İdeolojik saplantılarla tarihe ve sosyal olaylara bakanlar sadece iki rengi görürler: Siyah ve beyaz; tarihi şahsiyetler de sadece iki gruptur: İyiler ve kötüler... Bu tiplere ön yargılarını aşmasını, "Gerçek nedir?" sorusunu kendine sormasını, geniş ufuklu ve analitik düşünmesini önermeniz de sonucu değiştirmez, hatta size tepki bile verebilirler.

Tarihe ve sosyal olaylara saplantılı bakışa siyasal islamcılardan bir örnek vereyim, avukatından akademisyenine kadar hepsinin fikir birliğinde olduğu bir kocakarı masalı vardır: Osmanlıyı İttihatçılar yıktı."

Fransız ihtilalinin yeşerttiği milliyetçilik duygusu sadece Balkan coğrafyasını değil dünyayı kasıp kavurmuş, Büyük Britanya İmparatorluğu bile sömürgelerinden gelen bu dip dalgası ile sallanmış, insanlık bütün dünyada imparatorluklardan ulus devlete geçiş sürecinin sancılarını yaşamış... Ama bunların hiç önemi yok:

"Hayııır!.. Osmanlı asla yıkılmazdı, bu işi İttihatçılar yaptı!."

18. Ve 19. Yüzyılda Osmanlı'nın nasıl Avrupa'nın gerisinde kaldığının, matbaayı Batı'dan kaç yıl sonra kurduğumuzun, 250 senede topu topu 450 kitap bastığımızın hiç önemi yok... Avrupa ülkeleri sanayi devrimine adım atarken Osmanlı uleması "Sivrisineğin abdest suyuna teması"nı konuşmuyordu, değil mi?..

Son üç yüzyılında Osmanlı'nın hiçbir icat yapamaması da sinek vızıltısıdır... Hatta İstanbul Uzay Gözlemevi'nin

" denilerek top ateşi ile de İttihatçılar mı yıktı?...

19. yüzyıla gelindiğinde Avrupa çoktan ticaret, bilim ve sanayi devrimlerini yaşamıştı; treni, makineyle çalışan gemiyi, donanımlı düzenli orduyu kullanıyordu. Osmanlı'nın kara sabanla tarıma dayalı ekonomisi ve buna dayanan tımarlı sipahisi ile ayakta kalabilir miydi?..

Bunlar da sinek vızıltısı efendim!.. İttihatçılar olmasaydı Osmanlı yıkılmazdı, hatta günümüzde Amerikayı ve de yedi düveli, yedi kere dize getirirdi.?

Tarihe bu saplantılı bakışlara rastladıkça 60'lı yıllarda gazete külahında çekirdek çıtlattığım günlerimi hatırlıyorum. Adı tarihçiye çıkmış Fetö şarlatanları koca koca adamları nasıl etkisine alabiliyor?.. Karaoğlan'ın, Malkoçoğlu'nun yazlık sinemada beni etkisine aldığı kadar hem de...

Payitaht dizisinde Abdülhamit İngiliz elçisini tokatlamış.

"Tokatlayacak tabii çünkü o Abdülhamit'tir."

"İyi de kendisini tokatlayan Rus elçisini vuran iki askeri Abdülhamit idam ettirmiş. Bu iş yazlık sinemada çekirdek çıtlatmaya benzemez."

"Canım o işte başka iş vardır, bizim bilmediğiniz bir şeyler vardır. Hem kendisi elçi tokatlayacak, hem tokat atan askerleri idam ettirecek. Olur mu öyle şey?.."

İdeolojik saplantılar kişileri bir fanusun içine hapsediyor adeta. "Gerçek nedir?" sorusunu kendilerine hiç sormazlar. O sorunun peşinden beyne gelecek yeni bilgi akışının fikir dünyasının sütunlarını dinamitleyeceğini-bilmese bile- seziyorlar... Tarihin, sosyolojinin, ekonominin, siyaset biliminin, keşiflerin, icatların hiç önemi yok; "Osmanlı'yı İttihatçılar yıktı!.."

Türkeş'in de bir tarihte "Osmanlıyı İttihatçılar yıktı" videosu çıktı ortaya. Bu konuşmaya hazine bulmuş gibi sarılan Türk düşmanları birden Türkeş övgüsüne başladılar: "Büyük devlet adamı böyle konuşur."

Avusturya-Macaristan İmparatorluğunu, Büyük Britanya İmparatorluğunu, Sovyet İmparatorluğunu da İttihatçılar yıktı... Hatta Roma İmparatorluğunu da...

Zaten ahı gitmiş, vahı kalmış Osmanlı enkazından genç Türkiye Cumhuriyetini kuran, Türk ruhunu yeniden dirilten İttihatçıların bu başarısını görenler de var artık. Enver Paşa'dan Mustafa Kemal Paşaya kadar bütün İttihatçıları rahmetle anıyorum.

Alper Aksoy