Malum, roman ve öykü yazmaya çalışıyorum. Ama bundan önce sayısız öykü ve roman yazdığımı, yazdıklarımın hemen hepsinin mutlaka, ama mutlaka kısmen de olsa ölçülü bir uyarı, öğretici tarafının olmasına dikkat ettiğimi itiraf etmeliyim.

Bunun bilinçli bir tercih olduğunu söylemek yanlış olmaz. Belki de okuduklarımın bilinçaltıma sıkıştırdığı bir öğretiydi; kim bilir.

Edgar Allan Poe, Borges, ve Anton Çehov gibi dünya edebiyatının önemli kısa öykücüleri, ama onlardan önce ve en fazla Ömer Seyfettin’in öykülerinden etkilendiğimi, yazdığım öykülerin bir yerinde bir öykünme olduğunu itiraf etmeliyim. Benzemek elbette bayağılık… Ancak ilham kaynağım olmaları hiç de ayıp olmamalı.

Kitap fuarında Türk Dil Kurumundan “Türk Öykücülüğü Özel Sayısı” ile “Roman Özel Sayısı” kitaplarını almıştım. Dünya ve Türk öykücü ve romancıları arasında üzerinde incelemeler yapılan önemli bazı isimlerin yaşamöyküleri ve çalışmaları hakkında çok güzel örnekler verilmiş. Hemen her öykü ve roman yazarının mutlaka elinin altında bulunması gereken eserler.

Türk Tarih Kurumu ve Türk Dil Kurumu son yıllarda benzer çalışmalarla edebiyatseverlere bu anlamda çok önemli kolaylıklar sağlayacak bu tür çalışmalarla önemli bir adım atmış durumda. Üstelik fiyatlar çok uygun. Neredeyse kâğıt bedelinin de altında fiyatlarla okuyucusuyla buluşturuyorlar.

Ben iki esere 20 TL lirası verdim. Daha doğrusu birini Sayın Ebubekir Aytekin hocam aldı hediye etti. Diğerini kendim aldım.

Eserlerin biri 640 sayfa, 20 TL, diğeri 408 sayfa, 10 TL.

Ömer Seyfettin Türk öykücülüğünün, bana göre dünya öykücülüğünün en tepesinde yer alan bir isim. Dili, sadeliği, öğreticiliği, temiz, sakin, duru anlatımıyla çevrildiği/çevrileceği bütün dillerde o milletlerin yaşam koşullarının ve sorunlarının temel dinamikleriyle örtüşecek nitelikte her bir öyküsü.

Tanzimat sonrası başlayan ve o günün içine doğduğu olaylarını ve kahramanlarını anlatan, aynı zamanda bugün de okunduğunda aynı tadı veren dili, öyle görülüyor ki daha çok yıllar sonra bile okunduğunda aynı tadı verecek.

Sabah uyandığımda daha önce de okuduğum “Diyet” ve “And” öykülerini tekrar okudum. Ve bir kez daha hayran kaldım. İşe yaramaz tek kelime yok. İstediklerini kurguyla çok rahat veriyor. İyi, kötü, temiz, ahlak, vicdan, sadakat gibi kavramların içini, anlatarak, yazarak değil, kahramanların yaşamı, tutumu, sözleri, davranışlarıyla çok rahat ve eksiksiz bir biçimde veriyor. Hiçbiri hakkında iyi ya da kötü demeden okuyucuya bırakmak, okuyucunun bu nitelemeleri yakıştırması, bulması, bir yazar için son derece önemli ve zor. Ömer Seyfettin bunu başarabilen, üstelik her yaş gurubuna seslenebilen bir öykücü. Eğer mutlaka söylemesi gerekiyorsa da bunu kahramanlarından birine söyletiyor.

Kavurucu sıcakların başladığı, insanların dört gözle hububat alım fiyatları, fiyatların varacağı yeri beklediği, daha doğrusu merak ettiği bu günlerde azıcık da içimizi ısıtacak kısacık öykülerle buluşturmak istedim sizleri.