İsrail terör örgütünün Filistin'i işgalinden bu yana, islam topraklarında fiilen haçlı işgali veya yeni adıyla "Evangelik-Siyonist" emperyalizmine karşı direnen ve vatanlarını koruyan Müslümanlar, bu şeytani güçlerce çeşitli tertiplerle, algı ve manupile edilmiş operasyonlarla "Terörist" olarak lanse edildi.

İşin trajik yönü ise, dünya Müslümanları da her seferinde bu yalana kandılar/Kandık!

Filistin'de, Cezayir'de, Afganistan'da ve her yerde!

ABD, İsrail ve avanesi her kimi terörist yaftasıyla önümüze koyduysa kabul ettik. Hatta bazen, kraldan çok kralcı olduk.

Fetö, PKK ve İşid gibi terör şebekelerini konjunktürel olarak kuran ve üçlü tahteravalliye oturtan ABD ve AB, bizi kendi coğrafyamızda kendi kanımızla boğarken, kendi teröristleri marifetiyle adeta "Tavşan kaç, tazı tut" oynadı.

Oysa biz en büyük yanlışı en başında yaparak, vahşi batının merhametine sığındık. Zannettik ki, Batının demokrasisi adil ve medenidir!

Dün, Yeni Zelanda'da bir kez daha tecrübe ettik ki, Batı kültürünün genetik kodları tamamıyla nefret ve intikam üzerine şifrelenmiştir.

Asla adil ve merhametli değildir!

Hülasası şu ki; ABD ve Batının terörist yaftası vurduğu hiçbir müslüman gerçekte terörist değildir ( İşid müstesna, zira onu dahi ABD bizzat kurmuş ve yönetmektedir)

Eğer dünyada terörist aranıyorsa, bizzat ABD, İsrail ve AB ülkelerinin kapitalist sistemi ve Evangelik ve Siyonist yönetimleridir.

Kahrolsun Haçlı Batı medeniyeti!

Ve yaşasın dünya müslümanlarının kardeşliği...