Necati Atar Adıyaman’da kendi dinamikleri üzerinde yükselmiş bir yazardır. Zira yazarın yaşadığı bu kentte; hiçbir konu için alt yapı olmadığından, yükselebilmek için kendi dinamikleri üzerinde, dişiyle tırnağıyla, düşe kalka yükselebildiysen yükseldin, yoksa düzen her devir aynı yerde, aynı seviyede kalmaya zorluyor insanı.

Adıyaman 12 Eylülle beraber kültürel sosyal geleneklerini kuruttu, tekrar da yükseliş gösteremedi. ‘’Beynelmilel’’ filmi de buna güzel bir örnektir. Artık sistemin dayattığı türküleri, şarkıları tekrarlayan, güç programlarının uygulanageldiği ve yaşayanlarında kanıksadığı bir şehirdir Adıyaman.

Necati Atar bu zor günler sonrası doksanlı yılların başında yerel gazetelerde makale yazmaya başlamıştı. 1992-1993 yıllarında Adıyaman Söz Gazetesi’nin ilk sayısında bir makalesi yayınlanmıştı. Yazar olmanın ötesinde iyi bir okuyucu olan Atar; Bursa’da üniversite yıllarında bulunduğu ortam, arkadaş çevresi ve özel merakıyla okumayı hayat tarzı haline getirmiş, duygularını hislerini de ustaca kaleme alma becerisini geliştirmişti.

“Kaçırılan Zamana Ait Sırlar”, “Bu Şehir Yabancıdır Senin Susuşlarına”, “Düşümde Portakal Bahçeleri” adlı deneme, şiir türünde kitaplarının başarısı biri diğerini katlayarak geldi. 2022 yılında Necati Atar, mizah, nükte karışımı eleştiri türündeki yeni kitabı “Budapeşte Sözleşmesi”  son yıllarda Türkiye’de mizah türünde bu alanda yayınlanmış en güzel eserdir dense yeridir.

Kenan Evren ve cuntacılarına dayatılan ve Kenan Evren’in ülkeye dayattığı ‘’düşünmeyen, araştırmayan, sorgulamayan’’ neslin, toplumsal meselelere ne denli bigane kaldığını, mizah ve dram ile harmanlayarak, trajikomik sunma başarısı gösteren ‘Budapeşte Sözleşmesi’ ; her dönemin sonradan anlaşılan eserleri gibi, bir dönem sonra daha iyi anlaşılacaktır.

Cumhuriyet döneminin önemli mizah yazarlarından Orhan Kemal, Peyami Safa, Ömer Seyfettin, Aziz Nesin, Çetin Altan, Lütfü Oflaz, Uğur Mumcu ve Cenap Şahabettin gibi üstatların eserleriyle kıyaslandığında ‘’Budapeşte Sözleşmesi’’ yeni dönemin önemli kitapları arasında girip, tarihte yer kaplayacağına işaret etmektedir.

Necati Atar benim meslek hayatımda gıpta ettiğim okur ve yazarlardan biridir. Onun eserlerini yorumlamak, eleştiriler ortaya koymak haddim olmamakla birlikte; verilen örnekler, açılan paraflar, yazılarındaki kelime sayısını düşürerek, uzatmadan, kısa ve öz şekilde sunması da, okurun aklında daha iyi yer edinmesini sağlayacaktır diye düşünüyorum.

Adıyaman’da yazı hayatının geleneği diğer alanlarda da olduğu gibi oluşmadı. İrfan Turan ve Aziz Çelik’te vefat ederse bu kent Müzik alanında da öksüz kalacaktır.

Sanatçılar, sporcular, yazarlar, gazelhanlar, hafızlar ve el sanatları geleneği nesilden nesile oluşan, usulü üslubu, sanatı, çırakları vasıtasıyla geleceğe taşırlar. Bu açıdan Adıyaman’da yazan arkadaşlarımızdan Necati Atar ve Suat Tekin gibi genç yazarların; meraklı okurların kulüpleşmesini, gruplaşmasını ve ekip ruhuyla çalışmalarını tavsiye ederim.