Kalpler ancak Allâhʼı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28)

"O hanginizin daha güzel iş yapacağını denemek için ölümü ve hayatı yarattı. O üstündür, bağışlayandır." Mülk /2

Millet ve insanlık alemi olarak korku, stres altında olduğumuz bu ahir zaman hengamesinde büyük imtihandayız. Nimetlerle sınandığımız zamanlarda şükretmemiz gerektiği gibi, afetlerle, belalarla sınandığımız zamanlarda da sabretmemiz, af dilememiz gerekir.

Bu imtihan sürecini nasıl geçirdiğimiz, ne kadar ders aldığımız, hatalarımızın idrakiyle ne kadar hırslarımızı törpüleyebildiğimiz, tekamül edip edemediğimiz önemli. Bunu başaramadığımız sürece imtihan süreci uzayacaktır ve uzuyor da gördüğümüz gibi. Ramazan ayında beklerken istişare halinde olduğumuz büyüklerimiz, sürecin üç ay uzadığını, inşallah kurban bayramından sonra tam rahatlama olacağını bildiriyorlar.

Bu süreçte de hangimizin daha güzel iş yapacağına bakılıyor illa ki. Üzüntüyü paylaşma ve yardımlaşmayı aşan abartılı tutumlar hayra değil, tam aksi şerre hizmet eder. Tasavvuftaki bize olanın kainata da olduğu bilgisiyle artan stres, kasten yayılan korku enerjisi bağışıklık sistemini zayıflatıyor, hatta depremleri tetikliyor çünkü. Uzmanlar yıllardır söylüyor bunu. İlla toprakla temas etmeli ve Kur'an'a, zikre, tek kurtuluş yolu olan maneviyata sarılmalı...

Toprak altında yetişen patates, havuç, turp, pancar, yer fıstığı gibi toprak gurubu nimetlerle beslenmek de çok önemliymiş meğer. Ayaklarımızın yere sağlam basması, aklı selim davranabilmemiz, irade gösterip daha istikrarlı olabilmemiz için etkiliymiş toprakla temas ve toprak gurubu beslenme. Yıllardır hayalim olan, doğada, özellikle yaylada, bir ağaç altında, toprakta secde de çok önemliymiş hatta. Yıldızlı bir sema altında, açık havada ibadetin hayali bile nasıl heyecan, huzur verici...

Bütün bunlardan mahrum olduğumuz, ihmal ettiğimiz için söylenen, okuduğumuz dayatılan her şeye inanıp kapılıyoruz demekki.
Televizyon ve sosyal medyadaki üzücü, stres yaratıcı, korku enerjisini artırıcı görüntüleri, iddiaları tekrar tekrar izlemekle, internetteki yine stresi, korku enerjisini artırma kasıtlı yalan haberlerle, mesajlarla, videolarla amaçlarına ulaşmaya çalışanların ekmeğine yağ sürmemeli, olması gerektiği gibi aklı selim, sükunetle, sabırla, istiğfarla zor zamanların geçmesini beklemeliyiz.

Aksi halde, virüsle, kehanetlerle yatıp- kalkmak korkunç zarar verir. Bozulan ekonomi, düşen gelir düzeyi, gelecek kaygısıyla moraller, psikolojiler de bozulur. Tahammülsüzlük, cinnetler başlar Allah korusun. Virüsten, hastalıktan değil, bozulan morallerle çöken bağışıklık sistemi, artan kaygı bozukluğu, depresyon gibi rahatsızlıklar, sekteye uğrayan sosyal hayatlar, güvensizlik duygusu sebebiyle çıkacak aile içi çatışmalar, dağılmalarla çok daha ciddi, kalıcı sıkıntılar yaşıyabiliriz.

Tarih boyunca olduğu gibi bu kez de pek çok alanda topyekün bir taarruz altındayız; belki yarın daha güçlü olmak zorunda kalabiliriz!!! Bu yüzden metanetle, sükunetle Kur'an'a, dualara sarılmalı, iman korumasıyla sağlıklı, güçlü kalabilmeye çabalamalıyız.
Israrla önerildiği üzere, âlemlere rahmet olarak gönderildiği ayetle sabit sevgili peygamberimizle gönül bağımızı diri tutma gayesiyle bolca salatı selam, salavat okumakla, onun yüzü suyu hürmetine kurtuluş dilemekle kasti korku enerjisinden korunarak, sağlıklı kalabilen, imanını koruyabilenler kurtuluşa ererken, aksi halde olanlar için, sağlığını, imanını kaybetmekle bu musibet helak sebebi olacak ne yazık ki.

Yine Erzurum'un işgalinde başlatılan 1001 hatimi örnek vermek istiyorum. Kendimiz, milletimiz ve tüm insanlık alemi için yapabileceğimiz en güzel iş bu olur. Sinirlerimizin iflas etmesi, karamsarlık girdabına düşmek Allah korusun daha kötü gelişmelere zemin hazırlar. İman tehlikeye girer ki asıl gayeleri bu. Felaket, musibet anlarında en büyük kayıplar panik halinde olur çünkü. Ve kalpler ancak Allah'ı anmakla huzur bulur...

Hepbirlikte, bir kez daha bu zor zamanları da aşacağız yüce Rab'bimizin izni ve yardımıyla inşallah. Tarih boyunca hep olduğu gibi, İslamın yayılması, temsili ve bekçiliği mukaddes göreviyle; İnşallah dünyadaki zulme dur diyerek insanlığı asrı saadete taşıyacak olan yüce Türk milletini ve tüm insanlık alemini sevgili peygamberimiz Muhammed Mustafa sav. 'in yüzü suyu hürmetine affeylesin, Hadi adıyla yolumuzu göstermeye devam etsin, Selâm adıyla hepbirlikte selamete çıkarsın bizi. Amin Ya Rab'bi!..

Adevviye Şeyda Karaslan
13 Haziran 2020