Avrasya Kültür Edebiyat ve Bilim Dernekleri Federasyonu tarafından düzenlenen

28.Uluslararası Antalya Kültür ve Sanat Şöleni 28- 30 Ocak tarihinde kalabalık bir katılımla gerçekleşti.

ASKEF, ülkemizin ve Türk dünyasının değişik yörelerinde yaptığı Türk dünyası buluşmasının 28. Antalya da gerçekleştirdi. Etkinlikte: Azerbaycan, Kazakistan, Bulgaristan, Kerkük, Kırgızistan, Suriye Türkmenleri temsil edildi.

Etkinlik 28 Ocak saat 14.30 da karma resim sergiyle başladı 34 ressamın katıldığı karma resim sergisi çok beğenildi.

Salon programı aşıklar Selami Yağar ve Selahattin Kazanoğlu’nun katılımcı ve misafirleri sazları ve sözleriyle selamlaması ile başladı açılış konuşmalarının ardından Antalya Türk Müziği Korosunun yaklaşık 1 saat süren Türk Halk müziği konseri zevkle dinlendi. Daha sonra şair, halk ozanları ve sanatçılar şiirlerini okudu, şarkı ve türkülerini söyledi.

Halk Ozanları Aşık Püryani, Aşık Güngör Kaptan, Aşık Selami Yağar, Aşık Selahattin Kazanoğlu, Ozanlar Zübeyir Daras, Zeyni Yılmaz ve Aykut Karlı  sanatçılar, Sevil Çakar, Veysel Yalvaç, Erdem Aydemir,Nuri Kazancı, 2 gün boyunca salonu dolduran seyircileri sazları ve sözleri ile güzel eserlerini okudular.

KIRATLI: "ANADİLİ BULGARCA OLAN TÜRKLER"

Bulgaristan Türkleri adına programa katılan Aktivist Nesrin Kıratlı;  Bulgaristan Türklerine tarihte çok zulümler ve soykırım yapıldı. Dünyada başka bir ulus yoktur ki adı değişsin. Ancak, 32 yıldır Zorunlu asimilasyonu dinlerken bugün Bulgaristan' da gönüllü asimilasyon gerçekleştiğinin farkına varılmadı. Bugün Bulgaristan' ın pek çok bölgesinde yeni bir etnik model doğmuştur: "ANADİLİ BULGARCA OLAN TÜRKLER" modeli. Bulgaristan da yaşayan Türk çocukların ana dillerini ve tarihlerini ve ataların yaşadığı dünyanın seyirci kaldığı bu olayları unutmamaları gerekir.

KIRATLI:  TÜRKLÜĞÜMÜZ TEHDİT ALTINDA

Pek çok medeniyetleri ( Antik Yunan, Traklar, Roma, Bizans, Osmanlı) gibi büyük İmparatorluklara ev sahipliği yapan Balkanlar aynı zamanda Avrupa-Asya yakasının da birleşme noktasıdır ve unutmamalıyız ki Balkanlar iki büyük savaşın da doğum yeri ve emperyal güçlerin mücadele alanı olmuşlardır.

Balkanlar aynı zamanda bir Osmanlı ve aynı zamanda bir Türk tarihidir.

Bulgaristan, Balkan coğrafyasının en yoğun Türk ve Müslüman nüfusu olan ülkesidir. Bulgaristan ve Balkan Türkleri Orta Asya ve Anadolu Türk Kültürünün Balkanlara taşıyıcılarıdır. Ancak, gerek folklor gerekse halk türküleri hem ezgi hem tematik olarak Anadolu kültürünün uzantısı olsalar da, Osmanlı bu topraklardan çekildikten sonra Balkan Türkleri, yeni ses, makam ve ritim geliştirmişler, Rumeli olarak anılmışlardır.

Bulgaristan, Türk kültürü ile ilgili araştırmalar yapan araştırmacılara çok engin bir sahadır ve Bulgaristan Türkleri, Türk dünyasının önemli bir parçasıdır.

Türk dünyasını geçmişten günümüze uzanan bir süreçte değerlendirdiğimizde, geçmiş tarihteki Türk büyüklerimizin bize sağlam biz zemin bırakmış olmalarına rağmen, günümüzdeki Türk dünyasının farklı yönlere saptığını da görmekteyiz.

Anadili sorunu sadece Bulgaristan Türklerinin sorunu değil,, bütün Türk dünyasının sorunudur.

Geçmişte savaşlarla, günümüzde ise inovativ ve modern  yöntemlerle Türklüğümüz tehdit altındadır. Acele etmeliyiz!

Tarihimizin en buhranlı döneminde Eğitimci,İdeolog İsmail bey Gaspıralı, Rusya' nın  Panslavizmi devlet politikası haline getireceğini fark edip, Ruslarla da iyi ilişkiler içinde olmayı hedefleyerek "Dilde fikirde işte " şiarıyla sesini bütün Türk dünyasına duyurmayı başarmıştır.

Gaspıralı' nın yüzyıllar önce görmüş olduğu gerçekleri ben bugün Bulgaristan' da görmekteyim.

Prenslik anayasasında verilen hakları almasını bilmeyenler Türkler, bugün de Bulgaristan Cumhuriyeti 1991 Anayasasının 36/2 maddesi gereği bize tanınmis olan  anadili ile ilgili hakları ve Bulgaristan devletinin imzalamış olduğu İnsan hakları sözleşmelerini bugüne kadar savunamamışlardır.

Anadilimiz can çekişmektedir. Bulgaristan' da yeni bir etnik model doğmuştur. "ANADİLİ BULGARCA OLAN TÜRKLER"

Konuya çözüm aramak için köy köy gezerek, okul ziyaretlerinde bulunarak halkımızda bir uyanış gerçekleştirmek için olgu bilime dayalı nitel araştırma yöntemini kullanarak sahadayım..

Yüzyıllardan beri bu toprakta var olan Türk kimliğimizin daha nice yüzyıllar yaşaması için anadilimizin ve kültürümüzün yaşaması gerekmektedir. Aksi takdirde geçmiş tarihte Zorunlu asimilasyon Bulgar tarihinde kara bir leke olarak kalmıştır. Gönüllü asimilasyon ise Türk tarihine kara bir leke olarak geçecektir...

Gaspıralının ifadesiyle: Acele etmeliyiz!

Katılımcılar ülkeleri ve halkları adına benzer duygularla konuşmalarını yaptılar.

ÜNAL: BİR OLMALIYIZ DİRİ OLMALIYIZ

ASKEF Genel başkanı Savaş Ünal; Türk dünyasının en çok birlik ve beraberliğe ihtiyacı olduğu bir süreçten geçiyoruz. Bizler bir olmak zorundayız, birlik olmak zorundayız. Bu yaptığımız etkinliklerde kandaşlarımızın birbirini daha iyi tanımaları ve dostluk ve kardeşliklerini artırmaları bizlerin en büyük hedefidir. Turan sevdamız bizleri bu yolda daha çok çalışmaya teşvik etmektedir.

Etkinlik Nuri Kazancı, Erdem Aydemir, Veysel Yalvaç ve Azerbaycanlı sanatçı Sevil Çakar konserleri ile sona erdi.

Program’a çeşitli ülkelerden illerden gelen misafirler Antalya’da tarihi turistik yerleri gezdiler hatıra resimleri çekinilerek başka bir programda birliktelik için temennilerde bulundular.

Haber:GAP Olay