İHTİLAF

Abone Ol

Hayvanın dünyasında en önemli merkez, midesidir.

Onu doyurduktan sonra, pekte başka gailesi kalmamıştır.
İnsan ise, her duygusuyla bir alemin kapısı kendisine açılır, sonsuza dek o dünyada gezinir.
Sonu olmayan bir kara deliğe girmiş, girdaplarda dolaşmaktadır.
Sadece zahiri beş ve batıni beş duygudan da ibaret değildir.
Nice güncellenecek duygularla donatılmış olarak seyrini devam ettirmektedir.

-İnsanlık dine muhtaç. Dünyada Batıl dinler, 10 bini aşkın olan dinlerin varlığı, insanlardaki bu din ihtiyacını gidermesi içindir. Hatta belli bir dine mensup olmayan insan bile kendisine inanacağı, bağlanacağı, bir irtibat kuracağı bir dini kendi eliyle tesis etmektedir. Sırf o yaratılıştan gelen duygusunu tatmin etmek için…

                                                                   *************


Şeytan bütün çabasıyla Adem'i kendi ihtişamlı haline çekmeye çalışmaktadır. Nefsi içeriden yakalayarak, ona cazibedar, çekici şeyleri gösterirken, böylece Adem'i ve ademoğlunu kandırma yoluna gitmektedir.

Öyle ki bütün işleri denemekte, ortaya dökmektedir.

Hele hele şu asrımızda Adem'den beri süregelen tüm oyunların hepsini birden, farklı versiyonlarla, farklı ve cafcaflı görüntü ve süslü şeylerden o cazibedar oyununu oynamaya hızla çalışmaktadır. Bütün kendisine mensup olanlarıyla bunu; cennette ebedi kalacağını söylerken, dünyada ise bazı kuruntularla sürdürmeye çalışmaktadır.
"Allah o şeytana lanet etti. Ve o da: «Elbette senin kullarından belirli bir pay alacağım, onları mutlaka saptıracağım, onları boş kuruntulara sokacağım, ve onlara emredeceğim de hayvanların kulaklarını yaracaklar, onlara emredeceğim de Allah’ın yaratışını değiştirecekler» dedi. Kim Allah’ı bırakıp da şeytanı dost edinirse, şüphesiz o, apaçık bir ziyana uğramış olur." [1]
Tek hedefi vererek şımartmak, şımartarak azdırmak idi.
Cennette cennete bağlamak umuduyla haram ağaca yaklaştırır ve bağlarken, evlatlarını da burada dünyaya bağlama peşinde, adeta dünyada ebedi kalacakmış gibi çalıştırmaktadır.
Yüz yıl öncesine kadar makinalaştırdığı insanı, şimdilerde robotlaştırmaktadır.
Ahiret inancı yerine metawerse ile teselli etmektedir.
Dünya oyuncaklarıyla da avutmaktadır.
Varlığını başkasını yutmak üzere bir aldatıcı medeniyet inşa etmiş, kendisinden başkasını da içine almamıştır.

*************  

“Abdullah İbn-i Amr -Allah ondan razı olsun- anlattı. Buna göre, Peygamber Efendimiz -sallallahu aleyhi ve sellem- şöyle buyuruyor:
“İsrailoğullarının başına gelen her şey; adım adım, tıpkısı tıpkısına benim
ümmetimin de başına gelecek, öyle ki, israiloğullarından biri eğer açıkça anasının
üzerinden geçecek olursa, benim ümmetimden de bu işi yapan çıkacaktır.
İsrailoğulları yetmiş iki guruba ayrılmış, benim ümmetim de yetmiş üç guruba
ayrılacaktır. Bir tanesi dışında bu gurupların hepsi cehennemliktir.

Sahabilerden birinin “Bu tek gurup hangisidir?” şeklindeki sorusuna
Rasûlüllah -sallallahu aleyhi ve selllem-:
“Bu gün benim ve sahabilerimin gittiği yolu benimseyenlerdir.” diye cevap
vermiştir.”

