Sahip Çıkmazsan, Sahip Çıkarlar...

“Silifke’den Hakkari’ye Dostluk Köprüsü” proje gezisi kapsamında Hakkari Valiliğinin misafiri olduk. Hakkari Valiliğinin himayesinde, Hakkari merkez ve ilçelerinde geziler gerçekleştirdik. Merkez ve ilçelerde halkın arasında yürüdük, bölgenin nabzını tuttuk, insanlarla sohbet etme imkanı bulduk.

Dağların arasındaki güzellikleri keşfettik, o güzelliklerin arasındaki zenginlikleri gördük, o zenginliklerin açığa çıkmasını istemeyenlerin bölgede neler yaptığını da gözlemledik. Kardeşi kardeşe kırdırarak, insanların mağduriyetine nasıl göz yumulduğunu gördük.

Ve gördük ki, bölgede görev yapan, devletin babası olması gerekenlerin babalık yapması şöyle dursun, insanları dışladıklarını, adeta terörün pençesine gitmelerine ön ayak olduklarını gözlemledik.

Bölge halkı, güçlünün yanında olmayı yeğliyor haklı olarak belki ama bu Anadolu topraklarında yaşayan hiçbir insanın karakterine uygun bir davranış şekli değil, olmamalıdır da!

Vatanımızın her köşesinde cennet gibi ancak dağlar arasındaki saklı cennetler, gizli hazineler; yeraltı ve yer üstü kaynaklarını da unutmamak gerekiyor. Bölgenin cazip hale gelmesinde önemli etkenler ancak en önemlisi coğrafi konumu elbette. Mezopotamya uygarlığının merkezinde yer alması da ayrı bir ilgi çekici özelliği...

Hal böyle olunca, devlet de sahip çıkmayınca, aslında ona devlet sahip çıkmadı demeyelim de sürgün yeri olması nedeni ile bölgeye gelen bürokratların bölge halkına baba şefkatini göstermesini beklemek ne kadar doğru olabilir diyelim!

Evin reise çocukları arasında ayrım yaparsa o ortamda huzur beklenebilir mi? İşte parmağın birinin sinir uçları zarar görünce, parmağın düzenli çalışmayacağı gibi, görevini yerine getiremeyeceği gibi bölgede görev yapan bürokratlar da görevlerini es geçerek, halkı ötelemişler, sürgündeler ya!

Herkesin canı kıymetli, evladı kıymetli, malı kıymetli...

İnsan; kendisini koruyan ve kollayanın yanında yer alır her zaman, ona daha yakındır. Bunlar olurken ne üzücüdür ki iktidarda olanlar bunlara seyirci kalmışlardır, bu vatan topraklarının bölünmesine seyirci olmuşlardır ancak aklı selim idarecilerin ve bu vatanı sevenlerin sağduyuları sayesinde olası parçalanmanın önüne geçilmiş, bölgeye; insanlara dokunan, onların sofralarına oturabilen, onların dertlerine derman olacak, devletin baba şefkatini gösterecek bürokratların atanmasını sağlamışlar ve bölgede terör başta olmak üzere ciddi bir karşı duruş sergilenerek, bölgede barış ve huzur sağlanmıştır.

Hala kaşımak isteyenlerin olduğu düşünüldüğünde, bölgenin ve bölge insanını tanıyan, vatanını, bayrağını, insanlarını seven ve bölge insanlarına dokunmayı başarabilecek bürokratlarla bu mücadeleyi gerçekleştirmek isabetli bir karar olur. Şimdilerde olduğu gibi...

Su bol, topraklar verimli, yeraltı ve yer üstü kaynakları zengin, bit faunası geniş olması nedeni ile her türlü hayvancılığa elverişli bir bölge, güzelim vatan toprağını sürgün yeri gibi görenlere asla verilmez.

Elin parmakları dışa bükülmüyor, içe büküldüğünde de kocaman bir yumruk oluyor. Yumduk olmak varken, parmaklara zarar vermek niye?

Gitmediğimiz-gidemediğimiz hiçbir yer bizim değildir. Şayet sahip çıkılmıyorsa birileri gelir sahip çıkarlar.

“Silifke’den Hakkari’ye Dostluk Köprüsü” projesi kapsamında GAP Gazeteciler Birliği tarafından ve Hakkari Valisi Sayın İdris Akbıyık’ın konukseverliğinde gerçekleşen gezide o kadar güzel insanlarla tanıştık ki, samimi, candan, yüreklerini ortaya koyan, sadece sofralarını değil yüreklerini açan insanlarla tanıştık, kaynaştık. Tabi farklı gözle bakan insanları da gördük ancak yüreklerini açan insanların yanında kör olan gözlerin de ışık saçanlarla birlikte olmaya çok yakın olduklarını da hep birlikte göreceğiz inşallah.

Değerlerimizi yaşamamızı sağlayan başta Hakkari Valimiz Sayın İdris Akbıyık olmak üzere bizleri bir an olsun yalnız bırakmayan değerli dostlarımıza gönülden şükranlarımı sunuyorum.

Dostluğumuz baki olsun inşallah.

Sevgi Işığınız Olsun