İNSANLIĞIN ELİNDE "İNSAN YÜREKLİ" BİR TÜRKİYE KALDI

Abone Ol

Türkiye; "merhametten maraz doğar" ya da "iyilik yap iyilik bul" Araf'ında şimdiye kadar çok yoruldu ve dünya 3. dünya savaşına doğru gidiyorken öyle görünüyor ki daha çok yorulacak…

Türkiye; “merhametten maraz doğar” ya da “iyilik yap iyilik bul” Araf’ında şimdiye kadar çok yoruldu ve dünya 3. dünya savaşına doğru gidiyorken öyle görünüyor ki daha çok yorulacak…

Son yıllarda derleyip toparladığı ve sahayla birlikte masada da ciddi anlamda başarılar kazandığı dış politika işleyişi ile Türkiye; sadece Ortadoğu’nun değil tüm dünyanın “İnsan Yürekli Ülke” tanımlamasını hak ettiği…

En yakın örneğini geçtiğimiz günlerde ziyaret ettiğim Irak’taki mülteci kamplarında bizzat gördüm… Bir başka ülkede tüm ihtiyaç detaylarını düşünerek devasa kamplar kuran Türkiye, binlerce kilometre ötedeki savaş ve terör mağdurlarına yüreğini açmıştı…

Birkaç yıl önce önemli konumda bulunan yabancı bir hükümet yetkilisi bana şunu söylemişti; “Türkiye ile masada ne konuştuysak sahada, arka planda, sonrasında da aynı uygulamayı gördük. Türkiye diğer ülkeler gibi olmadı, her zaman net bir tavır sergiledi bize karşı…”

Avrupa’nın vicdansız, adaletsiz, merhametsiz tavrına karşı tüm zorlukları, maddi-manevi emekleri, sorumlulukları yüklenen Türkiye’nin Suriye ve Irak’ta sergilediği “İnsan Yürekli Devlet” anlayışı tüm dünyanın inkar edemeyeceği bir yerde artık…Ortadoğu’dan sonra şimdi de Rusya’nın Ukrayna’da başlattığı savaş var kuzeyimizde…

ABD, Avrupa, NATO, BM ve “barış-huzur-sevgi-saygı-adalet-bağımsızlık” adına kurulan daha nice anlamsız ve etkisiz  oluşumdan tık yok!

Tüm bu oluşumlardan Rusya’nın saldırılarını durdurmaya yönelik bir girişim olmamakla birlikte ülke liderlerinin dalga geçer gibi en düşük perdeden yaptığı açıklamalar ise zihin tutulmaları yaratacak boyutta.. İngiltere Başbakanı Boris Jonhson’ın yaptığı konuşma ise tam bir dumur sebebi oldu insanlık adına…

AB ve NATO’nun yaptığı “yaptırımlar ile Rusya ekonomisini zayıflatacağız” açıklaması da sınıfta kaldı…

Sanayii Devrimi’nin başlaması ile tarihe bir marifet gibi not edilen gerçekte ise kapitalizm, sömürgecilik ve kölelik devrini başlatan “keşifler devrini” başlatarak dünyaya hükmetmeyi kendine farz gören Avrupa’ya yabancı değil aslında bu tür vahşetlere sessiz kalmak..

Velhasılı kelam Avrupa Ülkeleri’nin misyon olarak benimsediği “iyi polis-kötü polis” uygulamaları tüm dünyayı tarumar etti… İletişim çağı ile tüm emperyalist oyunlar tek tek deşifre olup insanlık üzerinde inandırıcılığı kalmayınca “iyi ve kötü polislerin” tüm savaş kartları da aleni oynanmaya başladı…

Hatırlayın şöyle demişti Trump; “petrolü seviyorum yoksa Ortadoğu’da ne işimiz var…”  Peki ya Putin Ukrayna’yı işgal ederken “burası Rusya’ya ait topraklar” cümlesiyle nasıl bir ruh hali yaşıyor olabilir? Demek oluyor ki, iletişim çağı ile deşifre olan global senaristler, tüm zorba söylemlerini aleni bir şekilde zikretmekte de hiçbir sakınca görmüyor bundan sonra da görmeyecek…

Ve görünen bir gerçekte şu; Kuzey Afrika, Suriye ve Afganistan’da yaşananlar sonrasında Rusya’nın gerçekleştirdiği Ukrayna saldırısı ve devamı için düşünülen senaryolar, insanlığın “Kavimler Göçü” ile bir kez daha yüzleşeceğini gösteriyor…

Ukrayna üzerinden kuzey tablomuza bakınca bir yanda Avrupa “Ukrayna benim” diyor diğer yanda Rusya… Rusya saldırınca da Avrupa ben askeri müdahalede bulunup Ukrayna’yı savunmam diyor… O zaman niyet; “Ukrayna Pastası’nı savaş ve acıyla yüzleştirerek parçalayıp  Rusya ve Avrupa’ya pay edilmesi” mi?

Bir de ortaya sürülmeye çalışılan Türkiye üzerinden bir taşla iki kuş vurma hayalleri olanlar var elbette…

2023’e yaklaşırken Türkiye’nin fazlasıyla temkinli, sağ duyulu, mantıklı ve kendi menfaatleri doğrultusunda hareket etmesi gerekiyor zira ne Avrupa’nın ne de Rusya’nın verdiği akılla kuyuya inilmeyeceği gibi Ukrayna’nın tüm mağduriyet yükünü Türkiye’ye yüklemeye çalışmasına da dikkatli yaklaşmak gerekiyor… Zira Anadolu Tarihi boyunca şunu net bir şekilde öğrendik; bizim bizden başka dostumuz yok…