16 Mart 1920 tarihinde Mustafa Kemal Atatürk’ün çağrısıyla illerinden seçilen Ankara gelen milletvekillerinin katılımı ile 23 Nisan 1920 tarihinde “Büyük Millet Meclisi” Ankara’da toplandı. Meclis’te yapılan oylamada Mustafa Kemal Atatürk Meclis Başkanı seçildi. Meclis’te alınan kararla, İstanbul’u işgal eden İngilizlere, İzmir’i ve Batı Anadolu’yu işgal eden Yunanlılara, Antalya ve yöresini işgal eden İtalyanlara, Urfa, Antep, Maraş ve Adana’yı işgal eden Fransızlara yönelik Kurtuluş Savaşı başlatıldı. Mustafa Kemal Atatürk’ün başkomutanlığında Anadolu’yu işgal eden emperyalist güçler, büyük bir yenilgiye uğratıldılar. Geldikleri gibi gittiler.  

1923 yılında, Avrupa ülkelerinden İngiltere, İspanya, Portekiz, İsveç krallıkla, Fransa, Yunanistan askeri diktatörlükle, İtalya, Almanya diktatörlükle, Asya ülkelerinden, Osmanlı Devleti Padişahlıkla, Sovyetler Birliği ve Çin proletarya diktatörlüğü ile Afganistan Krallıkla, İran Şahlıkla, Japonya, Kore krallıkla yönetiliyordu. 

Dünyada halk egemenliğine dayalı laik demokratik sosyal hukuk devleti ile yönetilen ülke yoktu. 

Atatürk’ün yönetiminde, halkçılık esaslarına dayalı Halk Fırkası (CHP) kuruldu. Atatürk’ün yönetiminde Halk Fırkası tarafından toplumun tüm kesimlerinin temsil edildiği Büyük Millet Meclisi’nde milletvekillerinin oylarıyla alınan kararla, 29 Ekim 1923 tarihinde, dünyanın önde gelen tarihçilerinin, siyaset ve sosyal bilimcilerinin 20. Yüzyılın en büyük yenilik, değişim ve dönüşüm projesi olarak kabul ettikleri; dogmatizmi ret eden, akla bilime dayalı halk egemenliğine dayanan laik demokratik sosyal hukuk devleti Türkiye Cumhuriyeti kuruldu.  

Atatürk’ün yönetiminde, tek parti anlayışına dayalı işleyen siyasal sistemle toplumun tüm kesimlerinin temsil edildiği Büyük Millet Meclisi’nde çıkarılan kanunlarla:  

Devrimler yapıldı.  

Devrimlerle yaşama geçirilen toplumsal, ekonomik, siyasal ve kültürel değişim ve dönüşümlerle, yurttaşlar arasında renk, din, dil, ırk, mezhep ve cinsiyet ayırımı yapılmadan insan merkez alındı. İnsan önemsendi ve insana değer verildi. İnsanın yüceltilmesi amaçlandı.  

Türkiye Cumhuriyeti çağdaş kurumlarla inşa edildi.   

1938 yılına gelindiğinde Atatürk’ün yönetiminde Türkiye Cumhuriyeti, Dünyanın çağdaş ve uygar ülkeleri arasında onurlu ve saygın yerini aldı.   

3 Kasım 2002 tarihinde yapılan seçimlere AKP tek başına iktidara geldi. 19 yıldır tek başına iktidar olan AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın yönetiminde: 

Atatürk’ü hafızalardan silme ve yok etme, Türkiye Cumhuriyeti’ni din kurallarına göre yeniden yapılandırma çalışmaları başlatıldı.  

Türkiye Cumhuriyeti, kuruluş ilkelerinden ve felsefesinde büyük oranda koparıldı. Din kurallarına göre yeniden yapılandırıldı.  

Atatürk’ün ve Türkiye Cumhuriyeti’nin karşı karşıya olduğu tehditler göz önüne alındığında:  

Atatürk’ün yönetiminde Türkiye Cumhuriyeti’ni kuran CHP başta olmak üzere, Atatürkçü, laik demokratik sosyal hukuk devleti Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş ilkelerini ve değerlerini benimseyen kişi, kurum ve kuruluşların, iş birliği ve güç birliği yaparak, 

Konferanslar, açık oturumlar, paneller ve seminerler düzenleyerek, 

Atatürk, Atatürk’ün liderliği, düşünce sistematiği, 

Kurtuluş Savaşı ve süreci, 

Lozan Anlaşması ve Lozan’da yaşananlar, 

Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşu,  

Yapılan devrimler, devrimlerle yaşama geçirilen toplumsal, ekonomik, siyasal ve kültürel değişim ve dönüşümler, 

Çağdaşlaşma projeleri, 

Alanında uzman tarihçi, siyaset ve sosyal bilimciler tarafından halka anlatılmalıdır.
Halk bilgilendirilmelidir. 

Toplumda, Atatürk’ün liderliği, düşünce sistematiği, Cumhuriyetin kazanımları, devrimler, devrimlerle yaşama geçirilen toplumsal, ekonomik, siyasal ve kültürel değişim ve dönüşümlere yönelik, bilgi birikimi ve hafıza oluşturulmalıdır. 

Bunu yapmak, birey ve toplum olarak, görevimiz ve sorumluluğumuzdur.