2020 korku tüneline döndü. Bu tünelin ucu açık ve ışık görünmüyor.
Artık hiçbirşey eskisi gibi olmayacak. Rutinlerimiz ve alışkanlıklarımız yeniden yapılandırılıyor.
Uzay çağı başladı. Teknolojik aygıtlarla donattığımız hayallerimizin bizi taşıdığı nokta şimdilik evlerimize hapsolmak oldu.
Öyle sanıyorum bunun devamı gelecek. Çok daha kötü senaryolar konuşuluyor. Bunlara çoğu kez komplo teorileri deyip geçiyoruz ancak, Hollywood filmlerinde görebileceğimiz bir korku filminin tam ortasındayız ve bu gerçeklik bütün komplo teorilerinin gerçek olabilme ihtimalinde kur artışı sağlıyor.
Yıllar evvel bir şarkı vardı. Severek dinlerdim ve sözleri uzun süre ezberimde kalmıştı. "Telli telli telli, şu telli dünya, biz büyüdük ve kirlendi dünya"
Aslında kirlenen dünya değildi, biz idik, insanlık topyekun kirlendik, kirlettik ve herşeyi berbat ettik.
"Armegedon" denilen sıyrık düşünce ve sapık felsefeye farkında bile olmadan omuz verdik. Herbir eylemimizle tam da istenilen şeyi yaptık.
Tanrıyı kıyamete zorlamanın tek yolu, "Beni Adem"liği ortadan kaldırmak ve insanlığı ifsad ile mümkündü oysa.
Tahrif edilen kitaplar olsada, asıl tahrif edilen insanlık oldu.
Dünyayı "İnsan"a teslim eden Allah, sırtına "Emanet"i yüklenmesi hususunda söz almıştı.
Emanet "İman, adalet, merhamet, şefkat, sevgi ve iyilik" gibi değerlerden müteşekkildi. İyilikler manzumesine sırt dönerek, Allah'ın bize emanet ettiği yerküreyi kan ve gözyaşına tebdil eyledik.
Buda bir nevi "Tanrıyı kıyamete zorlamak" tı oysa. Zira, kıyametin kötülerin üzerine kopacağını, yeryüzünden iyilik ve iyiler çekildiğinde kıyametin geleceğini Resulullah hadislerinde bildirmişti.
İsmi koronavirüs olsa da, düçar olduğumuz ibtilanın asıl adı "Gazap" tır. Allah'ın gazabıyla karşı karşıyayız. Şeytan'a hizmet eden taifenin tezgahları başarı kazanıyor çünki savunma mekanizmamız çalışmıyor.
Savunma mekanizması "Bağışıklık sistemi"nden çok daha fazlası ve başkasıdır.
İmansızlık virüsüyle tüm saldırılara açık hale gelen insan türünü fiziksel olarak tamamen yok etmek için de bir virüs yetecektir.
Bundan sonrası ve gelecek yıllar için endişeliyim. Korkarım ki, Çocuklarımıza özgür bir hayat ve güvenli bir dünya bırakamayacağız..
Çare yok mu?
-Var!
"İnsani hasletlerimizi kuşanarak kötülerle yani şeytanla mücadelemizi doğru ve ısrarlı bir şekilde sürdürerek Dünyayı güvenli bir cennete dönüştürebiliriz..."
Şeytani laboratuvarlarda hazırlanmış bu ve bundan sonra gelecek virüslere karşı geliştirilebilecek en kalıcı aşı, kötülük ve kötülere karşı iyilerin ve iyiliğin safında durmak olacaktır.
Hülasa; Saldırı vücutlarımıza yapılsada, hedef fıtratımızdır...