Lozan'a karşı çıkanların hiç birinin ağzından Sevr ile ilgili bir laf çıkmıyor. Oysa Lozan, vatan coğrafyasını paramparça eden Sevr'i yırtıp çöp tenekesine atan bir antlaşmadır; Sevr'in rövanşıdır. Lozan'ın alternatifi Sevr'dir.

Daha iyisi olabilir miydi?

Buna o günkü Türkiye'nin gücü yeter miydi?

Bugünün şartlarında ahkam kesmek kolaydır. Kaldı ki, Lozan'ı tartışmaya açarak kendilerine daha iyisini yapabilme misyonu biçenlerin son yıllarda neler yaptıklarını hep beraber görüyoruz.

18 adamız Yunan tarafından işgal edildi.

Süleyman Şah türbesi IŞİD'den kaçırıldı, hem de iddiaya göre YPG'den yardım alınarak.

Büyük gürültü ile başlayan, Zeytin dalı hareketi Rusya'nın tepkisi üzerine yarıda kesildi.

Bugünün daha iyi şartlarında milli menfaatlerimizi koruyamayanların o günün mahrumiyetleri içinde yapılanları beğenmemeye, küçük görmeye hakları var mıdır?

Eleştirmek kolaydır, önemli olan daha iyisini yapabilmektir. Eleştiri ancak o zaman bir anlam ifade eder.

Meselenin bir boyutu da, bugün Sevr'i imzalayanların neredeyse vatansever, onu çöp tenekesine atanların hain olarak takdim edilmeleri. Sultan vahdettin üzerinden yapılan bu tartışmalar Osmanlı'nın her yaptığı, doğrudur, Osmanlı Sultanları kutsaldır gibi bir yargıya dayanıyor. O yargının diğer yüzü de cumhuriyeti kuranların her yaptığını yanlış görmektir. İkisi de yanlış, Osmanlı'nın her yaptığı doğru olsaydı, ilimde, teknikte, medeniyette, ekonomide kendini yeniler, bugün ayakta olurdu. Onu yok eden, kendi yanlışları ve çağın değişen devlet ve yönetim anlayışına ayak uyduramamasıydı.

Bir devlet geçmiş zaferlerin hikayesi ile ayakta kalamaz. Devletleri ayakta tutan tarihi akışa ayak uydurmak, her gün bilgi ve teknolojisini yenilemektir. Milli mücadelede bazıları vatanın birlik ve bağımsızlığı için kanını dökerken, diğer bazıları saltanatını muhafaza etmeyi milli mücadelenin başarısızlığına bağlamış, işgalcilerle değil, Kuvvacılarla mücadele etmiştir. Vahdettin ve etrafına övgüler düzenler Vahdettin'inin işgalcilere karşı tek bir beyanını,tek bir hamlesini gösterebilirler mi? Evet, iyi namuslu bir adamdır, çalmamıştır, giderken millete ait bir şey götürmemiştir. Ama bu devlet yönetmek için yeterli değildir. Olmadığı da görülmüştür.

Osmanlı büyük işler yaptı, çağının önünde koştuğu zaman kazandı, çağının gerisine düşünce de kaybetti. Tarihin bu yasası bugün de işliyor.Bilgide teknolojide, insan yeteneklerini açığa çıkarmada, adalette önde olmadığınız zaman çıkarlarınızı koruyamazsınız.Tarihe ideolojik bakmak bize doğruları göstermez,görmek istediklerimizi gösterir.Lozan bu ülkenin tapusudur. Onu, bu ülkenin tapusundan eksiltenler eleştiremez. Ne zaman o tapuya ilaveler yaparsınız o zaman konuşursunuz. Bugün o gün değil.

AYASOFYA

Kimsenin değirmenine su taşımamak için bu konuya çok da girmek istemiyordum. Daha önce bir yazı yazmış, kafi olduğun u düşünmüştüm. Ama kafi değilmiş, yandaş kalemler öyle şeyler yazıyorlar ki, insan hayret ediyor, sanırsınız İstanbul yeni fethedilmiş, orada 2 rekat namaz kılanlar da İstanbul'un fatihleri. İlk namaz, ilk ezan gibi başlıklar atılıyor, hakikat bir siyaseti parlatma adına tersyüz ediliyor.

Daha önce yazmıştım, Ayasofya'da 1991'yılından beri Hünkar kasrında namaz kılınabiliyor, ezan okunabiliyordu. O tarihlerde Özal Cumhurbaşkanı, Demirel Başbakan'dı. Sessiz sedasız Ayasofya'nın bir bölümünü ibadete açtılar.Bağırıp,çağırmadılar, reklam peşinde koşmadılar, iyi bir iş yapmanın huzurunu yeterli gördüler.

Ya şimdi?

Tavuk, bir yumurta çıkarır ama ortalığı velveleye verir, aslan bir aslan doğurur ama hiç patırtı çıkarmaz. Bir işi başarmak kadar, yeni sorunlara sebep olacak tarzda yapmamak da önemlidir. Ne yazık ki böyle bir hassasiyetimiz yok. Bazıları megafonu almış avazı çıktığı kadar bağırıyor. Bu kafa sürüye kurt çağırır, yaptığını, ettiğini de heder eder.