Mısır Hizbelvatani Partisi üyesi Avukat Fikri Abaza, 1933 yılında tatilin geçirmek için Türkiye’ye gelir. Tatil dönüşü Mısır’da yayınlanan El Ahram Gazetesi’nde 31.7.1933 tarihli “Yaşa Yaşa Yaşasın Türkler” başlığı ile bir makale yazar. Makalede:

“Ah ey Mısır Aferin ey Türkiye”

     Türk toprağına ayak basarken durumunun değişmediğini, onuru çiğnenmemiş, yabancı bağlarla bağlanmış, boğulmuş ve idam edilmiş Doğu ülkelerinden birinde bulunacağımı sanıyordum.

     Ama Türkiye’de ne gördüm. Düşündüğümün tersini, ulusal azametin her şeyi sürüp mahvettiğini, Türk burnunun yüksele yüksele göğe çarpacak dereceye vardığını, İngiliz olsun, Fransa ya da İtalya olsun bütün yabancıların başlarının eğile eğile yerlere sürtünecek dereceye ulaştığını gördüm (yurdumun durumunun tersidir.)

Arkadaşlarımın birine bir viski ısmarladım. Garson, yüzüme kızıl bir bakışla dik dik bakarak, emredici bir dille “Türk rakısı iç” dedi.

     Ey milliyet, ey yurtseverlik, sana saygı duyuyorum. Bana rakından, birandan ve şarabından ver. Yabancı zehirlerini, imanı zayıf olan miskin ülkelere bırak, dedim.

Odamda, Çanaklis sigaralarından bir paket bırakıp çıkmıştım. Öğleden sonra döndüğümde paketi bulamadım. Öfkelendim. Hademeyi çağırdım.

- Sigara paketi ne oldu?

-Yok ettim.

- Niçin?

- Habis bir mal olduğu için.

- Habis mal ne demektir?

- Yabancı malıdır.

- Şimdi ben ne yapayım?

- İşte nefis Türk Tütünü. İşte güzel Türk kibriti. Bunlar benden sana hediye olsun.

     Yabancı mağazaları kapıları üstüne kendi dilleriyle tabela asmazlar. İngiliz, Fransız, İtalyan, Amerikan ve Yunanlıların Türkiye’de dilleri, yeni harflerle yazılı Türkçedir. Türkçe istinaf (itiraz edilemez) veya temyiz edilemez. Emir ile bütün diller egemendir.

      Yabancı mallara karşı çekilen gümrük duvarları, Çanakkale istihkamlarından daha çetindir. Gümrük memurları naz ve cilve bilmez. Fakir ve fukarayı muayene ettikleri gibi prens ve nazırları da aynı biçimde muayene ederler. Türk milli azameti karşısında ayrıcalık yoktur. Herkes eşitti.

        Burada (Türkiye’de) yabancı çevre hissetmiyorum. Çünkü Türkiye yalnız kapitülasyonları değil, kapitülasyonlardan yararlanan ulusları da ezmiştir. Yabancılar öldü Türkler yaşadı.

        Ey Büyük Gazi, gözyaşlarımla karışık gönülden kopan saygılarımı Yüksek katına sunuyorum.  (Kaynak: Fikri Abaza “Yaşa Yaşa… Yaşasın Türkler” “El Ahram”, Kahire 31.7.1933)    

3 Kasım 2002 seçimlerinde AKP tek başına iktidara geldi. Atatürk, Cumhuriyet ve devrim karşıtı olan AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, ilk günden başlayarak Atatürk aşındırmak, hafızalardan silmek, Atatürk döneminde ve Atatürk sonrası dönemde yapılanları yok etmek için çalışması başlattı.  

- AKP iktidarında Cumhuriyet döneminde 1923-2002 arasında yapılan tütün işletmeleri, sigara fabrikaları kapatıldı. Tütün ekimi yasaklandı.

- Şeker Fabrikaları, Sümerbank fabrikalar, çimento fabrikaları başta olmak üzere fabrikalar, işletmeler, kurumlar ve kuruluşlar ağırlıklı olarak yabancılara satıldı.

- Tarım bitirildi.

- Tarım ülkesi Türkiye sigara ve şeker başta olmak üzere temel tüketim maddeleri ithal eden, yabancılara bağımlı bir ülke oldu.  

- Ankara, İstanbul, İzmir başta olmak üzere illerin cadde ve sokaklarında yer alan avemelerin, büyük mağazaların, otellerin, lokantaların isimlerinin neredeyse hepsi yabancı isimdir. 

- Cadde ve sokaklarda gezerken, Türkiye’de değil başka bir ülkede olduğunuzu sanıyorsunuz.

Mısır Hizbelvatani Partisi üyesi Avukat Fikri Abaza, hayatta olsaydı, Erdoğan’ın yönetiminde Türkiye’nin geldiği noktayı görseydi, eminim gözyaşlarını tutmazdı. Hüngür hüngür, hıçkıra hıçkıra ağlardı.