-“SÖMÜRÜNÜN KATMERLİSİNİ YAŞAMAKTAYIZ”

Geçmişten bugüne erkek egemen zihniyetin kadın üzerindeki tahakkümü ve kadın emeğini görünmez kılma çabaları, hemşirelik ve ebelik mesleği bağlamında özgün bir örnek niteliğinde olduğunu vurgulayan Deniz,şöyle devam etti:

“Hemşire ve ebeler olarak, hem kadın, hem de ücretli emekçi olarak sömürünün katmerlisini yaşamaktayız. Bu nedenle de kadın mesleği olarak algılanan ebelik ve hemşirelik mesleklerinin sorunlarının çözümü, emek mücadelesi ve kadın özgürlük mücadelesini birlikte yürütmekle mümkündür. AKP eliyle yürütülen neoliberal politikaların ürünü olan sağlıkta dönüşüm programı ebe ve hemşirelerin mesleki özerkliklerini yok saymış ve sorunlarını daha da büyütmüştür. Öncelikle hemşirelik mesleği yardımcı sağlık personeli, ebelik mesleği de yardımcı sağlık çalışanı şeklinde tanımlamıştır. Hekim odaklı çalışma sistemi ve meslek tanımlarımızın muğlaklaştırılması sonucunda ebe ve hemşireler sağlık alanında verilen her görevi ve angaryayı yapmaya mecbur bırakılmışlardır. Sağlık Bakanlığınca ebeliğin ve hemşireliğin mesleki bir tanımı yapılmış olsa da geçmişten beri görev, yetki ve sorumluluk sınırlarının belirlenmemesi esnek, kuralsız, angarya işlerle daha fazla yüz yüze bırakılmamıza neden olmuştur. Ebelik ve hemşirelik yasası yeniden düzenlenmeli- görev tanımlarımız muğlâklıktan kurtarılmalı- meslek sınırlarımız belirlenmelidir. Ebe ve hemşireler olarak ağır iş yükü nedeniyle sağlık sorunlarımız, sosyal yaşama ve iş güvencesine dair önemli sorunlarımız bulunuyor. Sağlık hizmetinin sunumunda bu kadar önemli bir yer tutmasına rağmen, kamu kurumlarında yeterince ebe- hemşire kadro açılmamaktadır. Bu, az sayıda personelle çok iş yapma- iş yükü demektir ve temel sorunlarımızın başında gelmektedir. Bu sorunların çözümü açısından personel eksikliğinin güvenceli-kadrolu istihdam politikası ile giderilmesi en önemli taleplerimizdendir. Ancak hükümet sağlık emekçilerinin iş güvencesi ile ilgili sorunlarını çözmek bir yana, güvencesizliği yaygınlaştırmaya devam etmektedir. Vekil, 4/C’li istihdam edilen veya aile sağlığı merkezlerinde kamu dışı aile sağlığı çalışanı olarak çalışan biz ebe-hemşirelerin, kadro ve güvence beklentisi 2020-2021 toplu sözleşmesinde mutlaka karşılanmalıdır.”

-“PERFORMANSA DAYALI ÜCRETLENDİRİLMEDEN VAZGEÇİLMELİ”

Sağlık alanında şiddetin giderek tırmanması ve yoğun çalışma koşulları sağlık emekçilerindeki yıpranma ve tükenmişliği artırdığını belirten Deniz, “Birçok sağlık çalışanı bu durumdan kaynaklı yaşamına son vermektedir. Ancak, 2018 yılında Ağustos ayında çıkartılan fiili hizmet süresi zammı yasası ebe ve hemşirelerin ihtiyacını- hakkı olanı karşılamaktan uzak bir yasa olarak çıkartılmıştır. Bu yasanın ayrımsız bütün sağlık ve sosyal hizmet emekçilerini ve geçmiş çalışma yıllarını kapsayacak şekilde, fiili çalışma şartını kaldırılarak yeniden düzenlenmesini istiyoruz.”

