Karaduman konuşmasında şunları söyledi ‘ Sayın Belediye Başkanım, Değerli meclis üyeleri, Başlarken dünyada trafik kazalarından daha çok iletişim kazaları olduğunu söylemeliyim. Gerçekten birbirimizle iyi bir iletişim zemini oluşturmamış isek bu hem birbirimizi yanlış anlamamıza hem de çalışmalarımızda istenilen verimi alamamamıza sebep olmaktadır. Bu bakımdan hepinize iletişim kazasız bir ömür diliyorum.

Konuşmama çok karşılaşmadığımız adeta dikkatimizden kaçmış “yönetişim” kavramıyla başlamak istiyorum. İyi yönetişim insanoğlunun yaşam kalitesini geliştirmenin ve kurumların sürdürülebilirliğini sağlamanın anahtarıdır.

Önceleri toplum yaşamını etkileyen konular, oy hakkına sahip olanlar tarafından topluca karara bağlanırdı. Bu anlamıyla “katılımcı” olarak nitelenen demokrasi, giderek “temsili” demokrasiye dönüştü; çünkü katılımcı sayısı da, kararların karmaşıklığı ve çeşitliliği de artmıştı. Ancak temsilci çıkarları ile toplumsal çıkarların zaman zaman örtüşmemesi ve eğitim/iletişim alanındaki teknolojik gelişmelerle bilinçlenen kitlelerin toplumsal kararlara katılım isteğinin artması, XXI. yüzyılda yeniden katılımcılığı gündeme getirmiştir. Günümüzde yeni bir şekle bürünen katılımcı demokrasi ağırlık kazanıyor. Sivil toplum örgütleri toplumsal kararların alınmasında seçilmişlerle birlikte rol alıyor.

Yönetişim bir kurumda sadece karar vericileri değil, tüm paydaşları kapsar. Yönetişim kurumda karar verenlerin sadece bu yetkileri kötüye kullanmalarının önlenmesini değil, aynı zamanda sağduyulu, adil ve değer yaratacak şekilde kullanmalarının sağlanmasını da kapsar. Bu nedenle yönetişim, hangi kurumda olursa olsun, bir kurumun hedeflerine ulaşması ve en üstün performansı göstermesi açısından büyük önem taşıyor. Bu hedefin gerçekleşebilmesi için kurum ve çevresindeki tüm paydaşların davranışlarının her zaman şu ilkeleri yansıtması gerekiyor: tutarlılık, sorumluluk, hesap verebilirlik, adillik, şeffaflık, etkililik ve katılımcılık. (Kent Konseyi Yönetmeliğinin 6. Maddesinin a bendi.)

İyi yönetişim kurallarla değil, davranışlarla sağlanır. Kurallar önemlidir, ancak iyi yönetişimin temel ilkelerinin ruhunu anlamaksızın, sadece çeşitli otoritelerce oluşturulan kurallara uyum için atılan adımların yönetim kalitesini geliştirmesini beklemek gerçekçi değildir. İyi yönetişim bir kültürdür, bir iklimdir ve bir davranışlar bütünüdür. Biz konumuza dönersek yani yerel yönetimler bazında düşündüğümüzde sahadaki aktörlerin birbiriyle etkileşimi ve yönetimin bu etkileşime göre karar vermesidir.

Karşılıklı etkileşimlerin yansımasını bulduğu, katılımcılığı temel alan, tek sesliliği değil, çok sesliliği hedefleyen bu yeni yönetişim anlayışı 21. Yüzyılın hedeflediği bir yönetim biçimidir.

Bu nedenle, insan hakları ve demokrasiye gerçekten inanıyorsak, kentimizde yaşayan tüm insanların karar süreçlerine katılımını sağlamak için çalışmalıyız.

Aile içinde bile fikri alınmayan, konuşturulmayan insanların psikolojisini bilirsiniz. Eğer demokrasinin tam anlamıyla yerleşmesini, demokrasinin bütün kurum ve kurallarıyla işlemesini istiyorsak toplumun bütün kesimlerinin fikrini söyleyeceği, görüş bildirebileceği katılımcı yapılara ihtiyaç vardır.

İşte bu ihtiyaç dolayısıyla dır ki; 5393 sayılı belediyeler kanununun 76. Maddesine göre Kent Konseyleri kurulmuştur. Gerçekten bugün için temsilde adaletin, katılımcılığın en yüksek olarak sağlandığı kurum Kent Konseyleri olarak gözükmektedir. Kent Konseyleri demokratik, bağımsız, özgür yapısıyla ve partiler üstü bir anlayışla “nasıl bir kentte yaşamak istediğinin” plan ve projelerini yapan halkın önemli bir fikir platformudur.

Yerel yönetimler her ne kadar halkın temsilcileriymiş gibi değerlendirilse de meclisler siyasi çekişmelere tabiatı gereği sahne olabilmektedir. Bu sebeple insanların yaşadığı coğrafyada kendi hayatlarını, yaşam kalitelerini etkileyecek her konuda fikirlerinin alınması önemli hale gelmektedir.

