi. Gündelik telaş içinde sesimi duymadınız.

Kırmızı çizgilerimiz önce sarardı daha sonra yeşil oldu. Milli konulardaki hassasiyetlerimiz yok edildi. Sesime kulak vermediniz.

Eşkıya şehre indi, kravat taktı, şirket kurdu, ihale aldı, çevreyi doğayı mahvetti haberin bile olmadı.

AB çevrelerinden verilen talimat ve kanun metinleri tartışılmadan çıkarılıp uygulandı. Birbiriyle hiç alakası olmayan kanunlar bir torbaya konularak “torba kanun” icat edildi. Vekilim sandığın insanlara “siz kimin vekilisiniz?” diye sormayı bile düşünmediniz.

Ailesinin yeterli gelirinin olmaması sebebiyle bursla okuyan becerikli genç kısa zamanda trilyonluk yatırımların sahibi oldu. Bu gelişmenin normal olmadığını söyledik. Sen “Allah yürü ya kulum” demiş anlayışıyla sesini çıkarmadın.

Liderlerin mizahi eser olacak mal varlığı palavralarını anlayışla karşıladın. Annesinin çıkısıyla, oğlunun düğünüyle, çocuğunun sünnetindeki takılarla izah edilen milyon dolarları sessizce izlediniz.

Milletin büyük çoğunluğu açlık sınırının altında inlerken maaşının azlığından yakınan milletvekili, bakan ve başbakanı duymazdan gelip destek vermeye devam ettiniz.

Kutsal dava yolunda ömrünü verenler harcanırken, dışlanırken, küstürülürken, yiğitlerin yaylası çakalların mekânı olurken de sesini çıkarmadınız. Bırakınız ses çıkarmayı buğuz bile etmediniz. Bırakınız buğuz etmeyi gelecek kaygınız ya da beklentilerinizin hatırına haksızların yanında saf tuttunuz.

Değerli halkım,

Yukarıdaki gibi daha birçok şeyi size söyleyemedim, gösteremedim, duyuramadım, anlatamadım. Sesimi duyduğunuz zamanlar oldu. Anlamak istemediniz. Bön bön baktınız. Yanlış anladınız. Boyalı ekranlarda yarışmaları ve yerli dizileri izlerken gözünüzü ve kulaklarınızı cıvık sulu programlardan bana doğru çevirmediniz. Boyalı basının kiralık kalemlerine inandınız bana inanmadınız.

Kabahat kimde bilemiyorum. Yeteri kadar sesimi duyuramamışsam ben özür diliyorum.

Ama ne yalan söyleyeyim. Kabahatin çoğu da sizde. Çünkü ne idüğü bellisizlere, kiralık kalemlere, ABD yalakalarına, AB hizmetkârlarına, Vatikan’ın gönüllü köleleri diyalogculara, ılımlı İslamcılara, sahte Müslümanlara, din iman tacirlerine, emperyalizmin uşaklarına, işbirlikçilere inandınız. Kendi çocuklarınıza inanmadınız. Canınız sağ olsun.

Bir 1 kişi görseli olabilir