Deniz, mesajında, yıllardır mücadele ettikleri taleplerden biri olan 3600 ek gösterge hakkının AKP’nin ikinci 100 günlük çalışma programı içinde 3 meslek grubuna (öğretmen, polis, din adamları) uygulanacağı propagandasının yapıldığını vurgulayarak, şunları kaydetti:

“Daha sonra tepkiler üzerine hemşirelerin de düzenlemeye dâhil edileceği söylenmeye başlandı. Maalesef her seçim dönemi dillerine doladıkları bu hakkımızı yine oyalayarak zamana bırakmaya çalışıyorlar. 3600 ek gösterge tüm sağlık ve sosyal hizmet iş koluna bütünlüklü olarak verilmelidir. Ve en düşük ek gösterge 3600 den başlatılarak kademelendirilmelidir. ASM, TSM, özel ve kamu hastanelerinde emek veren biz ebe ve hemşireler, iş ve gelir güvencesizliği, yoğun nöbetler, düşük ücret, riskli çalışma koşulları, performans sistemi, toplam kalite yönetimi anlayışı, emekliliğe yansımayan ek ödemeler ve ek ödemelerin hastane yöneticilerinin insafına bırakılması sorunları ile boğuşuyoruz. Performansa dayalı ücretlendirmeden vazgeçilerek temel ücretin en az 6 bin 500 lira olması ve yapılan/yapılacak olan tüm ek ödemelerin emekliliğe yansıtılmasını istiyoruz.
Sorunlarımızın bu kadar biriktiği ve iktidarın çözüme yönelik adım atmaktan imtina ettiği bu dönemde 5 Mayıs ve 12 Mayıs ebe ve hemşireler günü, mevcut koşulların değiştirilmesi ve taleplerimizin elde edilmesi yönünde kararlılığımızı ifade edeceğimiz bir günlerdir. Bu nedenle de ebe ve hemşireler gününde vaat dinlemeyi, oyalanmayı kabul etmiyoruz, çözüm istiyoruz.”

-“İŞ YERLERİNDE KADROLAŞMA VE BASKIYA SON VERİLMELİDİR”

Sağlığın ve toplumsal yaşamın en önemli dinamiği olan ebeler ve hemşireler olarak ekonomik, özlük ve sosyal talepleri bir kez daha hatırlatmak istediklerinin altını çizen Deniz, “Ebe ve hemşirelik mesleğindeki personel açığı güvenceli-kadrolu istihdam ile giderilmelidir. KHK ile işlerine son verilen sağlık ve sosyal emekçileri işlerine iade edilmelidir. Ebelik ve hemşirelik mesleği ağır ve çok tehlikeli işler kapsamındadır. Yıpranma payı yasası geçmiş yılları kapsayacak şekilde ve fiili çalışma şartı kaldırılarak yeniden düzenlenmelidir. Ek ödemeler temel ücrete dâhil edilmeli ve emekliliğe yansıtılmalıdır. Esnek, kuralsız ve angarya çalışmaya karşı, güvenceli çalışma koşulları sağlanmalıdır. İş yerlerimizde maruz kaldığımız her türden riske karşı güvenceli ve güvenli çalışma koşulları sağlanmalıdır. İşyerlerinde şiddet ve taciz çerçevesinde önleyici uygulamalar yaygınlaşmalı ve hukuki yardımdan kadro durumuna bakılmaksızın istisnasız tüm çalışanlar yararlandırılmalıdır. Her iş yerinde 7 gün 24 saat açık, ücretsiz, nitelikli ve anadilinde kreş hizmeti sunulmalıdır. İşyerlerinde kadrolaşma ve baskıya son verilmelidir. Şiddete karşı önlemler artırılmalıdır.
Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) olarak haklarımız ve geleceğimiz için mücadele etmekten asla vazgeçmeyeceğiz. Tüm ebelerin ve hemşirelerin 5 Mayıs Dünya Ebeler Günü’nü ve 12 Mayıs Dünya Hemşireler Gününü kutluyor ve tüm ebe ve hemşireleri haklı mücadelemizi birlikte daha da büyütmeye davet ediyoruz. Bizler bu taleplerimizi alana kadar mücadelemizi sürdüreceğiz. Bu çabamızın bir parçası olarak 11 Mayıs’ta, sağlık ve sosyal hizmet alanındaki diğer arkadaşlarımızla birlikte taleplerimizi bir kez daha seslendireceğiz.”


Kaynak:PHA