Kâhtalı Mıçe

Adıyaman Üniversitesi, büyük bir kadir şinaslık örneği göstererek fakültelerinden birine Kâhtalı Mıçe'nin ismini verdi. Üstelik bunu, kendisi hayattayken yaptı.

Abone Ol

Kâhtalı Mıçe

Adıyaman Üniversitesi, büyük bir kadirşinaslık örneği göstererek fakültelerinden birine Kâhtalı Mıçe'nin ismini verdi. Üstelik bunu, kendisi hayattayken yaptı.

Benzer şekilde, doğduğu yer olan Kahta’da da anlamlı uygulamalara imza atıldı. Hâlen “Kahtalı Mıçe” olarak anılan ve soyadını resmen Kahtalı olarak değiştiren Mustafa Aslan’ın mezarı, ziyaretçilerin eksik olmadığı bir yer haline geldi.

Kâhtalı Mıçe’nin özgün ve otantik bir sesi vardı. Döneminin ezgilerini büyük bir ustalıkla seslendirirdi. Coğrafyasının kültürünü derinlemesine içselleştirmişti. Yoksulluğu, köylülüğü, ezilmişliği temel temalar olarak işledi. Müziğin dilini ve rengini, kendi iç dünyasının sesiyle harmanladı; düşüncesini notalara döktü. Ona eşlik eden Aziz Çelik usta ise bu bütünlüğü tamamlayan bir diğer isimdi.

Sürgünler yaşadı, acılar çekti ama hiçbir zaman çizgisinden sapmadı. Ne haddini aştı, ne de gereksiz bir tevazuyla oyalanmayı seçti.

Kısa keseyim.

Kahta Belediyesi, Kâhtalı Mıçe’nin ölüm yıldönümünde onun bu duyarlılığını ve cesaretini boşa çıkarmayacak nitelikte bir etkinliğe imza atmalı. Ne yapılır, nasıl yapılır — buna elbette belediye karar verecek.

Yaşadığı ev müzeye mi çevrilir, eşyaları sergilenir mi, okullarda onun adını taşıyan müzik yarışmaları mı düzenlenir, bilemem.

Ama bir gerçek var: Kâhtalı Mıçe bunu hak ediyor.

Yeter ki bir adım atalım. Arkası mutlaka gelecektir. Bu adım ister daha profesyonel, ister daha nitelikli, isterse daha evrensel ya da yerel olsun — takdir Kahta Belediyesi’nindir.