Ortadoğu'da taşlar bir dizilip bir bozulurken bundan sonra yeni taktikler de denenecek!

Önümüzdeki süreçte Ortadoğu’da her şey dizayn edilecek diyorum... Bununla birlikte “niyet okumalara” ve elde edilen okumalarda varsa riskler onları önlemeye yönelik de strateji geliştirmeli diyorum...

Ortadoğu’da taşlar bir dizilip bir bozulurken bundan sonra yeni taktikler de denenecek! Belki de her şey sil baştan olacak! Güç dengeleri sarsılacak! Yeni güç ittifakları kaçınılmaz olacak! Yeni liderler ortaya sürülecek! Ekonomik veriler kırmızı alarm verecek! Farklı etnik grupların çekişmesi bu kez “kendinden olanla çekişmeye” dönecek ve büyük ihtimalle de bu çekişmeler kendi aralarında küçük küçük bölünmeleri tetikleyecek! Ve bu çekişme-bölünme mevzuları fazlasıyla Kürtler arasında yaşanacak!
Önümüzdeki sürece dair yukarıda yazdıklarımın altına çok daha fazla sorun cümlesi sıralayabilirim. Çünkü elde ettiğim verilerin genel analizi pek iç açıcı değil.
Velhasılı kelam “tamam bunlar sorunlar peki çözümler nedir” derseniz zihnimdekilerden üç beş tanesini hemen sıralayabilirim...
Ortadoğu treni şimdiye kadar üç denge üzerinde hareket etti; Araplar, Kürtler, Türkmenler.
Elindeki idari-siyasi-nüfus gücü ile bu üçlü dengenin “lokomotifi” her zaman  Araplar oldu... Bazen aşka gelip ısınan ve tıkır tıkır çalışan, bazen hiç yoktan bir öfkeyle patlayıp tüm gemileri yakan, bazen küçücük menfaatler uğruna yanındakini bırakıp yeni ittifaklara koşan, her zaman kendinden olanla bir türlü anlaşamayan ve bu sebepten çatışmalar yaşayan “buhar kazanı” Kürtler oldu... Ayrıca Kürtler bu fevri tavırlarıyla tarih boyunca Ortadoğu’yu karıştırmak isteyenlerin iştahını da kabartıp yanlarından ayırmadıkları bir güç oldu! Ve yaşadığı ülkenin toprak bütünlüğünü, halkların birliğini, huzurunu savunup vagonları birbirine sımsıkı birbirine tutturmaya çalışan “vidalar” da Türkmenler oldu... Lokomotif(Araplar), buhar kazanı(Kürtler), vida(Türkmenler) görevini yürüten bu üç etnik grup dışında var olan irili ufaklı diğer etnik gruplar da kendi halinde yaşamaya çalıştı bunca çatışma ve savaş içinde artık ne kadar olduysa!

Ve genel tabloda Kürtler, Türkmenler ile hep mesafeli oldu! Bu ayrışma ve mesafe durumu en fazla Irak’ta su yüzüne çıktı. Çünkü Irak Türkmenleri Suriye ve İran Türkmenlerinden daha güçlü bağlarla Türkiye ruhuna sahip, daha güçlü sesleri çıkıyor, daha kararlı duruşlarından taviz vermiyor... Bu güçlü veriler de Irak’taki Kürt dengelerini her zaman rahatsız etti. Öyle ki siyasette, sokakta, ekranda, idari ve siyasi işleyişte Türkmenlere karşı hep bir tepki oldu.
Peki bunca çekişme ne kattı Kürtlere ve Türkmenlere? Çözümsüzlükten başka hiçbir şey katmadı! Sonra ne oldu? Araplar güç kazandı ve Kürtler kendi içinde kaynamaya başladı! Çünkü her şey ve herkes görmezden gelinip tüm söylemler sadece etnik kimlik üzerinden yapıldıkça yalnızlaştı ve kendi kabuğuna çekilmek zorunda bırakıldı Kürtler! Baskın ve üstün “Kürt Milliyetçiliği” söylemleri bir süre sonra IKBY sınırları dahilinde yaşayan tüm etnik gruplar gibi Kürtlere bile “yeter artık” dedirtmeye başladı. Ve bu “yeter artık” isyanları da yıllardır sırasını bekleyen diğer Kürt gruplarını besleyerek güçlendirdi... Aşırı etki tepkili kitleleri yarattı anlayacağınız!
Şimdi başta KYP olmak üzere tüm gruplar ve diğer siyasi partiler “Irak’ta biz de varız bizde yönetim hakkı istiyoruz” diyorlar... Ve ilerleyen süreçte Türkiye başta olmak üzere komşularına “artık bizimle ittifak olun” mesajlarını iletebilirler mi? Bence iletirler! Çünkü tabandaki tepki etki olarak güç veriyor KDP muhaliflerine...
Ortaya çıkan bu tablo karşında benim aklıma bir yol geliyor; KDP ve Türkmenler ittifak için yan yana gelebilir mi? KDP Türkmenlere “haydi gelin masaya oturalım” der mi? Bence der... Peki Türkmenlerin böyle bir teklif karşısındaki tavrı ne olur? Soruların cevabını yakın zamanda göreceğiz elbette fakat KDP’nin acilen ekonomik, hukuk, adalet, liyakat, şeffaflık, haklarda eşitlik, gelir dağılımında eşitlik, ticarette eşitlik başlıklarında reform üstü hamleler yapması gerekiyor...
Aslında son yazdıklarım sadece IKBY sınırlarında değil komple Irak ve hatta komple Ortadoğu insanının sorunları ve çözüm bekledikleri....