Başkan Kılınç, yaptığı açıklamada, Adıyaman’ın en eski yerleşim alanlarından bir tanesi olduğunu ve müthiş bir medeniyete ev sahipliği yaptığını ifade etti.

M.Ö 40 bin yıla dayanan Hititlerden başlayan, Asurlar, Persler, Makedonlar, Kommegene Krallığı Roma, Bizans, Selçuklu, Osmanlı,  Emevi 'ye kadar gelen, Doğu ile Batıyı barıştırmaya çalışan bir medeniyet olduğunu aktaran Kılınç, “Adıyamanlıların da kişiliğine yansımış bir karakter.. Özgür, barışçı, demokratik, beraber yaşama kültürüne sahip bir medeniyetiz.” dedi.

Adıyaman’ın değerlerini, kültürünü ve turizmini öne çıkarmayı amaçladıklarının altını çizen Kılınç, şunları ile getirdi:

“Çok ciddi turistik yerlerimiz var. Kahta tarafında Nemrut, Cendere, eski Kahta Kalesi muhteşemdir. Bir sürü turistik zenginliklerimizle birlikte merkezde fazla bir alanımız yok. Şehir merkezinde içinde Oturakçı Pazarı'nın da olduğu bir çarşımız var. O çarşı 200-300 yıllık. Burayı turizme kazandırmamız lazım. KDV'si yüksek olan ürünlerin satılması, turistin geldiği zaman alışveriş yapabileceği, oturup bir çay kahve içebileceği bir alana ihtiyaç var. O yüzden yaptığımız ilk iş o çarşıya destek vermek . Biz bunlarla birlikte bu tarihi kültürel dokuyu koruma noktasında başka eski binalarımız var mı onlara bakıyoruz. Somut ve soyut kültürlerimizle ilgili birtakım çalışmalarımız var. Bu memleketin değerlerini öne çıkarmak, kültürünü öne çıkarmak, turizmini öne çıkarmak amacımız. Gastronomiye yönelik bir gastronomi merkezinin projesini hazırladık.”

“Adıyaman'da çok ciddi bir tiyatro izleyicisi var”

Geçen yıl kültür merkezinin ihalesini yaptıklarını ancak ihale sürecinden hoşlanmadıkları için iptal ettiklerini aktaran Kılınç, “Eğriçayı Parkı'nın orada yeni bir yer belirledik. Kültür merkezindeki temel düşüncemiz şu; kültürel sanatsal faaliyetlerin gerçekleşebileceği bir alan olsun istedik. Bu alanda da büyük bir konferans salonu. Bu konferans salonu Adıyaman'ın en büyük konferans salonu olacak. Adıyaman'da çok ciddi bir tiyatro izleyicisi var. Bu konferans salonunun aynı zamanda tiyatro için de kullanılabileceği, sinema salonu olarak da kullanılabileceği bir konferans salonu olmasını istiyoruz. Proje hazır, uygulama projesi şu anda hazırlanıyor kısa sürede biterse direk ihaleye çıkacağız.” dedi.

Modüler Kütüphane projesi

Kılınç, kenar mahallelerde modüler kütüphaneler oluşturmak istediklerini belirterek, şu bilgileri verdi:

“Bizim açtığımız şu an için 3,4 tane okuma salonumuz var. Pandemi nedeniyle vatandaşlarımız kısmen de olsa yararlanıyor. Sanayi Bakanımız Mustafa Varank Bey'e bir proje hakkında talebimiz oldu. Özellikle kenar mahallelere modüler kütüphane dediğimiz çocuklarımızın hem ders çalışabileceği, hem de kafe kütüphane olarak kullanabileceği yerler açmak istiyoruz. GAP'a da gönderdik bunları, henüz bir cevap gelmedi.

Burada belediyeciliğin yapması gereken alanlar vardır. Biz burada özellikle bu klasik belediyecilik dediğimiz yeraltı yer üstü bu bahsettiğimiz hizmetlerle ilgili. Daha çok eğitime, geleceğe istihdama yönelik çalışmalar yapmalıyız.