Gezi olayları bu konuda toplumun bütün kesimlerine önemli dersler vermiştir. İstanbul belediye başkanı dahil, hükumetin bir çok üyesi de bundan sonra yapılacak işlerde halkın fikrinin alınacağını açıklamak durumunda kalmışlardır. Olaylar durulduktan sonra verdikleri sözü unutmuşlardır ama verdikleri o günkü söz doğruydu.

Kent Konseyi Kaymakamın, Belediye Başkanının, 10 resmi kurum müdürünün, en az 20 muhtarın, vakıflar, odalar, birlikler, noterler, üniversiteler, siyasi partiler ve STK (sivil toplum örgütlerinin) oylarıyla seçilmek suretiyle oluşmaktadır. İlçemizde böyle tespit ettiğimiz 112 kurum ve kuruluş vardır.

Bu bakımdan konsey, yürütme kurulu, meclisler ve çalışma grupları oluşturulurken toplumun bütün kesimlerinin ve katmanlarının temsil edilmesi büyük önem arz etmektedir. Bu ise farklılıkları zenginlik olarak görenlerin başarabileceği bir iştir.

Eline bir tek renk boya kalemi alarak resim yapmaya çalışanlar yanıldıklarını kısa zamanda anlayacaklardır. Çünkü canlı ve güzel resimler farklı renkler ve o renklerin farklı tonlarıyla yapılabilirler.

Partiler temel felsefe açısından topluma hizmet etme aracıdır. Siyasete bizden, onlardan, cemaat, tarikat, kabile gibi anlamlar yüklemek ilkel bir düşüncedir. Böyle bir anlayış toplumda ayrışmaya ve ötekileştirmeye sebep olacağından son derece tehlikelidir. Cahiliye dönemi âdetidir. Dünya tarihi kabilecilik yada sınıfçı anlayışın ne büyük acılara ve felaketlere sebep olduğunun örnekleriyle doludur.

Kent Konseyleri yapılanma itibariyle toplumun bütün kesimlerini temsil ettiği müddetçe kaynaşmanın, dostluğun, barışın ve başarının güzel bir örneğini oluşturacaktır.

Sayın Belediye Başkanım ve Değerli Meclis üyeleri

Silifke Kent Konseyi, Yerel Gündem 21’den bu yana yaklaşık 20 yıldır çalışmalarını sürdürmekte bu yönüyle çevresine de örnek olmaktadır. Bunun 10 yılı yerel gündem 21 ve uyum süreci 2005 yılından bu yana ise yönetmelik ve yasalarıyla her gün gelişme gösteren Kent Konseyleridir. Şu anda ülkemizde faal olarak 300’ün üzerinde Kent Konseyi vardır ve bunlar kendi aralarında Kent Konseyleri Ulusal Platformu ve Türkiye Kent Konseyleri Platformu olarak örgütlenmişler, Mahalli İdareler Genel Müdürlüğüyle İletişim halinde çalışmaktadırlar.

Bu arada Sayın Belediye Başkanımızın delegesi olarak katıldığım Mersin Kent Konseyi Genel Kurulunda orada da yürütme kuruluna seçilmiş bulunmaktayım. Kentimizin Büyükşehir ilgilendiren her sorununda ayda en az iki defa katıldığım toplantı ve ekstra olarak düzenlenen çalıştaylar da ilçemizin sorunlarını dile getirmede ve gündeme aldırmada önemli başarılar elde ettiğimi hatırlatırken, sizlerin aklına gelen ve takibini istediğiniz her konuda görevi zevkle yapacağımı bilmenizi isterim.

Kıymetli zamanlarınızı almamak için, Yürütme Kurulumuzla, Kadın Meclisimizle, Gençlik Meclisimizle ve ihtiyaç duyduğumuz Çevre ve Kentsel Alt Yapı Çalışma Grubu, Turizm Çalışma Grubu, Kent Arşivi Çalışma Grubu, Kültür ve Sanat Çalışma Grubu, Tarım Çalışma Grubu Hayvan Hakları Çalışma Grubu, Bilimsel Çalışma Grubu gibi 13 dalda çalışma gruplarımızla kentimiz için çalışma yaptığımızı bilmenizi istiyorum. Yürütme , meclis ve çalışma grupları olarak 18-20 kişilik ekipler olduğu dikkate alınırsa 200’ün üzerinde gönüllü arkadaşımızın fikir ve proje üretmesi kentimiz için bir şans olsa gerek.

Sayın Belediye başkanım, Değerli meclis üyeleri,

Büyükşehir yasası ile birlikte hizmet ve sorumluluğun kent belediyesi ve Büyükşehir belediyesi arasında paylaşılması sebebiyle yeni duruma uyum sağladık ve kentimizin işlerini merkezi hükumet, Büyükşehir belediyesi ve İlçe belediyemizle görüşmeler ve yazışmalar yoluyla takip etmeye çalışıyoruz. Kentimizi ilgilendiren her konuda özellikle öncelikli ve hayati çevre duyarlılığı konusunda paydaşlarımızla ciddi bir mücadele veriyoruz.

Sunumuma son verirken varsa sorularınıza cevap verebileceğimi, ayrıca geçmişten bu güne yapılan çalışmalar hakkında bilgi verebileceğimi belirtir, Kent Konseyi ile yapacağınız iş birliği için şimdiden Yürütme Kurulum adına teşekkür eder saygılar sunarım.’ Dedi.