ABD Başkanı Biden'ın yıllar önce yaptığı bir konuşmada "Ortadoğu'da İsrail olmasaydı, Amerika'nın çıkarlarını korumak için yeni bir İsrail icat etmemiz gerekirdi" demişti. Bugün ABD'den yardım beklemek abesle iştigaldir.

Bir insanın veya toplumun en büyük gücü içindeki yaşama ve savaşma azmidir. İsrail aşırı güç ve zulüm işleyerek Filistinlilerdeki bu yaşama ve savaşma azmini kırmak istiyor. Ama olmuyor. O savaş ortamında kadınlar daha çok doğuruyor, çocuklar daha çok savaşıyor! Görünen o ki, Filistinlileri İsrail belasından yalnızca kendileri kurtarabilir. Çünkü kendilerindeki savaşma ve yaşama azmi hiçbir Arap ve İslam dünyasında yok! Çünkü kendi dışındaki ülkeler varlıklarını korumaktan başka gayeleri yoktur. Türkiye dahil bütün İslam coğrafyası savunmadadır. Türkiye'nin 30 km deyip ancak 10 km.de kaldığı Suriye'de dahil savunma savaşıdır. Cengiz Han'ın "küçülmemek için büyümek gerekir" taktigidir. Aslında ben Filistinlilere acımıyorum, fiziken ve ruhen işgal altındaki İslam coğrafyasına acıyorum. Doğu'da kadim bir söz vardır babaların oğullarına söylediği "öldürmesini bilmiyorsan ölmesini de mi bilmiyorsun?" diye. Bu sözü işgal ve tecavüze uğramış İslam coğrafyası için söylersek, "savaşmasını bilmiyorsanız ölmesini de mi bilmiyorsunuz" dememiz gerekir. Filistinliler hiç olmazsa ölmesini biliyor.Ya Arap dünyası? Kadim Arap geleneğinde "kadının yanında fazla yatmayın ona benzersiniz" anlayışı hakimdir. Gazve, talan, yağma geleneğinin varlığı Arap erkeğinin hayatının "kadın ve savaş" arasında bir noktada tutmuştur. Bu yaşam biçimini kaybettiklerinden şimdi kadınlarının eteklerine sığınıp çaresizliklerine Allah'tan yardım istiyorlar. Oysa inandıkları kitap "bir toplum kendini değiştirmedikçe Allah onları değiştirmez/yardım etmez" diyor. Bugün İsrail ve Amerika askeri gücünü canlı tuttuğu, her yerde savaştığı için güçlü. Adalet güçtür. Zayıf adam adalet dağıtamaz. Eğer Müslümanlar yeryüzünde adalet, özgürlük istiyorsa savaşmasını ve sevişmesini bilecek. Amerika 60'larda dünyaya "savaşma seviş" sloganını armağan ederken dahi Vietnam'da, Afrika'da hatta Ortadoğu'da savaşıyordu. Amerika'nın Afganistan'ı işgal fikrinin ilk tohumu dahi 60'larda atılmıştır. Afganistan'ı avucunun içi gibi bilen Oliver Roy "savaşma seviş" sloganı altında ve hippi kılığında 1960'larda Afganistan'a girmiştir. Amerika ve İsrail yalnızca silahla değil, sloganla, imgeyle, imajla, metaforla, eşya ile, nesneyle, müzikle, sinemayla zihinlerde savaşmaktadır. Dünyayı hem fizik hem metafizik bir savaşla esir almıştır. Ayrıca savaşçı ruhunu hep canlı tutmaktadır. Filistinlilere ne Amerika yardım eder ne Avrupa! Görünen o ki islam dünyası da dua ve beddua arasında gidip gelmektedir. Bu durumda Amerikan çizgi filmi Heymen'den emanet aldığım bir sözcükle adalet ve özgürlüğün yolunu göstereyim: "güç bende!"