“Sakın, kendilerine açık deliller geldikten sonra bölünüp ayrılığa düşenler
gibi olmayınız. İşte onları büyük bir azab bekliyor.”
“Dinlerinde ayrılığa düşüp gurup gurup bölünenlere senin hiç bir işin yoktur,
onların işi Allah'a kalmıştır. İlerde Allah onlara yaptıklarını tek tek bildirecektir.”
“İşte benim dosdoğru yolum budur, bu yola uyunuz. Başka yollara saparak
dosdoğru yoldan ayrı düşmenize meydan vermeyiniz.”[2]

Peygamberimiz bir defasında bir gurup sahabi ile birlikte Aliye'den yürüyüşe
geçti. Beni Muaviye mescidinin önüne gelince içeri girdi, iki rekât namaz kıldı, biz de öyle yaptık. Namazdan sonra uzun bir dua yaptı. Arkasından bize doğru
dönerek şunları söyledi:
“Rabbimden üç şey istedim, ikisini kabul ve birini reddetti.
- Rabbimden ümmetimi kıtlık ve kuraklıkla helak etmemesini diledim, bu
dileğimi kabul etti.
-Yine Rabbimden ümmetimi suda boğarak helak etmemesini diledim onu da
kabul etti.
-Fakat Rabbimden ümmetimin biribirlerine düşüp aralarında savaşmamalarını istedim, bu dileğimi reddetti.”[3]

-Müslim'in, sahabilerden Abdullah b. Rebah'a,[4] Bu olayın ilk kaynağı olan
Abdullah b. Amr -Allah her ikisinden de razı olsun- şunları anlatıyor:
Bir gün öğle sularında Peygamberimiz'in yanına gitmiştim. O sırada
Rasûlüllah -sallallahu aleyhi ve sellem- Mescidde yoktu. Bu arada iki kişinin bir
ayetin nasıl okunması gerektiği konusunda tartışmakta olduklarını işittim. Tam bu
sırada Rasûlüllah -sallallahu aleyhi ve sellem- çıkageldi, öfkeli olduğu yüzünden
okunuyordu. Bize dönerek:
“Sizden önceki ümmetler kitabları konusunda ihtilafa düştükleri için helak
oldular.” buyurdu.”[5]

“Eğer Rabb'in dileseydi, bütün insanları tek bir ümmet yapardı. Fakat
insanlar sürekli olarak ihtilafa düşüyorlar. Yalnız Rabbinin rahmet ederek ihtilaftan
sakındırdıkları müstesnâ...”[6]

“Çünkü Allah, kitabı gerçekle indirmiştir: Kitab hakkında ihtilâfa düşenler
derin bir anlaşmazlığa saplanmışlardır.”[7]
“Kendilerine kitab verilenler, onlara ilim geldikten sonra sırf aralarındaki
kıskançlıktan dolayı ihtilâfa düştüler.”[8]
“Sakın kendilerine açık deliller geldikten sonra ayrılığa saplanıp ihtilafa
düşenler gibi olmayınız.”[9]
“Dinlerinde ayrılığa düşüp gurup grup bölünenlere Sen'in yapacağın hiç bir
şey yoktur.”[10]

Allah Teâlâ hristiyanlar arasındaki ihtilafı anlatırken şöyle buyuruyor:
“Bu yüzden Kıyamet gününe kadar aralarına kin ve düşmanlık saldık. Allah
ilerde onlara ne yaptıklarını bir bir haber verecektir.”[11]
Yahudiler arasındaki ihtilaf da Kur'an'ın iki yerinde şöyle anlatılıyor:
“Biz onların arasına Kıyamet gününe kadar sürecek kin ve düşmanlık saldık.
Ne zaman bir savaş ateşi yaksalar Allah onu söndürür.”[12]
“Fakat onlar dinleri konusunda çeşitli guruplara bölünüp parçalandılar. Her
gurup kendi inancı ile böbürlenir oldu.”[13]

 

[1] Nisa.118.119.

[2] Âl-i İmran: 150; En'am:159; Enam: 153.

[3] S. Müslim, Kitab El Fiten Ve Eşratı El-Sa'ah Ümmet'in Bir Kısmının Diğerini Yok Edeceği Babı, H. No: 2890, c. 4, s.2216.

[4]Bu kişi Ebu Halid Abdullah b. Rebaha El-Ensari El-Medeni'dir. Basra'da yaşadı. El-Aclâ, İbn Sa'd Nesaî ve diğer hadisçilere göre güvenilirdir. H. 90 senesi içinde vefat etti. Bkz. İbn Sa'd, Tabakat El-Kübra, c. 7, s. 212; Tehzib El-Tehzib, c. 5, s. 207,biyografi No: 357.) dayanarak anlattığı şu olaydır.

[5] Müslim, Kitab El-İlm, Kur'an'ın Müteşabihlerine Uymanın Sakıncası... Babı, H. No: 2666, c. 4, s. 2053.

[6] Hud: 118-119.

[7] Bakara: 176.

[8] Âl-i İmran: 19.

[9] Âl-i İmran: 105.

[10] En'am: 159.

[11] Mâide:14.

[12] Mâide: 64.

[13] Mü'minun: 53.