Yıl 1916

İngiliz desteğiyle isyan eden Mekke Şerifi Hüseyin'in Medineyi hedef alması üzerine başlayıp 2 yıl 7 ay sürdü.

Osmanlı Sultanı VI Mehmet Mondros Anlaşması'na imza koyarak bütün cephelerde silah bırakılmasını kabul etti.

Fahrettin Paşa Mondros Anlaşmasına uymayarak Medine Savunmasına devam etti. Çünkü orada Peygamber Efendimizin kabri vardı. O kabre İngiliz askerlerinin ayak basmasına gönlü razı değildi.

VI Mehmet hem padişah, hem halife. Ama Medine'de bile silah bırakılmasını emreden anlaşmaya imza koymuştu.

"Sizin anlaşmanızı da, vereceğiniz emirleri de dinlemiyorum. Resulullah'ın kabrini savunmak için gerekirse şehit olacağım, son nefesime kadar kabri savunacağım" telgrafını İstanbul'a çekti.

Gelen telgraf üzerine İslam halifesi Fahrettin Paşa'ya desteğini çekti, "Mermi ve erzak göndermeyin" dedi. Türk Mehmetçiği Medine'de çöl çekirgesi yiyerek aylarca aç, susuz Resulullah'ın kabrini savunmaya devam etti.

Çünkü Fahrettin Paşa İttihatçı bir subaydı.

Cumhuriyet döneminde "Hilafet isteriz!.." diye bağıran siyasal İslamcılar Peygamber Efendimizin kabrini bile İngiliz postallarına çiğnetmeye razı olan Halife VI Mehmet'in bu davranışını asla yazmazlar, Cumhuriyeti kuran İttihatçıları düşman görürler. Bunlara vatan da emanet edilmez, Peygamber Efendimizin kabri de...

İttihatçılar ölür, İttihatçılık yaşar!..

Alper Aksoy