(2)
Ülkemizdeki cumhurbaşkanlığı makamının daha önceki seçim şekli ve anayasa ,kanunlardan doğan yetkilerini uzun uzun izah etmek istemiyorum.
İsteyen Eski-Yeni Mukayesesini anayasa ve kanunları inceleyerek görebilir.
Bizim açımızdan eski sistemin yanlışlıklarını ifade edecek çok sözümüz, verecek çok misalimiz var,ancak uzatmadan eski cumhurbaşkanlığı sisteminin yanlışlığını şöyle ifade edebiliriz.
Eski cumhurbaşkanlığı sistemi: Hızlı  ve pratik işlemesi gereken devlet işleyiş ve hizmet sistemini Onaylama ve atama yetkisini El freni,Fren pedalı gibi kullanan ,Devletin işleyişini yavaşlatan ve hantallaştıran tastik ve onaylama makamından başka bir şey değildi.
Cumhurbaşkanlığı başkanlık sistemi ile devlet işleyişi hantallıktan bürokratik oligarşiden kurtulmuş(Tam değil ) daha hızlı idare edilebilen bir devlet yapısıyla tarihten gelen devlet idare etme misyonuyla Uygun bir yapıya kavuşmuştur .
Bu yeni sistemin halk nezdinde daha çok sahip çıkılan desteklenen olabilmesi için:
 Donatıcı tamamlayıcı yeni kanunlara ihtiyaç vardır.
Bu ihtiyaç ötelenmeden bir an önce yapılmalı ve giderilmelidir.
Mevcut sistemde %50 + 1 şartı Cumhur vurgusu ile kurulmuş devletin ,halkın kendi kendini yönetme ve yöneten temsilcisini seçmek konusunda daha fazla katılımcı olması Sağlanmıştır.
Çıta yüksek tutularak( %50+1) Katılımcı sayısı yüksek ,güçlü demokrasi hedeflenmiştir.
Kısaca ,Bazı konularda tenkide uğrasa da bize göre Cumhurbaşkanlığı başkanlık sistemi ülkemiz için hayırlı bir sistem olmuştur.
Bu sistemde ,başbakanlık hükümet sistemindeki gibi müdahaleye açık bir parlamento yapısının önüne geçilmiş. Milletvekili transferleri gibi kirli hatırası olan GÜNEŞ MOTEL ve benzeri olayların olması imkanı ortadan kakmıştır.
Bu sistem sonrası ülkeyi yönetmek iddiasıyla kurulmuş kurulacak olan bütün partilerin mecburi hedefi %50 +1 dir.
Bütün partilerin ve parti genel başkanlarının halk nezdinde “KABUL GÖRME”İfadesi bu oran üzerinden alacaklari oya göre değerlendirilecektir.
AK PARTİ dahil hiçbir partinin ittifak yapmadan ne cumhurbaşkanlığı kazanması ne de mecliste çoğunluğa ulaşması mümkün görünmemektedir.
Onun içindir ki AK PARTİ MHP BBP birleşenleri cumhur ittifak adı altında bir birliktelik oluşturmuşlardır.
Cumhur ittifakına oluşturan partilerin oy tabanları hemen hemen aynı değer yargılarına sahiptir.
Partilerin ülkeye ve dünyaya bakış politikalarında da neredeyse %98 birliktelik vardır.
Bu inanç fikir ve ülkeyi yönetmekteki program yakınlığı Cumhur İttifakı birleşenlerin hareket ve söylemleri bakımından sorunsuz Birlikteliklerini sağlamaktadır.
Buna rağmen ,parti genel başkanlarının kendi aralarında ya da parti idarecileri ve milletvekilleri arasında herhangi bir sebepten sorun yaşamayacaklarının garantisi yoktur.
Ayrıca ülkenin içerisinde bulunduğu durumlara göre bu seçmen kitlesinin tepkisi değişik olabilmektedir.
Buda cumhur ittifak açısından bir handikap teşkil etmektedir
Bu durum millet ittifakı açısından birleşenlerine bakıldığında fikir inanç ve ülke yönetiminde program ve hareket birlikteliğinden söz etmek oldukça zordur.
Bu açıdan Çok farklılık içinde bir birlikteliğin ülke sorunlarıyla ilgili iç ve dış politika konularında hangi partinin nasıl bir duruş göstereceği konusu net değildir.
Çok sık bir araya gelmeler heyetler halinde toplantılar yapmalar ciddi fikir ve politika farklılığının nasıl yönetileceği konusunda anlaşma Sağlanamamış olmasından kaynaklıdır.
Görüş ,önerilerimizi ve Teklifimizi yazmaya devam edeceğiz . İnşAllah.
              M.Tuğrul Türkeri