Geçen hafta sonu Hollanda Gazze için ayağa kalktı. Hükümet merkezi Lahey’de 100.000 kişiden fazla insan kabineye kırmızı çizgi çizdi. Bu tarihi bir olaydı. Zira, Hollanda’da son 20 yılda insanlar bu kadar kalabalık olarak sokakta yürümemişti. Lahey sokakları kırmızı elbiseli göstericilerle dolmuş taşmıştı. Görüntü oldukça etkileyiciydi. Mesaj ise çok netti: “Yeter artık! hükümet Gazze için net tavır alsın, İsrail’e ortak olmasın!”.
Yine geçen hafta, PVV’li Göç ve Mülteciler Bakanı Faber’ın insanlık dışı sığınma politikalarına karşı hazırlanan dilekçeyi 220.000’den fazla insan imzaladı. Bu da Hollanda tarihinde bir bakanın politikasına karşı verilen en güçlü dilekçelerden birisi olma özelliğine sahipti. Hükümete destek oranı çok düştü. Hollandalıların sadece yüzde 15’inin mevcut kabineden memnundu. Bu destek oranı da son on yıl içinde en düşük orandı.
Bütün bu gelişmeler, kabineye karşı direnişin ve memnuniyetsizliğin her geçen gün daha fazla artmasına rağmen, kabineden ne ses vardı ne de seda.
Kabinenin bu sessizliğini Trouw gazetesi köşe yazarlarından Kelli ven de Waals da köşesine taşımış. Kabinenin yüz binlerce çaresiz ve öfkeli vatandaşa tepki vermemesi absürt başlığıyla kaleme aldığı yazısında, “o gün kırmızı t-shirt giymeme ve gün boyu taşımama rağmen, yürüyüşe katılma fırsatım olmadı. Ben de, ‘Gazze'deki şiddete ve açlığa karşı’, yani soykırıma, bir damla kırmızı renk katmak isterdim” cümleleriyle devam etmiş.
Kelli ven den Waals, Lahey’deki yürüyüşle ilgili gözlemlerini şöyle devam ettiriyor: “Haber bültenlerinde, beklenen on bin kişinin kısa sürede kırk, sonra elli bine çıktığını gördüm. Amnesty International ise yüz binden fazla insan olduğunu belirtti. Hepsi çaresiz, öfkeli, pazar öğleden sonralarını ayırmışlar, gruplar halinde trenlerle ve yoğun yol trafiğine rağmen Den Haag'a giderek, insanlık adına, öfkeli ama sessizce atan bir damar oluşturdular”.
Yazar, Pazar günü yapılan gösterinin son yirmi yıl Hollanda’sının en kalabalık en büyük gösterisi ve karar vericilere en sert cevap olduğuna dikkat çekiyor. Yazar aynı zamanda, hükümet ortaklarından NCS partisinden Diederik Boomsma’nın “insanların deliye döndüğü”, PVV lideri Wilders’ın da “şaşkınlar” şeklindeki alaycı ifadeleri ve hükümetin sessiz kalmasının absürt ve utanç verici olduğunu belirtiyor.
Hükümetin duyarsız olmasına karşı ve yükselen aşırı sağcı politikalara karşı Hollanda durmuyor. Cumartesi, Hollandalılar yine sokaklara çıkacaklar. Bu defa, Amsterdam’da bir araya gelecek olan göstericiler yükselen aşırı sağcı akımı geriye çevirmek için gösteri yapacaklar.
Hollanda ayaklanıyor, Hollanda teyakkuz halinde. “Hollanda ayağa kalktı! Ya Sen!” sloganıyla hareket eden organizasyon, “Hollanda daha iyisini hak ediyor ve bunu gelecek Cumartesi Amsterdam Dam Meydanı’nda duyuracağız” diyor. Hollanda halkına seslenen organizasyon, iş başındaki hükümetin dikkat dağıtarak, sert çıkışlar yaparak sorunları çözmek istemediğini belirtiyor. Gıda fiyatları artarken, konut krizi almış başını giderken hükümet yeni suçlu gruplar (göçmenler, Müslümanlar v.b.) yaratmaya devam ediyor.
Hollanda hepimizin. Sen de üzerine düşeni yap. Cumartesi, saat 13.00’de Amsterdam Dam Meydanında yerini al. Çağrı bu.
Hollanda’da geçen hafta başlayan hareketlilik ve ayağa kalkma tüm hızıyla devam ediyor. Lahey’de yürüyen yüzbinleri hükümet her ne kadar ciddiye alamasa da, verilen mesaj çok açık ve net: Gazze’deki soykırıma ortak olma. Tarihin doğru tarafında yer al. Hükümet olarak artık net tavır al.
Veyis Güngör
22 Mayıs 2025