Hepimizin hatırındadır. Paramızın sürekli değer yitirmesi sebebiyle paramızdan sıfır atılması gündeme gelmişti yakın geçmişte. Hükümet doğru bir karar vermiş ve 01 Ocak 2005 tarihinden itibaren paramızdan altı sıfır atarak YTL olarak yeni paramızı kullanmaya başlamıştık.

Bu cesur karar üzerine hepimiz sevinmiştik. En azından bu hamlenin olumlu psikolojik yansımaları olacaktı. Son zamanlarda görüyoruz ki paramız değer kaybetmeye devam ediyor.

Gelelim asıl meseleye… Eğer paramızdan altı sıfır atmasa idi ekmek şimdi 1,50 (bir buçuk) TL. Altı sıfır önüne koyalım 1.500.000,00 (bir milyon beş yüz bin) TL olacaktı. Birkaç örnekle devam edelim. Domates 2,50 TL o zaman 2.500.000,00 TL ; Üzüm 5,00TL iken 5.000.000,00 TL; sarımsak 25,00TL iken 25,000,000.00TL olacaktı. Değer olarak aynı olmasına rağmen ilkokullarda ve hatta ortaokul ilk yıllarında öğrenciye alış veriş ve Pazar problemleri bile yaptıramayacaktık. Çünkü müfredatta her sınıfın kaç basamaklı sayılara kadar öğretileceği belirtilmiştir.

Bu durum insanımızın bile kafasını karıştırdı. Olumlu psikolojik etkinin devamından mı, yoksa “saldım çayıra Mevla’m kayıra” anlayışından mı tepkisizleştik. Üç örnekle yazıyı bitireyim:

1-Cengiz İnşaatın 422.000.000,00TL silinen borcu 422.000.000.000.000,00TL (Dört yüz yirmi iki katrilyon Türk Lirası)

2-Soyulduk, bittik, tükendik diye halkımız TÜVTÜRK AŞ’den şikâyetçi iken bu firmanın silinen vergi borcu 767.000.000,00TL yani 767.000.000.000.000,00TL ( yedi yüz altmış yedi katrilyon Türk Lirası)

3-TURKCELL İletişi AŞ.’nin silinen borcu 426.000.000,00TL yani 426.000.000.000.000,00 TL (dört yüz yirmi altı katrilyon Türk Lirası)

Böyle katrilyon falan olduğunu görerek dudağımız uçuklayacaktı. Sağ olsun yetkililerimiz bizi düşündüler ve dudağımızın uçuklamasını önlediler.

Ayrıca devlet bütçemiz 18 basamaklı sayılara dayanınca Kentilyon, 21 basamaklı sayılara dayanınca Seksilyon, 24 basamaklı sayılara geldiğimizde Septilyon kavramlarıyla tanışacaktık.

Görüyorsunuz kentilyon, seksilyon ve septilyon söylemesi zor yazması ondan daha zor. Aklımız yetse kâğıdımız yetmez.

Paramızın değerini yerinde tutamayınca aklımıza estikçe sıfır atar yeni çözümler geliştiririz. Böylece bir milyon lira verdiğimiz tuvalet bir liraya iner.

Hayatı ucuzlatmak diye buna derim!..

Görüntünün olası içeriği: Rifat Karaduman, oturuyor, ayakkabılar ve açık hava