Adamın sabrına ve azmine hayran kalmamak imkansız...

Göreve geldiği günden bu yana muhalefetin hedefi haline gelmesine rağmen hiç kimseyle polemiğe girmedi, cevap vermedi, tarzını ve tavrını bozmadı, sadece işini en iyi şekilde yapmaya odaklandı... İşte beklediğimiz siyasetçi profili bu.
Bir ülke düşünün; neredeyse on yıldır gözünü sorunlardan yana açamamış olmasına rağmen her sorunun üstesinden güçlenerek, kendi kendine yetmeyi öğrenerek, kenetlenerek çıksın! Adı da Türkiye olsun... Çünkü Türkiye dışında başka hiçbir ülke böylesi zorlu sınavlardan geçmeyi başaramazdı!
FETÖ, PKK, Suriye, mülteciler, Akdeniz, Libya, Irak,15 Temmuz, içte ve dışta sergilenmeye çalışılan bilumum başlıkta tezgahlar, depremler ve son olarak dünyayı tarumar eden pandemi!
Kovid 19’a karşı dünya beyaz bayrak çekerken Türkiye kasırgayı çok doğru yönetti. Hatta yıllardır verdiğimiz azimli mücadeleler sayesinde ‘Kasırga Bükücü’ olduk desem yeridir! Ayrıca yelkenine doldurduğu takdirler ve dualar ile onlarca ülkeye de umut taşıdı Türkiye. Velhasıl-ı kelam zamanla yanmadan pişmeyi, pişerken de tadına doyumsuz bir hal almayı bildik...
Burada küçük bir parantez açmak istiyorum; ellerinde bir bahane kalmayınca ‘Kürtlere eziyet ve ayrımcılık yapılıyor’ polemiklerine sarılanları artık kimseler ciddiye almasa da ayıp olmasın diye onları da yazayım. Sosyal mecradan sallama paylaşımlar ile toplumu germeye çalışanlara bir hatırlatma yapmak istiyorum; boş lakırdılarınızdan Kürtlere fenalık geldi haberiniz olsun! Çünkü biliyoruz ki Kürtler geçmişte en büyük acıları ve sorunları bu söylemleri yapanlar sayesinde yaşadı. Ne enteresan değil mi?
Evet neredeyse on yıldır yanmamız için altımıza verilen odunların ardı arkası kesilmiyor! Odunların büyük bir kısmı da ekonomiden yana. Öyle ya rahmetli Demirel boşa dememişti ‘tencerenin deviremediği hükümet yoktur’ diye! Bu mantıkla hareket edenler kriz çıkması için sabah, öğle, akşam ellerinden geleni ardına koymadılar! Olmadı.
Dünyaya efelenen ülkelerde dahi ibreler alt üst olmuşken biz en ücra yerlere kadar ulaşıp ihtiyaç sahibi olanlara maaş ve yardımlar ulaştırdık...’Elimizde maske yok şal, eşarp, bez bağlayın olmadı başınızın çaresine bakın’ diyen ABD ve Avrupa’ya karşılık Türkiye her noktada üretime geçtiği maskeleri ücretsiz dağıttı, dağıtmaya devam ediyor... Borçlar ertelendi, faizler düşürüldü, krediler verildi, işçi çıkarılmasın diye işverene destekler sunuldu... Sahada canla başla koşturanlara teşekkür ve teşvik mahiyetinde primler ödendi... Be mübarekler daha ne istiyorsunuz? Öve öve bitiremediğiniz ve her fırsatta Türkiye’yi şikayet için kapısını çaldığınız ülkelerden yükselen yardım çığlıklarına bile Türkiye yetişti daha ne olsun? Siyasete ve siyasilere karşı hiçbir ilgisi-bilgisi olmayan ve en alt kademede emekli maaşından başka hiçbir geliri olmayan annem bile geçen gün şu cümleyi söyledi; maşallah ülkemiz çok iyi hakkından geldi pandemi sürecinin...
Dönelim yazımın başına; ’adamın sabrına ve azmine hayran kalmamak imkansız. Göreve geldiği günden bu yana muhalefetin hedefi haline gelmesine rağmen hiç kimseyle polemiğe girmedi, cevap vermedi, tarzını ve tavrını bozmadı, sadece işini en iyi şekilde yapmaya odaklandı....’
Kim mi Maliye ve Hazine Bakanı Berat Albayrak. Kurtlar sofrasında konuşurken kendisine yöneltilen sert ve sorgulayan bakışların yaptıklarıyla zamanla güvene dönmesini sağladı. Dün dikkatimi çekti geriye dönüp Bakan Albayrak’ın fotoğraflarına bakarken şunu gördüm; ekonomiye ve muhalefetin hedefinde olmaya dair zorlu süreçlere direnirken yıllar kendisine acımasız davranmış ve adam bayağı yıpranmış! Genç yaşına rağmen en sıkıntılı süreçte Türkiye gibi büyük bir ülkenin ekonomik sorumluluğunu sırtlamak kolay değil!