Kadın Gençlik Merkezi'mizde kursiyerlerimiz hocalarımız var. Özellikle bakır, bir takım halı işleri, yemeni, kuaför hizmetleri, besi bebek, ahşap boyama dediğimiz birçok alanlarda kursiyerlerimize eğitim veren hocalarımız var. Tabi daha güçlü şeyler yapmak lazım. Cumhurbaşkanı'mız yeni bir istihdama yönelik Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi'ne paket açıkladı. Burada da organize sanayiyle birlikte belediyenin paydaş olduğu bin 500 kişiye istihdam sağlayacak özellikle ayakkabıcıları buraya çekmek ama taahhütlü bir şekilde gelirse birçok kardeşimiz oradan ekmek kazanacak. Alan geniş, bu alanda çalışmakta yarar var diye düşünüyorum.”

 “Arsası olana da ev verelim diye talep ettim, kabul edildi”

Kılınç, kentsel dönüşüme ilişkin şu ifadelere yer verdi:

“Biz geldiğimizde Bakan Bey'le konuştuk. Burayı bir an önce bitirmemiz lazım dedik. Tamam başlayalım dediler fakat bir takım hak sahipleriyle görüşmeler oldu. Ben de onların taleplerini direk Bakan Bey'e ilettim. Kentsel dönüşüme katmamız gereken 8 buçuk milyon hektarlık bir alan var. Mara Mahallesi için dedik ki buradaki vatandaşlarımız çok gariban mağdur vatandaşlarımızdır. Bunları mağdur etmemek için haklarını vermek için maksimum neler yapabiliriz diye bir takım görüşmeler yaptık. Bir de vatandaşlarımızın bir kısmının arsası var ama evi yok. Arsası olana da ev verelim diye talep ettim, kabul edildi. Ev verme konusunda cömert davrandılar. Vatandaşlarımız arsa fiyatlarının çok düşük olduğu konusunda şikayetci ve haklılar aynı fikirdeyim. Bu konuda da görüşmeler yapıldı. Biz sadece burada aracı porsiyonundayız hatta alt yapısını biz yapacağımız için bedel de ödüyoruz.”

“Yerel yönetim olarak tüm binaları tek tek analiz etmek gibi bir gücümüz yok”

Adıyaman’ın birinci ve ikinci derece deprem bölgesi olduğunu anımsatan Kılınç, “Olası bir deprem için hazırlıklarımızı yapmamız lazım. Ciddi bir çalışma yapmak lazım. Özellikle ana bulvar üzerinde birkaç yerde kolon kesimi bile var. Fakat çok ciddi eski bina var. Bizim yerel yönetim olarak tüm binaları tek tek analiz etmek gibi bir gücümüz yok. Ama bu Türkiye'nin sorunu sadece bizim değil. Bir şeyler yapmaya çalışılıyor ama gerek size bağlı gerek sizin dışınızda ortaklaşa çaba gerektiren bir olay.

Şehrin girişi battı çıktıyla birlikte millet bahçesi ve Altınşehir çok güzel bir alan, konum çok güzel. Hatta TOKİ'ye de söyledim gelin burayı yapın diye. Tabi vatandaşlar da razı olursa. TOKİ  gelmek istemiyor. Çünkü ellerinde bir sürü iş var. Yine de zorlayacağız  tabi orası özel mülkiyet, bizim müdahale etme şansımız yok. Orada da iki farklı grup var biri kooperatif diğeri karşı grup. Oranın rahat çözülebilmesi için ortak hareket etmeleri lazım.” dedi.

 “Adıyaman'ın en büyük sorunlarından biri de sel baskınları”

Pandemi nedeniyle esnafın zor süreç yaşadığına işaret eden Başkan Kılınç, sözlerini şöyle tamamladı:

“Kaldırımlar vatandaşın hakkıdır. Zaman zaman zorluyoruz, biraz da esnek davrandığımız zamanlar oluyor. Çünkü süreç zor bir süreç, esnaf zor durumda. Ama bu demek değildir ki kaldırımı tamamen kaplayacak. Biraz esnek davranmaya çalışıyoruz, esnafı da boğmak istemiyorum. Karşılıklı empatiyle, insani duygularımızı da kullanarak birbirimizi anlamaya çalışmalıyız.

Yapılması gereken çok iş var. Adıyaman'ın en büyük sorunlarından biri de sel baskınlarıdır. Kuşaklama kanalı sel baskınlarına karşı çok ciddi bir önlem, ama bu tek başına yetmeyecektir. Daha önce de bahsettiğim şebeke sularının yağmur sularının kanalizasyonların ayrılmasıyla birlikte inşalllah o baskınlara karşı önlem almış olacağız."